türkiye cumhuriyeti çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü
Transcrição
türkiye cumhuriyeti çukurova üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SINIF ÖĞRETMENLİĞİ ANABİLİM DALI KAYNAŞTIRMA UYGULAMASININ YAPILDIĞI SINIFLARDAKİ, ÖĞRETMEN, NORMAL GELİŞİM GÖSTEREN ÖĞRENCİ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ VELİLERİNİN KAYNAŞTIRMAYA YÖNELİK TUTUMLARI Füsun ÜNAL YÜKSEK LİSANS TEZİ ADANA/2010 TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SINIF ÖĞRETMENLİĞİ ANABİLİM DALI KAYNAŞTIRMA UYGULAMASININ YAPILDIĞI SINIFLARDAKİ, ÖĞRETMEN, NORMAL GELİŞİM GÖSTEREN ÖĞRENCİ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ VELİLERİNİN KAYNAŞTIRMAYA YÖNELİK TUTUMLARI Füsun ÜNAL Danışman:Yard. Doç. Dr. Ayten İFLAZOĞLU SABAN YÜKSEK LİSANS TEZİ ADANA/2010 Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü’ne, Bu çalışma, jürimiz tarafından Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı’nda YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir. Başkan : Yrd. Doç. Dr. Ayten İFLAZOĞLU SABAN (Danışman) Üye : Yrd. Doç. Dr. İskender ÖZGÜR Üye : Yrd. Doç. Dr. Sabahattin ÇAM ONAY Yukarıdaki imzaların adı geçen öğretim elemanlarına ait olduklarını onaylarım. …./…./ 2010 Prof. Dr. Azmi YALÇIN Enstitü Müdürü Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, tablo, çizelge, şekillerin kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndaki hükümlere tabidir. i ÖZET KAYNAŞTIRMA UYGULAMASININ YAPILDIĞI SINIFLARDA, ÖĞRETMEN, NORMAL GELİŞİM GÖSTEREN ÖĞRENCİ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ VELİLERİNİN KAYNAŞTIRMAYA YÖNELİK TUTUMLARI Füsun ÜNAL Yüksek Lisans Tezi, Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı Danışman: Yrd. Doç. Dr. Ayten İFLAZOĞLU SABAN Mayıs 2010, 130 sayfa Bu araştırmanın temel amacı öğretmenlerin, normal gelişim gösteren öğrencilerin ve engelli öğrenci velilerinin kaynaştırmaya yönelik tutumlarını belirlemektir. Bu temel amaç doğrultusunda öğretmenlerin kaynaştırma uygulamasına ilişkin bilgi düzeyleri, kaynaştırma eğitimi ile ilgili yaptıkları uygulamalar ve kaynaştırma eğitimine yönelik tutumlarını etkileyen değişkenler belirlenmeye çalışılmıştır. Ayrıca normal gelişim gösteren öğrencilerin kaynaştırma eğitimine yönelik tutumlarının, cinsiyete, yaşa, sosyo-ekonomik düzeylerine ve engelli tanıdığı olma durumlarına göre farklılaşıp farklılaşmadığı belirlenmiştir. Ayrıca engelli öğrenci velilerinin kaynaştırma eğitimi ile ilgili yaşadığı sorunlar, kaynaştırma uygulamalarına katılım düzeyleri, kaynaştırma eğitimiyle ilgili yaptıkları uygulamalar ve kaynaştırma eğitimine yönelik tutumlarını etkileyen değişkenler belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırma ilişkisel tarama modelinde betimsel bir çalışmadır. Araştırma, Adana ili Seyhan, Yüreğir, Çukurova ve Sarıçam ilçelerinde, hafif ve orta düzeyde zihinsel engellilerin kaynaştırıldığı okullarda, kaynaştırmanın uygulandığı sınıfta görev yapan 80 sınıf öğretmeni, bu öğretmenlerin sınıflarında kaynaştırma öğrencisi bulunan 100 veli, bu sınıflarda eğitim alan 824’ü üçüncü, 706’sı dördüncü, 897’si beşinci sınıf toplam 2427 normal gelişim gösteren öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmada veri toplama aracı olarak, öğretmenlerin kaynaştırmaya yönelik tutumunu ölçmek için Antonak ve Larrivee (1995) tarafından geliştirilen ve Kırcaali-İftar (1996) tarafından Türkçe’ye uyarlanan “Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği”, Normal gelişim gösteren öğrencilerin engelli akranlarına karşı tutumunu ölçmek için Siperstein (1980) tarafından ii geliştirilen ve Çifci (1997) tarafından Türkçe’ye uyarlanan “Etkinlik Tercih Formu” ile ailelerin kaynaştırmaya yönelik tutumunu ölçmek için Özbaba (2000) tarafından geliştirilen “Tutum Ölçeği” kullanılmıştır. Ayrıca araştırmada, üç grubun bireysel özelliklerini ve öğretmen ile velilerin kaynaştırma uygulamalarında karşılaştıkları sorunlarla yaptıkları uygulamalara yönelik görüşlerini belirlemek amacıyla hazırlanmış bilgi formu kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, öğretmenlerin kaynaştırma ve özel eğitim konusunda bilgilerinin eksik olduğu, yeterli deneyimlerinin olmadığı, kaynaştırma eğitimine yeterli zaman ayıramadıkları, uygulamadıkları ama Bireyselleştirilmiş veli ile işbirliği Eğitim yaptıkları Programı’nı sonuçlarına tam olarak ulaşılmıştır. Öğretmenlerden 41-45 yaş arasında olanların, sınıf öğretmenliğinden mezun olanların, kaynaştırma eğitimi hakkında yeterli bilgiye sahip olanların, Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı’nı uygulayan ve düzenli Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı toplantısı yapanların tutumunun daha olumlu olduğu belirlenmiştir. Ayrıca kaynaştırma öğrencilerinin sınıflarından alınmasını isteyen öğretmenlerin tutumu, istemeyen öğretmenlerin tutumuna göre daha olumsuz çıkmıştır. Öğretmenlerin genel olarak kaynaştırma eğitimine yönelik tutumlarına bakıldığında, ne olumlu ne de olumsuz tutum sergiledikleri belirlenmiştir. Normal gelişim gösteren öğrencilerin hafif ve orta düzeyde zihinsel engelli (HODZE) yaşıtlarına yönelik tutumları incelendiğinde; genel olarak olumlu tutuma sahip oldukları belirlenmiştir. Ayrıca normal gelişim gösteren öğrencilerin cinsiyete göre hafif ve orta düzeyde zihinsel engelli (HODZE) yaşıtlarına yönelik tutumları incelendiğinde; Etkinlik Tercih Formu sonuçlarında kız öğrencilerin tutum puanlarının daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin sosyo-ekonomik düzeyleri ile tutum puanları arasında Etkinlik Tercih Formu açısından alt sosyo-ekonomik düzeye sahip öğrencilerin tutumunun orta ve üst sosyo-ekonomik düzeye sahip öğrencilere göre daha olumlu olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Kaynaştırma öğrencisi velilerinin çoğunluğunun çocuklarının aldığı kaynaştırma eğitiminden memnun olduğu, sınıf öğretmeni ile iletişim kurduğu ve çocuklarının ödevlerine yardımcı olduğu belirlenmiştir. Ayrıca araştırmaya katılan veliler, diğer velilerle iletişim kurmadıklarını, sınıf öğretmeni ve diğer velileri çocuklarının engel iii durumu hakkında tam olarak ya da hiç bilgilendirmediklerini belirtmiştir. Velilerin büyük çoğunluğu veli toplantılarına katıldığını, Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı toplantılarına ise katılmadıklarını belirtmişlerdir. Bunların yanı sıra, birden fazla engelli çocuğa sahip olma ve verilen kaynaştırma eğitiminden eğitimden memnun olmama durumları, velilerin kaynaştırma eğitimine yönelik tutumlarını olumsuz yönde etkileyen değişkenlerdir. Anahtar Kelimeler: Kaynaştırma Eğitimi, Tutum, Öğretmen, Aile, Normal Gelişim Gösteren Öğrenci, Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı, Hafif ve Orta Düzeyde Zihinsel Engelli Öğrenci. iv ABSTRACT BEHAVIORAL ATTITUDES OF TEACHER, STUDENTS, AND PARENTS OF STUDENTS TOWARDS THE INTEGRATION PROCESS OF RETARDED STUDENTS IN TO A GENERAL EDUCATION CLASSROOM Füsun ÜNAL Master Thesis, Department of Primary School Teaching Advisor: Ass. Prof. Dr. Ayten İFLAZOĞLU SABAN May 2010, 130 pages The main aim of this research is to determine attitudes of teachers, normalprogress students, the parents of students with disabilities toward integration activities. For this aim, it has been attempted to determine the knowledge level of teachers, their applications related to integration activities and the variables affecting their attitudes toward integration education. It has been also determined whether normal-progress students’ attitudes toward integration activities are affected with sex, age, socioeconomic level and familiarity status to a person with disabilities. Also, problems experienced by parents of students with disabilities in terms of integration education, level of participation to integration applications, the applications concerned to integration education and variables affecting their attitudes toward integration activities were attempted to determine. This was a descriptive correlational study. The study includes 80 teachers, 100 parents, 2427 students (824 third grader, 706 fourth grader and 897 fifth grader) in schools where has integrated students with mild to moderate mental retardation in Seyhan, Yüreğir, Çukurova and Sarıçam district of Adana. In present study, data collecting tools are as follows; “Opinions Relative To Mainstreaming Scale” which is developed by Antonak ve Larrivee (1995) and adopted to Turkish by Kırcaali-İftar (1996) has been used for the assessment of teachers’ attitudes to integration, “Activity Preferences Scale” developed by Siperstein (1980) and adopted to Turkish by Çifci (1997) for assessment of normal-progress students’ attitudes toward their friends with disabilities, “Attitude Scale” developed by Özbaba (2000) for assessment of parents’ v attitudes toward integration. Besides, Semi-structured Interview Form is used to determine individual characteristics of three groups, problems experienced by teachers and parents during integration activities and strategies to these problems. In result, it has been found that teachers have insufficient knowledge in terms of integration and special education, also they don’t have adequate experience, don’t spare enough time to integration education and don’t apply Individualized Education Program but they collaborate with parents of students. We determined that, attitudes of teachers who were 41-45 years old, graduated as a classroom teacher, had adequate knowledge in terms of integration education, apply Individualized Education Program and hold Individualized Education Program meetings systematically were more positive. Furthermore it has been found that, the attitude of teachers who want integration students in their classes was more negative than the attitude of teachers who do not want integration students in their classes. When found that teachers’ attitudes toward integration education were neither positive nor negative in general aspect. When focused to attitudes of normal-progress students to their friends with mild to moderate mental retardation; they have positive attitude generally. Furthermore when investigate normal-progress students’ attitudes toward their friends with mild to moderate mental retardation in terms of sex, attitude score of girls more than boy according to Activity Preferences Scale. Normal-progress students who have low socioeconomic status have more positive than moderate to high socioeconomic status in terms of Activity Preferences Scale. It has been determined that majority of parents of integrated student was pleased with integration education, they contacted to teachers and they helped to homework. Furthermore parents said their not contacted to other parents, they were not inform as quite to teacher and other parents in aspect of disabilities of their child. More majority of parents said that they attended to parents meeting but not to Individualized Education Program meeting. To has more than one children with disabilities, to not pleased to applied integration education cases affected parents’ attitudes toward integration education negatively. vi Keyword: Integration education, attitude, teacher, family, normal-progress students, individualized education program, Students with mild to moderate mental retardation. vii ÖNSÖZ Günümüzde, gelişmişliğin göstergelerinden biri, toplumun engelli bireylere yönelik yaptığı uygulamalardır. Bu uygulamalardan en az kısıtlayıcı olanı, engelli çocukların yetersizliği olmayan akranlarıyla eğitildiği kaynaştırma uygulamasıdır. Kaynaştırma uygulamasının başarıyla uygulanabilmesi için, kaynaştırma eğitimine yönelik tutumların olumlu olması gerekir. Özellikle öğretmen, normal gelişim gösteren öğrenci ve engelli öğrenci velilerinin kaynaştırma eğitimine yönelik tutumları oldukça önemlidir. Öğretmenin engelli bireyi kabul etmesi, diğer çocukların da kabul etmesini etkileyecektir. Eğer normal gelişim gösteren çocuklar, özel gereksinimli arkadaşları ile olumlu iletişime girerse, hem onlar için model olacaklardır; hem de onların öğrenmelerine yardım edeceklerdir. Ayrıca ailenin kaynaştırmaya istekli ve tutumunun olumlu yönde olması kaynaştırmanın başarıyla uygulanabilmesinde son derece önemlidir. Kaynaştırmaya ilişkin öğretmen, veli ve normal çocukların tutumlarının belirlenmesi, kaynaştırma eğitiminin planlanması, uygulanması ve uygulamanın başarısının arttırılması bakımından kaynaştırma çalışmalarını yönlendirmede yararlı olacaktır. Bu çalışmaya başladığım andan, sonlandırıldığı ana kadar birçok değerli insanın yardımları ve katkıları olmuştur. En başta bu araştırmaya katkılarıyla, çalışmanın başladığı andan beri bana rehberlik eden, desteğini hiç esirgemeyen değerli danışmanım Sayın Yard. Doç. Dr. Ayten İFLAZOĞLU SABAN’a, değerli önerileriyle bana yol gösteren hocalarım Sayın Yard. Doç. Dr. Sabahatim ÇAM’a ve Sayın Yard. Doç. Dr. İskender ÖZGÜR’e ilgileri için teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca araştırmamda yardımlarını esirgemeyen arkadaşlarım Meltem Şeker, Gülçin Çölkesen, Onur Özdağ ve Hatice Gezinci’ye sonsuz teşekkür ve saygılar. Ayrıca çalışmam sırasında, bana rahat bir çalışma ortamı sağlayan ve desteklerini esirgemeyen patronum Zuhal Alkan ve Hüseyin Alkan’a teşekkürü bir borç biliyorum. Hayatımda her zaman yanımda oldukları için anneme, babama, kardeşlerim Fulya ve Ezgi’ye ve çok teşekkür ederim. Ayrıca uygulama yaptığım okullardaki personele, velilere ve öğrencilere katkılarından dolayı teşekkürlerimi sunuyorum. viii Bu çalışmayı destekleyen Ç.Ü Araştırma Fonu Saymanlığı’na (EF2009YL11), Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü çalışanlarına ve çalışmada emeği geçen adını sayamadığım herkese teşekkür ediyorum. Füsun ÜNAL ix İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET ……………………………………………………………………………………i ABSTRACT…………………………………….….……………..……………………iv ÖNSÖZ…………………………………………………………..…....………...……..vii TABLOLAR LİSTESİ……………………………..……………..…………..……..xiv EKLER LİSTESİ………………………………..………….……..………………..xviii BÖLÜM I GİRİŞ 1.1. Problem Durumu..………………….……………..………………………………...2 1.2. Araştırmanın Amacı………………..…………………………………………..…...6 1.3. Araştırmanın Önemi ……………………..……………………..…………………..7 1.4. Araştırmanın Sayıtlıları………………..…………………..………………………..8 1.5. Araştırmanın Sınırlılıkları……….……………………...…………………………...8 1.6. Tanımlar………………………….………………………..…………….…………..9 1.7. Kısaltmalar…….……………………………………………….……..……..………9 BÖLÜM II KURAMSAL AÇIKLAMALAR VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR 2.1. Özel Eğitim ve Özel Eğitime İhtiyacı Olan Bireyler...……….…..………………..10 2.1.1. Türkiye’de Özel Eğitimin Tarihçesi ve Özel Eğitim İle İlgili Yasal Düzenlemeler………………………………………………………………..12 2.1.2. Bazı Ülkelerde Özel Eğitim…..……………………………………………..17 2.2. Kaynaştırma Eğitimi ….……………..………..…………………...…...………….20 2.2.1. Kaynaştırma Uygulamasının Yasal Dayanakları……………………...…….20 2.2.2. Ülkemizdeki Kaynaştırma Öğrencilerinin Sayısal Durumu…………….......21 2.2.3. Kaynaştırma Eğitiminin Yararları………………………...………………...22 2.2.3.1 Özel Eğitime Muhtaç Bireye Yararları…………………….………..22 2.2.3.2. Kaynaştırmanın Normal Öğrencilere Yararlar…………….……….23 x 2.2.3.3. Kaynaştırmanın Normal Sınıf Öğretmenlerine Yararları……..……24 2.2.3.4. Anne-Babalara Yararları…………………….……..…….…....……25 2.3. Kaynaştırma Destek Eğitim Hizmetleri………………….……..………………….25 2.4. Başarılı Bir Kaynaştırmanın Öğeleri………………...…………………………….27 2.5. İlgili Araştırmalar……………………………………………………….…………31 BÖLÜM III YÖNTEM 3.1. Araştırma Modeli……………………………….………….……..………………..40 3.2. Çalışma Grubu……………………………………..…………………….………...40 3.2.1. Araştırmaya Katılan Öğretmenlere İlişkin Kişisel Bilgiler………...……….40 3.2.2. Araştırmaya Katılan Normal Gelişim Gösteren Öğrencilere İlişkin Kişisel Bilgiler………………………………………..……………………………..44 3.2.3. Araştırmaya Katılan Velilere İlişkin Kişisel Bilgiler……….………………46 3.3. Veri Toplama Araçları …………………………………..….……….…………….48 3.3.1. Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği …………..………….……………..48 3.3.2. Etkinlik Tercih Formu (Activity Preference Scale)……..…….…………….50 3.3.3. Tutum Ölçeği………………………………………………………………..52 3.3.4. Sosyo-Ekonomik Düzey Ölçeği…………………………………………….53 3.3.5. Bilgi Formları…………………………………...…………………………..53 3.4. Verilerin Toplanması …………………………...…………………………………54 3.5. Verilerin Analizi………………………………………..………………………….55 BÖLÜM IV BULGULAR 4.1. Öğretmen Görüşlerine İlişkin Bulgular ………….…….…….………………..…..56 4.1.1. Bilgi Formundan Elde Edilen Bulgular………….…..……….……………..56 4.1.2. Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden Elde Edilen Bulgular ……….66 4.1.2.1. Öğretmenlerin Cinsiyete Göre KİGÖ Toplam Puanlarının Karşılaştırması………………………………………………………66 4.1.2.2. Öğretmenlerin Yaşlarına Göre KİGÖ Toplam Puanlarının Karşılaştırması……………………………….……………………..66 xi 4.1.2.3. Öğretmenlerin Kıdemlerine Göre KİGÖ Toplam Puanlarının Karşılaştırması…………………………….………………………..67 4.1.2.4. Öğretmenlerin Mezun Oldukları Bölümlere Göre KİGÖ Toplam Puanlarının Karşılaştırması……………………..…………………..68 4.1.2.5. Öğretmenlerin Sınıflarındaki Kaynaştırma Öğrencisi Sayılarına Göre KİGÖ Toplam Puanlarının Karşılaştırması…………………..…….68 4.1.2.6. Öğretmenlerin Kaynaştırma Eğitimi Hakkında Yeterli Bilgiye Sahip Olma Durumları ile KİGÖ Toplam Puanlarının Karşılaştırması…...69 4.1.2.7. Öğretmenlerin Kaynaştırma Öğrencilerinin Bireysel Özellikleri ve Engel Türü Hakkında Bilgi Sahibi Olma Durumları ile KİGÖ Toplam Puanlarının Karşılaştırması…………..……………………70 4.1.2.8. Öğretmenlerin BEP’i Uygulama Durumları ile KİGÖ Toplam Puanlarının Karşılaştırması…………………………………………71 4.1.2.9. Öğretmenlerin, BEP Biriminin Düzenli Toplantı Yapma Durumlarına İlişkin Görüşleri ile KİGÖ Toplam Puanlarının Karşılaştırması…..71 4.1.2.10. Öğretmenlerin Kaynaştırma Öğrencilerine Farklı Araç-Gereç Kullanma Durumları ile KİGÖ Toplam Puanlarının Karşılaştırması ……………………………………………………………………72 4.1.2.11. Öğretmenlerin Kaynaştırma Öğrencilerini Öğretimsel Konuların Haricinde Diğer Konularda da Geliştirme Durumları ile KİGÖ Toplam Puanlarının Karşılaştırması………...……………………73 4.1.2.12. Öğretmenlerin Kaynaştırma Öğrencilerinin Sınıfın Düzenini Bozma Durumuna İlişkin Görüşleri ile KİGÖ Toplam Puanlarının Karşılaştırması…………………………………………….……...73 4.1.2.13. Öğretmenlerin Kaynaştırma Eğitiminin Gerekli Bir Uygulama Olduğuna İlişkin Görüşleri ile KİGÖ Toplam Puanlarının Karşılaştırması……………………………………………………74 4.1.2.14.Öğretmenlerin Kaynaştırma Öğrencilerinin Sınıflarından Alınmalarını İsteme Durumlarına Göre KİGÖ Toplam Puanlarının Karşılaştırması……………………………………………………..75 4.2. Öğrenci Görüşlerine İlişkin Bulgular………...……………….……………….…..75 4.2.1.Öğrencilerin Cinsiyete Göre Etkinlik Tercih Formu Toplam Puanlarının Karşılaştırması……………….………………….…………….…………….76 xii 4.2.2.Öğrencilerin Sınıf Düzeylerine Göre Etkinlik Tercih Formu Toplam Puanlarının Karşılaştırması…………………………...…………….……….76 4.2.3. Öğrencilerin Çevrelerinde Engelli Birey Olma Durumlarına Göre Etkinlik Tercih Formu Toplam Puanlarının Karşılaştırması…………………………77 4.2.4. Öğrencilerin Çevrelerinde Engelli Birey Olma Durumlarına Göre Etkinlik Tercih Formu Toplam Puanlarının Karşılaştırması 77 4.3. Veli Görüşlerine İlişkin Bulgular…………………..……………………………..78 4.3.1. Bilgi Formundan Elde Edilen Bulgular……………………………………..78 4.3.2. Kaynaştırmaya İlişkin Tutum Ölçeği’nden Elde Edilen Bulgular…………..83 4.3.2.1. Velilerin Başka Engelli Çocuğu Olma Durumları ile Kaynaştırmaya İlişkin Tutum Ölçeği Puanlarının Karşılaştırması……...…..……...83 4.3.2.2. Velilerin Çocuklarının Aldıkları Kaynaştırma Eğitiminden Memnun Olma Durumları ile Kaynaştırmaya İlişkin Tutum Ölçeği Puanlarının Karşılaştırması…………………………….……………………….84 4.4. Öğretmen, Normal Gelişim Gösteren Öğrenci ve Engelli Öğrenci Velilerinin Kaynaştırmaya Yönelik Tutumlarına İlişkin Bulgular…………………………….84 BÖLÜM V TARTIŞMA VE YORUM 5.1. Öğretmenlerden Elde Edilen Bulgular Doğrultusunda Tartışma ve Yorum……....86 5.2. Öğrencilerden Elde Edilen Bulgular Doğrultusunda Tartışma ve Yorum........…..95 5.3. Velilerden Elde Edilen Bulgular Doğrultusunda Tartışma ve Yorum…………....96 BÖLÜM VI SONUÇLAR VE ÖNERİLER 6.1. Sonuçlar ……………………………………………………………..…..………...99 6.1.1. Öğretmenlerden Elde Edilen Bilgilere İlişkin Sonuçlar …………...………99 6.1.2. Öğrencilerden Elde Edilen Bilgilere İlişkin Sonuçlar……………..………103 6.1.3. Velilerden Elde Edilen Bilgilere İlişkin Sonuçlar…………………..……..103 6.1.4. Öğretmen, Normal Gelişim Gösteren Öğrenci ve Engelli Öğrenci Velilerinin Kaynaştırmaya Yönelik Tutumlarına İlişkin Sonuçlar……...……….…….105 6.2. Öneriler……………………………………...……………………………............105 xiii 6.2.1. Uygulamaya Yönelik Öneriler ….………………………………...............105 6.2.2. Yapılacak Araştırmalara Yönelik Öneriler ……………………………….106 KAYNAKÇA…………………………………………………………………….…...108 EKLER…………………..…………………………...……...……………………….115 ÖZGEÇMİŞ…………………..……………………………...………………………130 xiv TABLOLAR LİSTESİ Sayfa Tablo 1. Özel Eğitim ve Kaynaştırma Sayısı (2009-2010 Eğitim- Öğretim yılı)……...22 Tablo 2. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Cinsiyetlerine İlişkin Dağılımları …..…41 Tablo 3. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Yaşlarına Göre Dağılımları………...…..41 Tablo 4. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Kıdemlerine Göre Dağılımları……..…..42 Tablo 5. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Mezun Oldukları Bölümlere Göre Dağılımları……………………………………………………………..……..42 Tablo 6. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Medeni Durumlarına Göre Dağılımları..43 Tablo 7. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Sahip Oldukları Çocuk Sayısına Göre Dağılımları……………………………………………………...………….….43 Tablo 8. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin, Çocuklarının Engelli Olma ve Engelli Tanıdığı Olma Durumlarına Göre Dağılımları………………………...…….44 Tablo 9. Araştırmaya Katılan Normal Gelişim Gösteren Öğrencilerin Cinsiyetlerine Göre Dağılımları ………………………………………………………...…..44 Tablo 10. Araştırmaya Katılan Normal Gelişim Gösteren Öğrencilerin Yaşlarına Göre Dağılımları …….................................................................................…..….45 Tablo 11. Araştırmaya Katılan Normal Gelişim Gösteren Öğrencilerin Sınıf Düzeylerine Göre Dağılımları …………………………………………......45 Tablo 12. Araştırmaya Katılan Normal Gelişim Gösteren Öğrencilerin Sosyo-ekonomik Düzeylerine Göre Dağılımı …………………...……………………………46 Tablo 13. Araştırmaya Katılan Normal Gelişim Gösteren Öğrencilerin Ailelerinde ve Çevrelerinde Engelli Birey Bulanma Durumlarına Göre Dağılımı….……..46 Tablo 14. Araştırmaya Katılan Anne ve Babaların Öğrenim Durumlarına Göre Dağılımları ………………………………………………………………....47 Tablo 15. Araştırmaya Katılan Annelerin Çalışma Durumlarına Göre Dağılımları…..47 Tablo 16. Etkinlik Tercih Formu Ölçeği Maddelerinin Anti-imaj Korelasyon Katsayıları, Faktör Yükleri, Ortak Varyansları, Öz Değerleri, Açıklanmış Varyans Yüzdeleri, Ortalamaları, Standart Sapmaları, Madde Alt Ölçek Korelasyonları ve Alt-Üst Grup t Değerleri…………………………………52 Tablo 17. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Sınıflarında Bulunan Öğrenci Sayıları ile Kaynaştırma Öğrencisi Sayıları……...…………………………..………….56 xv Tablo 18. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Kaynaştırma Eğitiminde Sınıfa Kabul Edilecek Kaynaştırma Öğrenci Sayısını Bilme Durumlarına Göre Dağılımları …………….…..……………………………………………………………..57 Tablo 19. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Özel Eğitim ile İlgili Eğitim Alma Durumlarına İlişkin Görüşleri ..…….………………………...……………..57 Tablo 20. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Engelli Çocuklarla Çalışma Deneyimlerine İlişkin Görüşleri……………..…………….………………..58 Tablo 21. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Verdikleri Kaynaştırma Eğitiminin Süresine Göre Dağılımları …………...…………………..…………………58 Tablo 22. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Kaynaştırma Eğitimi ve Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği Hakkında Bilgi Sahibi Olma Durumlarına Göre Dağılımları …………………………………………………………………59 Tablo 23. Öğretmenlerin Kaynaştırma Eğitimi ile İlgili Bilgilerinin Yetersiz Olmasının Nedenleriyle İlgili Görüşleri………….……………………………………..60 Tablo 24. Öğretmenlerin Kaynaştırma Öğrencisinin Eğitsel Gereksinimini ve Düzeyini Belirlemesine İlişkin Görüşleri………….…………………………………..61 Tablo 25. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin BEP’i Uygulama ve BEP Biriminin Toplantı Yapma Durumlarına Göre Dağılımları..……….…………………..62 Tablo 26. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Kaynaştırma Öğrencileri İçin Yaptıkları Uygulamalara Göre Dağılımları...…………………...………………………63 Tablo 27. Öğretmenlerin Kaynaştırma Öğrencisinin Diğer Öğrenciler Tarafından Kabulünü Sağlamak için Yaptığı Uygulamalara İlişkin Görüşleri………….64 Tablo 28. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Kaynaştırma Eğitimine İlişkin Görüşleri…………………………………………………….………………65 Tablo 29. Öğretmenlerinin Cinsiyetlerine Göre Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden Aldıkları Puanların Karşılaştırılması, U-Testi Sonuçları……...66 Tablo 30. Öğretmenlerin Yaşlarına Göre Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden Aldıkları Puanlarının Karşılaştırılması, Kruskal Wallis Testi Sonucu ...…...67 Tablo 31. Öğretmenlerin Kıdemlerine Göre Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden Aldıkları Puanlarının Karşılaştırılması, Kruskal Wallis Testi Sonucu .……………………………………………………………………67 Tablo 32. Sınıf Öğretmenlerinin Mezun Oldukları Bölümler ile Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden Aldıkları Puanlarının Karşılaştırılması, U-Testi Sonuçları ..………………………………………………………………….68 xvi Tablo 33. Öğretmenlerin Sınıflarındaki Kaynaştırma Öğrencisi Sayılarına Göre Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden Aldıkları Puanlarının Karşılaştırılması, U-Testi Sonuçları ……………….……………….………69 Tablo 34. Öğretmenlerin Kaynaştırma Eğitimi Hakkında Yeterli Bilgiye Sahip Olma Durumlarına Göre Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden Aldıkları Puanlarının Karşılaştırılması, Kruskal Wallis Testi Sonucu ………..…...….69 Tablo 35. Öğretmenlerin Kaynaştırma Öğrencilerinin Bireysel Özellikleri ve Engel Türü Hakkında Bilgi Sahibi Olma Durumlarına Göre Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden Aldıkları Puanlarının Karşılaştırılması, Kruskal Wallis Testi Sonucu....…..………………….………………………………………70 Tablo 36. Öğretmenlerin Bireyselleştirilmiş Eğitim Programını Uygulama Durumlarına Göre Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden Aldıkları Puanlarının Karşılaştırılması, Kruskal Wallis Testi Sonucu........……..…………………71 Tablo 37. Öğretmenlerin BEP Biriminin Düzenli Toplantı Yapma Durumlarına İlişkin Görüşleri ile Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden Aldıkları Puanlarının Karşılaştırılması, Kruskal Wallis Testi Sonuçları..…..…...……72 Tablo 38. Öğretmenlerin Kaynaştırma Öğrencilerine Farklı Araç-Gereç Kullanma Durumları ile Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden Aldıkları Puanlarının Karşılaştırılması, Kruskal Wallis Testi analizi Sonuçları..….....72 Tablo 39. Öğretmenlerin Kaynaştırma Öğrencilerini Öğretimsel Konuların Haricinde Diğer Konularda da Geliştirme Durumları ile Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden Aldıkları Puanlarının Karşılaştırılması, U-Testi Sonuçları……73 Tablo 40. Öğretmenlerin Kaynaştırma Öğrencilerinin Sınıfın Düzenini Bozma Durumuna İlişkin Görüşleri ile Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden Aldıkları Puanlarının Karşılaştırılması, Kruskal Wallis Testi Analizi Sonuçları…………………………………………….………….….……….74 Tablo 41. Öğretmenlerin Kaynaştırma Eğitiminin Gerekli Bir Uygulama Olma Durumlarına İlişkin Görüşleri ile Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden Aldıkları Puanlarının Karşılaştırılması, Kruskal Wallis Testi Analizi Sonuçları...........................................................................…………...……...74 Tablo 42. Sınıf Öğretmenlerinin Kaynaştırma Öğrencilerinin Sınıflarından Alınmalarını İsteme Durumları ile Kaynaştırmaya Yönelik Tutumları Arasındaki Puanların Karşılaştırılması, U-testi Sonuçlar………….…………….……75 xvii Tablo 43. Öğrencilerin Cinsiyetlerine Göre Etkinlik Tercih Formu Toplam Puanlarının Karşılaştırılması, t-Testi Sonuçları.…….………………………...…………76 Tablo 44. Öğrencilerin Sınıf Düzeylerine Göre Etkinlik Tercih Formu Toplam Puanlarının Karşılaştırması, Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları……......76 Tablo 45. Öğrencilerin SED’lerine Göre Etkinlik Tercih Formu Toplam Puanlarının Karşılaştırması, Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları …………………….77 Tablo 46. Öğrencilerin Çevrelerinde Engelli Birey Olma Durumlarına Göre Etkinlik Tercih Formu Toplam Puanlarının Karşılaştırılması, t-Testi Sonuçları…….78 Tablo 47. Araştırmaya Katılan Velilerin Sahip Oldukları Çocuk Sayısı ve Başka Engelli Çocuğa Sahip Olma Durumlarına Göre Dağılımları.……...……….………..78 Tablo 48. Kaynaştırma Öğrencilerinin Aldıkları Kaynaştırma Eğitiminin Süresine Göre Dağılımları ………………………………………….……………...……….79 Tablo 49. Velilerin, Çocuklarının Aldıkları Kaynaştırma Eğitiminden Memnuniyet Durumlarına Göre Dağılımları………………………...……………………79 Tablo 50. Kaynaştırma Öğrencisi Velisinin Çocuğunun Eğitinden Memnun Olmama Nedenleri Hakkındaki Görüşleri …………………………………………...80 Tablo 51. Velilerin Sınıf Öğretmeni ile İletişim Kurma Durumuna Göre Dağılımları ……….………………………………….………………………………….81 Tablo 52. Velilerin, Çocuklarının Eğitimleri ile İlgili Yaptıkları Uygulamalara Göre Dağılımları...………………...………………………………………..……..81 Tablo 53. Kaynaştırma Öğrencisi Velisinin, Sınıf Öğretmeni ve Diğer Velileri Çocuğunun Engel Durumu Hakkında Bilgilendirmeme Nedenleriyle İlgili Görüşleri ……………………………………..….………………………….82 Tablo 54. Velilerin Başka Engelli Çocuğu Olma Durumlarına Göre Kaynaştırmaya İlişkin Tutumlarının U-Testi Sonuçları ………………..………………….83 Tablo 55. Velilerin Çocuklarının Aldıkları Kaynaştırma Eğitiminden Memnun Olma Durumlarına Göre Kaynaştırmaya İlişkin Tutum Puanlarının Karşılaştırılması, Kruskal Wallis Testi Analizi Sonuçları.…………………84 Tablo 56. Öğretmen, Normal Gelişim Gösteren Öğrenci ve Engelli Öğrenci Velilerinin Kaynaştırmaya Yönelik Tutum Puanları……………….…………………..85 xviii EKLER LİSTESİ Sayfa Ek 1. Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği (Öğretmenler İçin)……..………...…...115 Ek 2. Etkinlik Tercih Formu…………………………………...……………….…….117 Ek 3. Tutum Ölçeği……………………………………………………………….…..118 Ek 4. Sosyo-Ekonomik Düzey Ölçeği………………………………………………..121 Ek 5. Öğretmen İçin Bilgi Formu..........……………………………..…………...…..122 Ek 6. Aile İçin Bilgi Formu………………………………………..…………………125 Ek 7. İzin Belgesi……………………………………………………...…………...…127 Ek 8. Uygulama Yapılan Okullar…………………………...………………………..129 xviii EKLER LİSTESİ Sayfa Ek 1. Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği (Öğretmenler İçin)……..………...…...115 Ek 2. Etkinlik Tercih Formu…………………………………...……………….…….117 Ek 3. Tutum Ölçeği……………………………………………………………….…..118 Ek 4. Sosyo-Ekonomik Düzey Ölçeği………………………………………………..121 Ek 5. Öğretmen İçin Bilgi Formu..........……………………………..…………...…..122 Ek 6. Aile İçin Bilgi Formu………………………………………..…………………125 Ek 7. İzin Belgesi……………………………………………………...…………...…127 Ek 8. Uygulama Yapılan Okullar…………………………...………………………..129 1 BÖLÜM I GİRİŞ Eğitim, bireyin doğumundan ölümüne kadar devam eden bir süreçtir. Bu süreçte bireyler toplumdaki kurumlar aracılığı ile toplumun bir üyesi haline gelirken aynı zamanda toplumdaki değişme ve gelişmelere de kaynaklık ederler. Dolayısıyla Ertürk, (1998), eğitimi en geniş anlamıyla bireyde kendi yaşantıları yoluyla davranış değişikliği meydana getirme süreci olarak tanımlasa da aslında bu davranış değişikliği ile bireyin ve toplumun yaşam kalitesinin arttırılması hedeflenmektedir. Eğitim sürecinde bu hedefe ulaşmak ancak bu süreci etkileyen ve bu süreçten etkilenen tüm faktörlerin bir arada ve uyum içinde çalışması ile mümkündür. Toplumlarda sahip oldukları özellikler nedeniyle yaşıtlarının yararlandığı normal eğitim hizmetlerinden yararlanamayıp özel eğitime gereksinim duyan bireyler bulunmaktadır. Bu durum tüm ülkeler için geçerlidir (Uysal,1995). Bu yönü ile toplumdaki bütün bireyleri ilgilendiren bir konu olan özel eğitim şöyle tanımlanabilir: “Ortalama öğrenci özelliklerinden önemli ölçüde farklılaşan öğrencilere sağlanan, bireysel olarak planlanmış ve bireyin bağımsız yaşama olasılığını en üst düzeye çıkarmayı hedefleyen eğitim hizmetlerinin bütünüdür (Kırcaali-İftar, 1998). Ülkemizde halen yürürlükte olan Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’ne (2006) göre özel eğitimin temel ilkelerinden biri, özel eğitim gerektiren bireylerin, eğitsel performanslarını dikkate alarak, amaç, içerik ve özel eğitim süreçlerinde uyarlamalar yaparak yetersizliği olmayan akranları ile eğitilmelerine öncelik verilmesidir. Özel eğitim gerektiren bireyler, kendilerini en az kısıtlayan çevrede eğitim alma hakkına sahiptirler (Salend, 1998) ve bu bireylerin yetersizliği olmayan akranlarıyla eğitildiği en az kısıtlayıcı eğitim ortamı, kaynaştırma uygulamasının yapıldığı sınıflardır. Kaynaştırma eğitimi, son zamanlarda özel eğitimle ilgili en sık gündeme gelen konulardan biridir (Batu, 2000; Batu-Kırcaali-İftar, 2006). Kaynaştırma eğitimi kavramının literatürde farklı tanımları yapılmıştır. Sucuoğlu (2006, s.4), kaynaştırma eğitimini, “her çocuğun yaşadığı çevrede en nitelikli eğitimi almasını savunan, özel gereksinimli olan ve olmayan tüm çocukların akademik ve 2 sosyal başarılar kazanarak, toplumun bir bireyi olma fırsatını sağlayan bir eğitim yaklaşımı olarak tanımlarken”; Link (2008, s. 1), “yetersizlikten etkilenen çocukların normal eğitim ortamlarında akranlarıyla ilişkilerini en üst seviyeye çıkarıp, günlük yaşamdaki engelleri en aza indirmeyi garanti eden, özel eğitim stratejileri kullanılarak engelli öğrencilere uygun özel eğitim verilmesini sağlayan bir eğitim” olarak tanımlamıştır. Phillips (2008) ise, kaynaştırma eğitimini, bütün öğrencilerin, yetenekleri ne olursa olsun, okullarda bir arada eğitilmesine dayanan felsefi bir inanç olarak ifade etmiştir. Kaynaştırma uygulamasının başarılı olabilmesi, bu sürecin paydaşları olan annebaba, öğretmen, okul idaresi, normal gelişim gösteren öğrenci ve bu öğrencilerin velilerinin işbirliği yapmasına bağlıdır. Yani kaynaştırma eğitimi bir ekip işidir ve annebabalar bu uygulamanın başarıya ulaşmasında en etkili elemanlardan biridir. Ailenin kaynaştırmaya olan tutumu, kaynaştırmanın başarısında önemli bir faktördür. Başarıyı artıracak bir diğer önemli faktör ise öğretmen ve normal gelişim gösteren öğrencilerin tutumudur. Öğretmen tutumu, kaynaştırma öğrencisinin gelişiminde önemli bir etkiye sahiptir (Batu, 1998; Öncül, 2003). Olumlu olan öğretmen tutumu, kaynaştırmanın niteliğini arttıracak ve sonuç olarak da öğrencinin kaynaştırma eğitiminden gerçekten faydalanma olasılığını arttıracaktır. Ayrıca öğretmen olumlu tutumu ile normal çocuklara model olarak, kaynaştırma öğrencisinin sosyal kabulünü arttıracaktır. 1.1. Problem Durumu Kaynaştırma eğitimi, olması gereken şekliyle uygulandığında, sınıftaki her bir öğrencinin bireysel farklılıkları ortaya çıkar ve kaynaştırma öğrencileri de dahil olmak üzere tüm öğrencilerin değerli olduğu bir eğitim ortamı yaratılmış olur. Bu tür ortamlarda, öğrenciler eşittir. Tüm öğrenciler kendilerinde sınıf etkinliklerine, derslere ve sınıf atmosferine katkıda bulunma hakkını görebilir ve böyle bir sınıf ortamında herkes tüm katkılara saygı gösterir. Özel gereksinimli öğrenciler, yerleştirildikleri sınıfların gerçek bir parçası olarak kendilerini görebiliyorlarsa, bu durum öğretmenler tarafından kabul ediliyorsa ve sınıf arkadaşları tarafından da sosyal kabul görüyorsa, bu öğrencilerin gerçekte “kaynaştırıldıklarından” söz edilebilir (Batu, 2008). 3 Kaynaştırma eğitiminde özellikle anne-baba, öğretmen ve okul idaresinin koordinasyonu çok önemlidir. Koordinasyon sağlandığında kaynaştırma eğitimi hedeflerine ulaşmış olur (Öncül, 2003). Kaynaştırma eğitiminin başarıya ulaşması için okul ortamının fiziksel olarak düzenlenmesi, sınıf öğretmeninin farklı seviyedeki öğrencilere, düzeylerine göre nasıl yardım sağlaması gerektiğini bilmesi, normal sınıftaki eğitimci ile özel eğitimcinin işbirliği yapması, çocuklarda kalıcı düzeyde davranış değişikliğini oluşturmak için okul-aile işbirliğinin sağlanması, belirli aralıklarla süreç içerisinde programın eğitimcinin ve çocukların değerlendirilmesi, ailelerin ve öğretmenin kaynaştırma öğrencisine olumlu tutum göstermesi ve kaynaştırma öğrencisinin sınıfta akranları tarafından kabul edilmesi de gerekmektedir. Kaynaştırma uygulamasında sınıf öğretmeninin özel eğitim gerektiren bireye yönelik olumlu tutum sergilemesi gerekir (Batu, Kırcaali-İftar ve Uzuner, 2004). Eğitimcinin engelli bireylere yönelik tutumu, kaynaştırmaya olan tutumun belirleyicilerindendir. Eğitimcinin engelli çocuklara karşı kabul eder tutum içinde olması, hem kendisi, hem normal gelişim gösteren çocuklar, hem de özel gereksinimi olan çocuklar açısından büyük önem taşımaktadır (Temel, 2000; Sucuoğlu ve Kargın, 2006; Batu ve Kırcaali-İftar, 2006; Vural, 2008 ;). Kaynaştırma eğitiminin gereğine inanmayan bir öğretmenin sınıfında yapılacak olan çalışma, kaynaştırma öğrencisinin yararına değil zararına olacaktır. Ülkemizde kaynaştırma eğitiminde öğretmen tutumlarıyla ilgili birçok çalışma yapılmıştır. Araştırmalar, zihinsel engelli çocuklara yönelik öğretmen tutumlarının olumsuz olduğunu (Sargın, 2002) ve öğretmenlerin çoğunun sınıfına kaynaştırma öğrencisinin yerleştirilmesini istemediklerini (Diken ve Sucuoğlu, 1999) ortaya koymuştur. Ayrıca kaynaştırma eğitiminin başarısında rol oynayan etmenlerden biri olarak öğretmenlerin kendilerini gösterdikleri ve kaynaştırma öğrencilerini kabul eder bir tutum sergilediklerinde, normal öğrencilerinde bundan olumlu yönde etkilendiği belirlenmiştir (Kuz, 2001; Batu, Kırcaali-İftar ve Uzuner, 2004) Bununla birlikte sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma eğitiminde yeterli donanıma sahip olmadığı (İzci, 2005 ve Temel, 2000), kaynaştırmaya yönelik bilgi eksikliğinin, öğretmenlerin kaynaştırmaya yönelik tutumlarını olumsuz yönde etkilediği (Yıkmış ve Gözün, 2004) ve öğretmenlik eğitiminde özel eğitim ile ilgili dersleri almaları gerektiği (İzci, 2005) sonuçlarına ulaşılmıştır. Kaynaştırma dersi alan öğretmen adaylarının tutumlarının daha olumlu 4 olduğu (Orel, Töret ve Zerey, 2004), öğretmen adaylarına ve öğretmenlere uygulanan kaynaştırmaya ilişkin bilgilendirme programının tutumları olumlu yönde değiştirdiği belirlenmiştir (Gözün ve Yıkmış, 2003; Türkoğlu, 2007). Kuz (2001), kaynaştırmaya yönelik öğretmen tutumlarının eğitim faaliyetlerini ve öğrencileri doğrudan etkilediğini; ayrıca tutumların belirlenmesinin kaynaştırma programının etkinliğini değerlendirmek ve kaynaştırma sürecini geliştirmek için çok önemli geri bildirim sağladığını dile getirmiştir. Kaynaştırma eğitiminin olduğu ortamda normal gelişim gösteren çocukların kaynaştırma öğrencisi olan arkadaşlarına karşı tutumları incelendiğinde, kızların erkeklere göre daha olumlu tutuma sahip olduğu, yaşın tutum üzerinde olumsuz yönde bir etkisinin olduğu (Ercan ve Haktanır, 2001) ve normal çocukların kaynaştırma uygulaması hakkında bilgilendirilmesinin, zihinsel engelli yaşıtlarına yönelik tutumları üzerinde bir etki yaratmadığı (Çifci, 1997) sonuçlarına ulaşılmıştır. Kuz (2001), kaynaştırma programı içerisinde eğitim gören normal gelişim gösteren bireylerin tutumunun, bu uygulama içinde sayısal çoğunluğa sahip olmaları nedeniyle, kaynaştırmanın başarısında ayrı bir öneme sahip olduğunu belirtmiştir. Ayrıca bu grubun tutumlarının belirlenmesin, hem kaynaştırma eğitiminin başarısını etkilemesi hem de geleceğin bireylerinin engellilere ve engelliliğe bakış açısını değiştireceğini belirtmiştir. Yapılan araştırmalardan çıkan sonuçlara göre; öğretmenlerin kaynaştırmaya yönelik tutumlarının genellikle olumsuz olduğu, kaynaştırma programının gereği gibi uygulanırsa yararlı olacağı, bilgilendirme yapılan çalışmalarda genellikle tutumun olumlu yönde değiştiği ve nitel ve nicel çalışmaların nadiren bir arada yapıldığı sonucuna varılmıştır. Özel eğitim gerektiren bireylerin, özel eğitim olanaklarından en üst seviyede yararlanmasına imkan sunan kaynaştırma eğitiminin başarısında öğretmen ve normal öğrencilerinin tutumunun yanı sıra, ailenin tutumunun da önemli bir etkisi vardır. Türkiye’de kaynaştırma eğitiminde ailelerin katılımı ile ilgili ulaşılabilen kaynaklar incelendiğinde; çocukları özel sınıf ve kaynaştırma programlarına devam eden anne ve babaların eğitime katılımlarını karşılaştırdığında her iki grubun katılım düzeyleri arasında anlamlı bir fark oluşmadığı belirlenmiştir (Sucuoğlu, 1996). Çelik (2003), 5 zihin engelli çocuğu olan anne-babaların okulda anne-baba katılımına ilişkin görüşlerini belirlemiştir ve anne-babaların çoğunun, genel olarak okulda katılımı önemli bulduklarını, okulda katılıma gereksinim duyduklarını ve katılmaya istekli olduklarını bulmuştur. Kaynaştırma eğitiminde aile ile yapılan başka bir çalışma da okul öncesi eğitimcilerinin ve ailelerin kaynaştırmaya yönelik tutumlarının belirlenmesidir. Araştırma bulgularında, anne-babalara ait değişkenlerin (özürlü çocuğa sahip olma, programa katılan özürlü çocuktan rahatsız olma, özürlü çocuğun programdan etkilenme durumu, sahip olunan özürlü çocuğun özür türü, programa katılım süresi) tutumlarda anlamlı bir farklılığa yol açtığı bulunmuştur (Özbaba, 2000). Kaynaştırma programının uygulanmasında, ortaya çıkabilecek sorunlarla baş etmek için, uygulamanın her aşamasında aile katılımına ihtiyaç vardır. Bu da ailenin, kaynaştırmanın gereğine inanmasıyla ilişkilidir. Öğretmen, özel gereksinimli birey hakkında, aileden aldığı bilgi ile sınıf içerisindeki çalışmalarına yön verebilir. Öğretmen-aile arasında yapılan işbirliği ile sınıfta uygulanan çalışmaları, aile evde uygular ve çocuğunun akademik yönden başarısını sağlar ve bu durum da kaynaştırma öğrencisinin akranları arasında kabul edilme olasılığını arttırır (Batu, Kırcaali-İftar ve Uzuner 2004; Sucuoğlu ve Kargın, 2006; Batu ve Kırcaali-İftar, 2006). Ülkemizde, özel eğitimde aile katılımını konusuna, kanunlarda da yer verilmiştir. 1997’de çıkarılan 573 sayılı kanun hükmünde kararnamede; anne-babaların çocuğun değerlendirilmesi, bireyselleştirilmiş eğitim programının hazırlanması, eğitim programının uygulanması ve programın çocuğun gelişimi üzerindeki etkilerinin belirlenmesi sürecinde aktif olarak katılımları esas alınmıştır. Bu madde ile kaynaştırma eğitimi yapılan okullarda ailelerin çocukların eğitimine katılımı esastır. Ailenin eğitime katılması için öncelikle olumlu bir tutuma sahip olması gerekir. Kaynaştırma eğitimine yönelik öğretmen ve normal gelişim gösteren öğrencilerin tutumları ilgili yapılan çalışmalara ek olarak aile ile yapılan çalışmaların sınırlı olduğu sonucuna varılmıştır. Çifci (1997), normal gelişim gösteren çocukların, öğrenme güçlüğü olan akranlarına karşı tutumlarını incelediği araştırmanın sonunda, çocukların engelli yaşıtlarına yönelik tutumlarının, onlar için önemli olan annebabaların ve öğretmenlerin tutumlarıyla birlikte ele alınıp değerlendirilmesi gerektiği önerisinde bulunmuştur. 6 Bu çalışma ile öğretmen, veli ve normal öğrencilerin kaynaştırmaya yönelik tutumları belirlenmiş ve bu yönde öneriler geliştirilmiştir. Buna göre araştırmada şu sorunun yanıtı aranmıştır: “Hafif ve orta düzeyde zihinsel engelli (HODZE) öğrencilerin öğretmenlerinin, sınıflarındaki normal gelişim gösteren öğrencilerin ve engelli öğrenci velilerinin kaynaştırmaya yönelik tutumları nelerdir?” 1.2. Araştırmanın Amacı Bu araştırmanın genel amacı; öğretmen, normal gelişim gösteren öğrenci ve engelli öğrenci velilerinin kaynaştırmaya yönelik tutumlarını belirlemektir. Araştırmada bu genel amaç doğrultusunda aşağıdaki sorulara yanıt aranmıştır. 1. Araştırmaya katılan öğretmenlerin kaynaştırma eğitimi hakkında bilgi sahibi olma ve kaynaştırma eğitimiyle ilgili yaptıkları uygulamalara ilişkin görüşleri nelerdir? 2. Öğretmenlerin kaynaştırma eğitimine ilişkin tutumları; · cinsiyet · yaş · kıdem · mezun oldukları bölüm · sınıflarındaki öğrenci sayısı · kaynaştırma eğitimi hakkında yeterli bilgiye sahip olma · kaynaştırma öğrencilerinin bireysel özellikleri ve engel türü hakkında bilgi sahibi olma · BEP’i uygulama durumu · BEP biriminin düzenli toplantı yapma durumu · kaynaştırma öğrencilerine farklı araç-gereç kullanma · kaynaştırma öğrencilerini öğretimsel konuların haricinde diğer konularda da geliştirme · kaynaştırma öğrencilerinin sınıfın düzenin bozması · kaynaştırma eğitiminin gerekli bir uygulama olduğuna inanması · öğretmenlerin kaynaştırma öğrencilerinin sınıflarından alınmalarını istemesi değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık göstermekte midir? 7 3. Normal gelişim gösteren öğrencilerin kaynaştırma eğitimine ilişkin tutumları; · cinsiyet · sınıf düzeyi · sosyo-ekonomik düzey · çevrelerinde engelli birey olma değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık göstermekte midir? 4. Araştırmaya katılan velilerin, kaynaştırma eğitimine katılımları ve kaynaştırma eğitimiyle ilgili yaptıkları uygulamalara ilişkin görüşleri nelerdir? 5. Velilerin kaynaştırma eğitimine ilişkin tutumları; · başka engelli çocuğa sahip olma · çocuklarının aldıkları kaynaştırma eğitiminden memnun olma değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık göstermekte midir? 6. Öğretmen, normal gelişim gösteren öğrenci ve engelli öğrenci velilerinin kaynaştırma eğitimine yönelik tutumları nasıldır? 1.3. Araştırmanın Önemi Kaynaştırmanın başarısında en önemli faktörlerden biri kaynaştırmaya yönelik tutumlardır. Öğretmenin engelli bireyi kabul etmesi, diğer çocukların da kabul etmesini etkileyecektir. Eğer normal gelişim gösteren çocuklar, özel gereksinimli arkadaşları ile olumlu iletişime girerse, hem onlar için model olacaklardır; hem de onların öğrenmelerine yardım edeceklerdir. Kaynaştırma eğitiminde özel gereksinimli bireyin ailesinin kaynaştırmaya yönelik tutumu da önemlidir. Uygulanan eğitimin gerekliliğine öğretmenden önce ailenin inanması gereklidir. Ailenin kaynaştırmaya istekli olması, tutumunun olumlu yönde olması kaynaştırmanın başarıyla uygulanabilmesinde son derece önemlidir (Batu, 1998; Öncül, 2003). Aile, kaynaştırma eğitiminde öğretmenin en büyük yardımcısıdır. Aile, kaynaştırmanın yararına inanmıyorsa, öğretmenin aileyi yardımcı olarak kullanma olasılığı düşecek, bu da doğrudan kaynaştırma eğitiminin başarısını düşürecektir. Ülkemize yapılan bazı çalışmalarda, kaynaştırmaya yönelik tutum ile bazı değişkenler arasındaki ilişkiler incelenmiştir (Batu, Kırcaali-İftar ve Uzuner,2004; Orel,Töret ve Zerey, 2004; Sargın, 2002; Türkoğlu, 2007; Diken ve Sucuoğlu; 1999). Öğretmenlerinin tutumlarını inceleyen çalışmalarda, öğretmenlerin hizmet içi eğitim 8 alıp almadığı, kaynaştırmaya yönelik ders alıp almadığı, yaşları, cinsiyetleri, kıdemleri, mezun oldukları bölümleri, sınıflarındaki öğrenci sayısı ve sınıflarında bulunan kaynaştırma öğrencisinin özür türü ile tutumlar arasındaki ilişkiye bakılmıştır. Normal çocukların tutumlarını belirleyen çalışmalarda ise; normal çocukların cinsiyetleri, yaşları, özürlü kardeşe sahip olup olmamaları ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasındaki ilişkiye bakılmıştır. Kaynaştırma uygulamalarında tutum ve görüşlerin incelendiği çalışmalara bakıldığında, ailelerin, öğretmenlerin, normal gelişim gösteren öğrencilerin görüşlerinin birbirinden bağımsız olarak belirlendiği görülmüştür. (Ercan, Haktanır, 2001). Kaynaştırmaya yönelik tutumları karşılıklı olarak inceleyen sınırlı sayıda çalışmaya rastlanmıştır. Bu çalışma, engelli çocuklara ilişkin öğretmen, veli ve normal gelişim gösteren öğrencilerin tutum ve görüşlerinin karşılaştırmalı olarak incelenmesi açısından önemlidir. Araştırma sonucunda elde edilen bulguların; kaynaştırmaya ilişkin tutumların tespit edilmesi ve karşılaştırılması ve daha sonraki araştırmalara ışık tutması bakımından yararlı olacağı düşünülmektedir. Ayrıca kaynaştırmaya ilişkin öğretmen, veli ve normal çocukların tutumlarının belirlenmesi, kaynaştırma eğitiminin planlanması, uygulanması ve uygulamanın başarısının arttırılması bakımından kaynaştırma çalışmalarını yönlendirmede yararlı olacaktır. 1.4. Sayıltılar 1. Öğretmenler, aileler ve normal gelişim gösteren öğrenciler görüşme sorularını içtenlikle ve doğru olarak yanıtlamışlardır. 2. Araştırmanın örneklemini oluşturan öğretmen, öğrenci ve veliler ölçeklere ve bilgi formlarına içtenlikle yanıt vermişlerdir. 1.5. Sınırlılıklar 1. Araştırma 2008-2009 eğitim-öğretim yılında Adana ilinde bulunan hafif ve orta düzeyde zihinsel engele sahip öğrencilerin kaynaştırma eğitimi aldığı ilköğretim okullarıyla sınırlıdır. 2. Bu araştırmadan elde edilen bulgular, kaynaştırma sınıfı öğretmenlerinin, normal gelişim gösteren akranlarının ve ailelerinin ölçeklere ve bilgi formlarına verdikleri yanıtlarla sınırlıdır. 9 1.6. Tanımlar Özel Gereksinimli Öğrenci: Çeşitli nedenlerle bireysel ve gelişim özellikleri ile eğitim yeterlilikleri açısından akranlarından beklenilen düzeyden, anlamlı farklılık gösteren bireydir (Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği, 2006). Kaynaştırma: Özel eğitim gerektiren bireylerin, yetersizliği olmayan akranları ile birlikte eğitim ve öğretimlerini resmî ve özel okul öncesi, ilköğretim, orta öğretim ve yaygın eğitim kurumlarında sürdürmeleri esasına dayanan destek eğitim hizmetlerinin sağlandığı özel eğitim uygulamalarını ifade eder (Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği, 2006). Tutum: Bireyin insanlar, olaylar ve cansız varlıklar karşısında takındığı davranış biçimi (Türk Dil Kurumu, 2009). Özel Eğitim: Özel eğitim çoğunluktan farklı ve özel gereksinimli çocuklara sunulan, üstün özellikleri olanları yetenekleri doğrultusunda kapasitelerinin en üst düzeye çıkmasını sağlayan, yetersizliği engele dönüştürmeyi önleyen, engelli bireyi kendine yeterli hale getirerek topluma kaynaşmasını ve bağımsız, üretici, bireyler olmasını destekleyecek becerilerle donatan eğitimdir (Ataman, 2003, s.19). Orta düzeyde zihinsel yetersizliği olan birey: Zihinsel işlevler ile kavramsal, sosyal ve pratik uyum becerilerindeki sınırlılık nedeni ile temel akademik, günlük yaşam ve iş becerilerinin kazanılmasında özel eğitim ile destek eğitim hizmetlerine yoğun şekilde ihtiyaç duyan bireyi ifade eder (Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği, 2006). 1.7. Kısaltmalar · BEP: Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı · HODZE: Hafif ve Orta Düzeyde Zihinsel Engelli · KİGÖ: Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği · SED : Sosyo-ekonomik düzey 10 BÖLÜM II KURAMSAL AÇIKLAMALAR VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR 2.1. Özel Eğitim ve Özel Eğitime İhtiyacı Olan Bireyler Toplumda sahip olduğu özellikler bakımından, yaşıtlarının yararlandığı eğitimden yararlanamayan bireyler bulunmaktadır. Bireylerin farklılığını kabul etmeyip, her bireye aynı eğitimin vererek başarının elde edileceğini düşünmek yanlış olacaktır. Bireyler; kişisel özellikler, bedensel özellikler, zihinsel özellikler gibi farklı özelliklere sahiplerdir ve bu özellikler her birey için farklıdır. Bazı bireylerde zihinsel engel, bedensel engel, görme engeli, işitme engeli, konuşma engeli, kalıtsal ve tedavisi mümkün olmayan hastalıklar gibi farklılıklar söz konusudur. Bu bireylerin eğitiminin ise diğer akranlarıyla aynı şekilde yapılamayacağı aşikardır. Bu bireylere özel eğitim uygulanmaktadır (Battal, 2007). Ataman (2003, s. 19) özel eğitimi şu şekilde tanımlamıştır: “Özel eğitim çoğunluktan farklı ve özel gereksinimli çocuklara sunulan, üstün özellikleri olanları yetenekleri doğrultusunda kapasitelerinin en üst düzeye çıkmasını sağlayan, yetersizliği engele dönüştürmeyi önleyen, engelli bireyi kendine yeterli hale getirerek topluma kaynaşmasını ve bağımsız, üretici, bireyler olmasını destekleyecek becerilerle donatan eğitimdir.” Bir başka tanımda ise özel eğitim “ortalama öğrenci özelliklerinden önemli ölçüde farklılaşan öğrencilere sağlanan, bireysel olarak planlanmış ve bireyin bağımsız yaşama olasılığını en üst düzeye çıkarmayı hedefleyen eğitim hizmetlerinin bütünüdür” (Kırcaali-İftar, 1998). Özel eğitim, 30.05.1997’de yayınlanan Kanun Hükmünde Kararname’de (KHK/573) ise şöyle tanımlanmıştır : “Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin eğitim ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için özel olarak yetiştirilmiş personel, geliştirilmiş eğitim programları ve yöntemleri, bu bireylerin tüm gelişim alanlarındaki özellikleri ile akademik disiplin alanlarındaki yeterliliklerine dayalı olarak uygun ortamlarda sürdürülen eğitimdir.” Özel eğitime ihtiyacı olan birey ise; “çeşitli nedenlerle bireysel 11 ve gelişim özellikleri ile eğitim yeterlilikleri açısından akranlarından beklenilen düzeyden anlamlı farklılık gösteren birey” olarak tanımlanmıştır. Özel eğitime gereksinimi olan çocukları tanımlamada; yetersizlik, engel, zedelenme gibi terimlerden yararlanılmaktadır. Zedelenme; bireyin, doğum öncesi, doğum anı ve doğum sonrası oluşan nedenlere bağlı olarak, vücudun bir parçasının olmayışı, organlarının işleyişini sağlayan düzeneklerin bozulması ve organların görevlerini yerine getirememesi durumudur (Ataman, 2003; Cavkaytar, 2008). Tıbbi olarak düzeltmeler yapılsa da, zedelenme yine de bireyin yaşama ayak uydurmasında ve yaşamsal işlevlerinde yetersizliğe yol açacaktır. Cavkaytar (2008, s.8), yetersizliği; “bir şeyi yapmada yeterli olamama, belirli bir şekilde davranmada sınırlı kapasite” olarak tanımlarken; Özgür (2004); “normalden ayrılma sonucu bir birey için normal kabul edilen bir etkinliğin ya da işleyişin önlenmesi, sınırlanması” olarak tanımlamıştır. Kırcaali-İftar (1998), engeli, özürlü bireyin toplumsal yaşamın gereklerini yerine getirmede karşılaştığı sınırlılıklar olarak belirtmektedir. Bireyin yetersizlik yüzünden yaş, cinsiyet, sosyal ve kültürel faktörlere bağlı olarak oynaması gereken rolleri gereği gibi oynayamama durumda kalmasına engel denir. Yapılacak olan çevresel düzenlemeler ile çoğu yetersizlik durumu ortadan kaldırılabilir. Bunun aksine çoğu yetersizlik durumu da çevrenin beklentileri doğrultusunda özel gereksinimli bireyler için altından kalkılması güç olan bir durum yaratabilir. Bütün bireyler için geçerli olan, bireyin yapabildiğinden yola çıkma durumu engelli bireylerde de uygulanırsa; engelli bireyin yükü önemli şekilde azalacaktır. Eğer toplumun beklentisi bireyin yapabildiklerinin üzerinde olursa; birey bu beklentileri karşılayamaz duruma düşebilecek; dolayısıyla engel durumuyla karşılaşabilecektir. Zedelenme ve yetersizlik durumunun engele dönüşmesinin önlenmesinde, özel gereksinimi olan bireye yaşam için gerekli bilgi ve becerileri kazandırmak ve yaşanılan çevreyi özel gereksinimi olan bireylerin yararlanabilecekleri duruma getirmek en önemli iki etmendir ( Cavkaytar ve Diken, 2007). 12 Özel eğitim gerektiren, diğer bir deyişle özel gereksinimli öğrenciler, genellikle şu gruplarda toplanmaktadır: • Zihin engelliler • Öğrenme güçlüğü gözlenenler • Duygu ve davranış bozukluğu olanlar • Bedensel yetersizliği olanlar • Konuşma ve dil sorunlular • İşitme engelliler • Üstün zekalılar ve üstün yeteneği olanlar (Kırcaali–İftar, 1998). Özel eğitime gereksinimi olan bireylerin özellikleri ve gereksinimleri birbirinden oldukça farklılık göstermektedir. Demokratik toplumların temel göstergelerinden biri eğitimde fırsat eşitliği ilkesidir. Fırsat eşitliği, engelli bireylere ancak özel eğitim hizmetleri sunulmasıyla sağlanır (Kırcaali–İftar, 1998). 2.1.1. Türkiye’de Özel Eğitimin Tarihçesi ve Özel Eğitim İle İlgili Yasal Düzenlemeler Ülkemizde özel eğitim gerektiren çocukların eğitimine 1889 yılında İstanbul Ticaret Mektebi bünyesinde işitme engelli çocuklara eğitim veren bir okulun açılması ile başlanılmıştır. Daha sonra bu okula görme engellilerle ilgili bir bölüm eklenmiş, okul 30 yıl eğitim verdikten sonra kapatılmıştır. 1921 yılında Özel İzmir Sağırlar-Körler Okulu açılmış ve bu okul 1924 yılından 1950 yılına kadar Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'na bağlı olarak özel eğitim hizmetlerini sürdürdükten sonra aynı yıl Millî Eğitim Bakanlığı'na devredilmiştir. 1950 yılından 1980 yılına kadar Özel Eğitim Hizmetleri, İlköğretim Genel Müdürlüğü bünyesinde bir şube müdürlüğü tarafından yürütülmüştür. Eğitim sistemimizde rehberlik kavramının gündeme gelmesi ise II.Dünya Savaşı'ndan sonraki yıllardadır. Bu yıllardaki müfredat programlarında; bireyler arası 13 farklılıklardan, eğitim ve programların bu farklılıklara göre uyarlanması gereğinden bahsedilmeye başlanmıştır. Marshall Planı çerçevesinde ülkemize gelen Amerikalı uzmanların eğitimimizdeki çeşitli geliştirme ve yenileştirme faaliyetleri sırasında, eğitimde ve özellikle rehberlikte kullanılacak ölçme araçlarını geliştirmek üzere Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı'na bağlı bir Test-Araştırma Bürosu 1955 yılında kurulmuştur. Bu büro rehberlikte bazı ölçme araçları üzerinde çeşitli çalışmalar yapmış, ancak sonraki yıllarda çeşitli örgütsel düzenlemeler sırasında kapatılmıştır (Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 2008). 1962 Anayasası’nda özel gereksinimli bireylerin üretken hale getirilmesi ve özel eğitime ilişkin maddeler açıkça yer alırken ilköğretim yasasına özel eğitim ile ilgili hükümler konulmuş ve ilk kez özel eğitim yönetmeliği çıkarılmıştır (Şahin, 2003). Özel gereksinimli çocuk ve gençlere eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, Türk Milli Eğitim Sistemini düzenleyen genel esaslar doğrultusunda eğitilmeleri, iş ve meslek edinmeleri, çevre ve topluma uyum sağlamalarıyla ilgili esasları düzenlemek amacıyla birçok yasa, yönetmelik, tüzük ve genelgeler hazırlanmıştır. Bunlardan ilki ve en önemlisi 1983 yılında çıkarılan 2916 sayılı "Özel Eğitime Muhtaç Çocuklar Kanunu" olmuştur. Bu Kanun ve Kanunun emrettiği yönetmelikler o dönemin uygulamalarını yönlendirmiştir. Kanunda tanım ve ilkeler, özel eğitim kurumları ve görevleri, özel gereksinimli çocukları tespit, yerleştirme, izleme ve çeşitli hükümleri içeren bölümler yer almış, bu kanun doğrultusunda "Rehberlik Hizmetleri Yönetmeliği", "Özel Okullar Yönetmeliği", "Eğitilebilir Çocuklar İş Okulu Yönetmeliği" gibi yönetmelikler yayımlanmıştır (Akçamete, 1998) Ülke genelinde özel eğitim ihtiyaçlarının artması sonucu hizmetin daha etkin ve yaygın olarak yürütebilmesi amacıyla, 30 Nisan 1992’de Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Bu birim özel eğitim, rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinin verilebilmesi ve yaygınlaştırılabilmesini amaçlamaktadır. Bu birimin görevi ise; özel eğitim sınıfları, özel eğitim okulları, rehberlik araştırma merkezleri, meslek okulları ve meslek eğitim merkezleri ile aynı seviye ve türdeki benzeri okul ve kurumların eğitim ve öğretim programlarının, ders 14 kitapları ile eğitim araç ve gereçlerini hazırlamak ve etkinliklerini Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı’na sunmaktır (Şahin, 2003). 30.05.1997 tarihinde çıkan 573 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile özel gereksinimli bireylere yönelik kapsamlı yasal düzenlemeler yapılmıştır. 2000 yılında yürürlüğe giren Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde özel gereksinimli bireylere sunulacak özel eğitim hizmetleri, tanılama aşamasından başlayarak yerleştirme ve değerlendirme hizmetleri şeklinde ayrıntıyla açıklanmıştır (Sucuoğlu ve Kargın, 2006). Özel eğitim, Türk Millî Eğitiminin genel amaç ve temel ilkeleri doğrultusunda, özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin; a) Toplum içindeki rollerini gerçekleştiren, başkaları ile iyi ilişkiler kuran, iş birliği içinde çalışabilen, çevresine uyum sağlayabilen, üretici ve mutlu bir vatandaş olarak yetişmelerini, b) Toplum içinde bağımsız yaşamaları ve kendi kendilerine yeterli bir duruma gelmelerine yönelik temel yaşam becerilerini geliştirmelerini, c) Uygun eğitim programları ile özel yöntem, personel ve araç-gereç kullanarak; eğitim ihtiyaçları, yeterlilikleri, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda üst öğrenime, iş ve meslek alanlarına ve hayata hazırlanmalarını amaçlar (Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği, 2006). Özel eğitime gereksinim duyan çocuklar beden özellikleri, uyum özellikleri, zihin özellikleri ve öğrenme güçlüğü yönünden dört grupta toplanabilir. Bu bağlamda özel eğitimin amacı; özel eğitim gerektiren engelli bireyin eğitim gereksinimlerini en iyi şekilde karşılamak ve bu bireyleri toplumla bütünleştirip, meslek sahibi yapmak olarak belirtebilir (T.C. Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı, 1999). Türkoğlu (2007, s. 2), özel eğitimin amacını, “özel gereksinimli bireylerin her birinin, toplum içerisinde sosyal, kendi kendilerine yetebilen, üst öğrenime ve hayata hazır bireyler olarak yetiştirilmeleridir” olarak ifade etmiştir. 15 Genel olarak ele alındığında özel eğitimin amacı, özel eğitim gerektiren bireylerin bağımsız yaşama hazırlanmalarına yardımcı olmaktır (Cavkaytar ve Diken, 2007). Türk Millî Eğitiminin genel amaçları doğrultusunda özel eğitimin temel ilkeleri 573 sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile belirtilmiştir: 1. Özel eğitime ihtiyacı olan tüm bireyler; ilgi, istek, yeterlilik ve yetenekleri doğrultusunda ve ölçüsünde özel eğitim hizmetlerinden yararlandırılır. Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin, bütün bireylerde olduğu gibi bireysel farklılıkları vardır. Bu bireylerin yetenekleri, istekleri, ilgileri ve yeterlilikleri doğrultusunda özel eğitim hizmetlerinden yararlanması gerekir ve yetenekleri dikkate alınarak özel eğitim hizmetlerinden yararlandırılmalıdır. Özel eğitim gerektiren bireylerin tanılanması ve tanılamanın çok yönlü disiplinler arası bir ekip tarafından gerçekleştirilmesi bireylerin özel eğitim hizmetlerinden yararlanmalarının ön koşuludur (Cavkaytar ve Diken, 2007). 2. Özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin eğitimine erken yaşta başlanması esastır. Akçamete (1998), bir bireyin engelinin erken farkına varılmasını, tanının erken konmasını ve eğitime erken başlanmasını, o bireyin gelişimi için oldukça olumlu bir etken olduğunu belirtmiştir. 3. Özel eğitim hizmetleri, özel eğitime ihtiyacı olan bireyi, sosyal ve fiziksel çevrelerinden mümkün olduğu kadar ayırmadan plânlanır ve yürütülür. Çağlar (1997), Özel eğitime muhtaç çocukların eğitim, öğretim, sağaltım ve rehabilitasyonlarında gerekli hizmetler mümkün olduğu kadar çocuk ailesinden ve yakın çevresinden koparılmadan yakın çevresinde verilmesi gerektiğini dile getirmiştir (Akt. Özgür, 2004). 16 4. Özel eğitime ihtiyacı olan bireyin eğitim performansları dikkate alınarak; amaç, içerik ve öğretim süreçlerinde uyarlamalar yapılarak, yetersizliği olmayan akranları ile birlikte eğitilmelerine öncelik verilir. Bireysel farklılıklar dikkate alınarak özel eğitim gerektiren bireylere, materyal, program ve öğretim yöntem ve tekniklerinde uyarlamaların yapıldığı, iyi yapılandırılmış bir eğitim ortamında normal akranları ile eğitim verilmesi esastır. Mümkün olduğu kadar engellilerle normallerin bir arada eğitilmelerinin sağlanması, birarada yaşamayı öğrenmeleri bakımından da önemlidir (Akçamete, 1998). 5. Özel eğitime ihtiyacı olan bireyin, her tür ve kademedeki eğitimlerini kesintisiz sürdürebilmeleri için her türlü rehabilitasyonlarını sağlayacak kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılır. Özel eğitim gerektiren bireylerin özür ve özellikleri nedeniyle pek çok farklı hizmetten yararlanması söz konusudur. Örneğin tıbbi hizmetler, eğitim hizmetleri, rehabilitasyon hizmetleri vb. bu hizmetler ise yine farklı uzmanlık alanlarını bünyesinde barındıran kurumlar tarafından sunulmaktadır. Hastaneler, eğitim kurumları, özel ve resmi rehabilitasyon merkezleri, vakıflar dernekler, üniversiteler ve daha pek çok kurum iş birliği yapması gereken kurumlardandır. Özel eğitim hizmetlerinin sağlıklı olarak yürütülmesinde ortak hareket edilmesi, işbirliği ve eşgüdüm içinde çalışılması, hizmetlerin etkililiğini arttıracaktır (Cavkaytar ve Diken, 2007). 6. Özel eğitime ihtiyacı olan birey için, bireysel eğitim planı hazırlanır ve eğitim programları bireyselleştirilerek uygulanır. Özel eğitime gereksinimi olan bireylerin engel durumundan kaynaklanan sıkıntıların giderilebilmesi için bireyselleştirilmiş eğitim programlarının (BEP) düzenlenmesi ve programdaki hedeflerin kazandırılmasına yönelik çalışmaların yapılması gerektirmektedir (Çuhadar, 2006). 17 7. Ailelerin, özel eğitim sürecinin her boyutuna aktif katılmaları ve eğitimleri sağlanır. Özel gereksinimli bireylere verilen eğitim ile bu bireylerin eğitimden en üst düzeyde yararlanması hedeflenmektedir. Bunun gerçekleşmesi için ebeveynlerin çocuğun eğitimine aktif olarak katılmaları ve evde de bu eğitimi desteklemeleri gerekmektedir ( Varol,2006). 8. Özel eğitim politikalarının geliştirilmesinde, özel eğitime ihtiyacı olan bireye yönelik etkinlik gösteren sivil toplum örgütlerinin görüşlerine önem verilir. Cavkaytar ve Diken (2007), engelliler ile ilgili düzenlenen pek çok uygulamanın sivil toplum örgütlerinin aracılığıyla harekete geçirildiğini belirtmiştir. Engelliler alanında yapılan konseyler, şuralar, kongre, sempozyum gibi bilimsel toplantılar engellilik alanında çalışan sivil toplum örgütleriyle işbirliklerinin gerçekleştirilmesinde önemli katkılar getirmektedir. Ayrıca Özgür (2004), engelli bireyler için atölyelerin açılmasında sivil toplum örgütlerinin ve özel eğitim sektörünün işbirliğine gereksinim olduğunu belirtmiştir. 9. Özel eğitim hizmetleri, özel eğitime ihtiyacı olan bireyin toplumla etkileşim ve karşılıklı uyum sağlama sürecini kapsayacak şekilde plânlanır. Özel eğitim hizmetleri sadece bireyleri bir araya getirip eğitmeye çalışmanın ötesinde, toplumla etkileşim ve karşılıklı uyum sağlama sürecini kapsayacak şekilde planlanmalıdır. Bu, özel eğitim hizmetlerinin varolan hizmetlerin bir parçası değil, sunulan hizmetlerin kendisi olduğu anlamına gelmektedir (Cavkaytar ve Diken, 2007). 2.1.2. Bazı Ülkelerde Özel Eğitim ABD’de 1800’lü yılların başında özel eğitim gerektiren çocuklar için ayrı okul ve yatılı kurumlar açılmaya başlanmıştır. 19. yüzyılın sonlarında özel eğitim gerektiren çocuklar için normal okullar içinde özel sınıflar açılmaya başlanmış; 20.yüzyılın başlarında ise özel eğitim gerektiren çocukların eğitimine halkın katılımı sağlanmaya çalışılmış, zeka testleri geliştirilmiştir. 1950’li yıllarda ise özel eğitim gerektiren 18 bireyler için ömür boyu bakım hizmeti veren yatılı kurumlar kapanmaya başlamıştır. Yatılı okulların açılışı durdurulmuştur. ABD’de en önemli gelişme ise PL 94-142 sayılı bütün özel eğitim gerektiren çocuklar için eğitim yasası, 1977’de yürürlüğe girmiş ve her çocuğun eğitim hakkı olduğunu ve özel eğitimin yaygınlaştırılması gereği üzerinde durulmuştur (Cavkaytar ve Diken, 2007). İngiltere’de 1994 yılında yürürlüğe giren Özel Eğitim Uygulama Kılavuzu ile tüm özel gereksinimli çocuklara ilişkin eğitsel düzenlemelerin esasları belirlenmiştir. İngiltere’deki son özel eğitim düzenlemelerinin en önemli özelliği, özel eğitim kapsamına girecek çocukların önemli bir bölümünün eğitimlerinin, formal eğitim süreçlerine yer vermeksizin, normal sınıflarda yapılabileceğini öngörmesidir. Tek tip değerlendirme ve eğitim yaklaşımının, tüm özel gereksinimli çocuklar için uygun olamayacağı görüşü benimsenmektedir. Bu görüşten hareketle, beş aşamalı bir özel eğitim değerlendirme ve öğretim sistemi oluşturulmuştur. İlk üç aşama, informal değerlendirme ve kaynaştırmayı, 4. ve 5. aşamalar ise formal değerlendirme ve gerekli görülen durumlarda, ayrı özel eğitim ortamlarında eğitimi içermektedir (Kırcaali–İftar, 1998). 2.2. Kaynaştırma Eğitimi Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı tarafından Devlet İstatistik Enstitüsü’ne yaptırılan “Türkiye Özürlüler Araştırması” ile ülkemizdeki özürlülük profili kapsamlı olarak araştırılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, özürlü olan nüfusun toplam nüfus içindeki oranı %12.29’dur. Buna göre ülkemizde 8.431.937 kişi özürlü olarak yaşamlarını sürdürmektedir. Özürlülük sadece bu sorunu yaşayan kişiyi değil, ailesini ve yakın çevresini ekonomik, sosyal ve psikolojik olarak etkileyen bir sorundur (Özürlüler İdaresi Başkanlığı, 2009). Özel gereksinimli bireylerin eğitim yaşamına dahil edilmesi, ülkemizde yasalarla güvence altına alınmıştır. Engelli bireylere fırsat eşitliği sağlanarak, özel eğitim hizmetlerinden yararlanmaları sağlanmalıdır. Özgür (2004), Türkiye’de bireylerin bir meslek sahibi olabilmek için sürekli bir yarış içinde olduğunu, engellilerin normal sınıflara entegre edilmeleri amaçlandığı halde bu denli bir yarışın olduğu eğitim kurumlarında özürlülerle yakından ilgilenme olanakları çok sınırlı kaldığını belirtmiştir. Ayrıca Özgür (2004), normal okullardaki 19 eğitimin haricinde engelli bireyler için önlemlerin alınması ve ileride bir meslek sahibi olmaları için atölyelerin kurulması gerekliliğini belirtmiştir. Özel eğitimle ilgili en sık gündeme gelen konulardan biri kaynaştırma eğitimidir (Batu, 2000; Batu-Kırcaali İftar, 2006). Kaynaştırma kavramı, literatürde değişik şekillerde tanımlanmıştır. En basit haliyle kaynaştırma, özel gereksinimli öğrencilerin, normal okullarda eğitilmesidir (Kırcaali–İftar, 1998; Sucuoğlu, Kargın, 2006; Özgür,2004; Şahbaz, 2008). Yürürlükte olan Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde (2000) kaynaştırma eğitimi “Kaynaştırma yoluyla eğitim; özel eğitime ihtiyacı olan bireylerin eğitimlerini, destek eğitim hizmetleri de sağlanarak yetersizliği olmayan akranları ile birlikte resmî ve özel; okul öncesi, ilköğretim, orta öğretim ve yaygın eğitim kurumlarında sürdürmeleri esasına dayanan özel eğitim uygulamalarıdır” şeklinde tanımlanmıştır. Link’e (2008) göre ise kaynaştırma; yetersizlikten etkilenen çocukların normal eğitim ortamlarında akranlarıyla ilişkilerini en üst seviyeye çıkarıp, günlük yaşamdaki engelleri en aza indirmeyi garanti eden, özel eğitim stratejileri kullanılarak engelli öğrencilere uygun özel eğitim verilmesini sağlamayan bir eğitim” dir. Bir başka tanımda ise kaynaştırma; her çocuğun yaşadığı çevrede en nitelikli eğitimi almasını savunan, özel gereksinimli olan ve olmayan tüm çocukların akademik ve sosyal başarılar kazanarak, toplumun bir bireyi olma fırsatını sağlayan bir eğitim yaklaşımı/bir eğitim modelidir (Sucuoğlu, 2006). Ataman (2003) ise kaynaştırmayı; “özel gereksinmeleri olan ayrıcalıklı çocukların; günlük yaşamda engelli olmayan bireylerle etkileşimde bulunmalarını sağlayacak olanakları vermek üzere; aynı eğitim ortamında birlikte ancak kendi gizil güç ve yeteneklerine uygun bireysel eğitim programlarıyla (BEP) eğitim olanağı sağlayan düzenlemeler” olarak ifade etmektedir. Booth, (1987) ve Schultz, Carpenter ve Turnbull (1991) belirttiği gibi; kaynaştırma eğitiminin hedef aldığı temel amaçlar şunlardır: · Ayrı okul ve özel sınıfın getirdiği etiketlenmeyi silmek; · Özürlü çocuğun sosyal statüsünü yükseltmek; · Daha iyi ve ucuz bir öğrenim çevresi yaratmak; 20 · Daha çok sayıda çocuğun eğitimin sağlamaktır (Akt. Özgür, 2004) Kaynaştırma eğitiminin amaçlarının gerçekleşebilmesi için ailelerin, öğretmenlerin, yöneticilerin ortak hareket etmesi gerekir. Kaynaştırma öğrencisi için gereken tüm önlemlerin alınmasıyla kaynaştırma eğitiminin istenilen başarıya ulaşması sağlanabilir (Kamen-Akkoyun, 2007). 2.2.1. Kaynaştırma Uygulamasının Yasal Dayanakları Ülkemizde 1980’li yıllardan günümüze kadar kaynaştırma eğitimi için çeşitli yasal düzenlemeler yapılmıştır. Türkiye’de özel eğitim söz konusu olduğunda, son yıllarda en sık kullanılan kavramlardan biri kaynaştırmadır. Kaynaştırma eğitimi, ABD’de 1975 yılında kabul edilen P.L.94-142 Tüm Engelliler İçin Eğitim Yasası ile diğer ülkelerde de kısa bir sürede benimsenmiştir. Türkiye’de ise 1983 yılında yürürlüğe giren 2916 sayılı Özel Eğitime Muhtaç Çocuklar Kanunu ile kaynaştırma uygulaması yasal olarak benimsenmiştir. Özel Eğitime Muhtaç Çocuklar Kanunu’nun 4. maddesinde “Durumları ve özellikleri uygun olan özel eğitime muhtaç çocukların eğitimleri için açılmış olan okul ve eğitim kurumlarında, normal akranları arasında eğitilmeleri için gerekli tedbirler alınır.” Hükmü yer almaktadır (Batu ve Kırcaali-İftar, 2006, 15). 2916 sayılı yasada hangi çocukların kaynaştırma eğitimine tabi tutulacağı ve alınacak tedbirlerin neler olduğunun belirtilmemiş olması, kaynaştırma eğitiminin nasıl gerçekleştirileceği konusunda belirsizlik yaratmaktadır (Sucuoğlu ve Kargın, 2006; Batu ve Kırcaali-İftar, 2006). 1997’de kabul edilen 573 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 12. maddesinde kaynaştırma, “Özel Eğitim gerektiren bireylerin eğitimleri, hazırlanan bireysel eğitim planları doğrultusunda akranları ile birlikte her tür ve kademedeki okul ve kurumlarda uygun yöntem ve teknikler kullanılarak sürdürülür.” şeklinde yer almıştır (MEB, 2000). Ayrıca 14. maddede kaynaştırma ile birlikte sürdürülmesi gereken bir hizmet olan ve ilk kez bir mevzuata girmiş olan “özel eğitim desteği” ile ilgili şu kararlar bulunmaktadır: “Özel eğitim gerektiren bireylere, her tür ve 21 kademedeki eğitim ortamlarında devam ettiği eğitim programlarının amaçlarını gerçekleştirmek üzere özel eğitim desteği verilir. Bu amaçla bireysel ve grupla eğitim imkanları sağlanır. Herhangi bir eğitim kurumuna devam edecek durumda olmayan zorunlu eğitim çağındaki özel eğitim gerektiren bireylere yetersizlikten etkilenme düzeyine bakılmaksızın temel yaşam becerilerini geliştirme ve öğrenme ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik eğitim programları uygulanır (MEB, 2000). Destek hizmet’in ilk kez mevzuatta yer almasına karşın, daha sonra yapılan çalışmalara bakıldığında, uygulamaya yönelik herhangi bir işlemin yapılmadığı görülmektedir (Batu ve Kırcaaliİftar, 2006). 2000 yılında yürürlüğe giren Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde kaynaştırma ile ilgili uygulama boyutunda geniş ifadelere yer verilmiştir. Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde yer alan kaynaştırma ile ilgili ilkeler şunlardır: a) Özel eğitime ihtiyacı olan bireyin akranlarıyla aynı kurumda eğitim görme hakkı vardır. b) Kaynaştırma, özel ve genel eğitimin ayrılmaz bir parçasıdır. c) Hizmetler yetersizliğe göre değil, eğitim ihtiyaçlarına göre planlanır. d) Karar verme süreci aile-okul-eğitsel tanılama sürecine göre gerçekleşir. e) Kaynaştırmaya erken başlamak esastır. f) Kaynaştırmada bireysel farklılıklar esastır. g) Duyu kalıntısından yararlanmak esastır. h) Gönüllülük, sevgi, sabır, gayret gerekmektedir. i) Eğitim normal insanlarla ve doğal ortamlar da verilmelidir. j) Eğitim, bireyi toplumun bir parçası haline getirmeyi amaçlar. 2.2.2. Ülkemizdeki Kaynaştırma Öğrencilerinin Sayısal Durumu Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün (2010) verilerine göre, ülkemizde kaynaştırma eğitimi gören öğrencilerin sayısı aşağıdaki tabloda verilmiştir. 22 Tablo 1.1. Özel Eğitim ve Kaynaştırma Sayısı (2009-2010 Eğitim- Öğretim Yılı) EĞİTİM TÜRÜ Okul Sayısı Sınıf Sayısı Öğrenci Sayısı Kaynaştırma Eğitimi İÖO 12079 34914 71142 Kaynaştırma Eğitimi Ortaöğretim 2194 2755 5062 Toplam 14273 37669 76204 Kaynak: Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü (2010) Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün (2010) verilerine göre, 2009-2010 Eğitim-Öğretim yılında ilköğretimde 71142, ortaöğretimde 5062 olmak üzere toplamda 76204 öğrenci kaynaştırma eğitimine dahil edilmiştir. 2007-2008 öğretim yılında bu sayı 58504, 2006-2007 öğretim yılında 55096, 20052006 öğretim yılında 45532, 2004-2005 öğretim yılında ise 42225’tir. Kaynaştırmaya devam eden öğrenci sayısı yıldan yıla artış göstermektedir. Genel eğitim sınıflarında tanı konulmadan eğitim gören özel gereksinimli öğrencilerin olduğu da düşünülürse, bu sayının daha fazla olduğunu söylemek mümkündür. Ülkemizde kaynaştırmaya devam eden öğrenci sayısındaki artışa karşın, temelde yaşanan sorun, özel gereksinimli öğrencilere ve öğretmenlere genel eğitim sınıflarında hiçbir özel eğitim desteği sağlanmamasıdır. Böylesi bir yerleştirmeyle özel gereksinimli öğrenci ile sınıf öğretmeni karşı karşıya kalmakta ve yaşanan sorunları sınıf öğretmeni tek başına aşamamaktadır (Sucuoğlu ve Kargın, 2006). 2.2.3. Kaynaştırma Eğitiminin Yararları Kaynaştırma uygulamasının, gerek kaynaştırılan öğrenciye, gerekse çevresine pek çok yararı vardır. Bunlar aşağıda ayrı ayrı açıklanmıştır. 2.2.3.1. Özel Eğitime Muhtaç Bireye Yararları Kaynaştırma eğitiminin, özel eğitime muhtaç olan çocuklara birçok yararı vardır. Özel eğitim gerektiren birey, kaynaştırma eğitimi ile sınıfındaki akranlarını model alır, sosyalleşme becerisini kazanır, uygun yöntem ve tekniklerin, araç- gereçlerin kullanıldığı bir sınıfta akademik başarısında artış olur, ileriki hayatında bağımsız bir birey olarak yaşayabilmesi için gerekli becerileri kazanır. Kırcaali-İftar 23 (1998), kaynaştırmanın özel gereksinimli öğrencilerin içinde yaşadıkları toplumla bütünleşmelerini kolaylaştırdığını ve normal öğrencilerin davranışlarının, özel gereksinimli öğrencilere model olduğunu belirmiştir. Normal gelişim gösteren çocuklar ile özel gereksinimli bireylerin bir arada eğitilmesinin, özel gereksinimli bireylerin akademik ve sosyal yönden gelişmesinde yarar sağlayacağı düşünülmektedir. Özel gereksinimli bireylerin topluma uyum sağlaması, ancak bu toplumun içinde yaşamalarıyla mümkündür. Bu nedenle de akranlarıyla birlikte eğitim gören özel gereksinimli öğrencilerin sosyal yönden gelişimlerinin, ayrıştırılmış eğitime tabi tutulan öğrencilere göre daha hızlı olacağı beklenmektedir (Sucuoğlu ve Kargın, 2006). Özgür (2004) ise; kaynaştırma eğitimi ile engelli öğrencinin sosyal ve eğitimsel yaşamda akranları ile birlikte olma fırsatı yakalayacağını, akranlarının kendisine olan olumsuz tutum ve davranışlarının zaman içerisinde olumluya dönüşeceğini, uygun sosyal davranışlar geliştirmek için öğretmen ve akranlarını model alacağını ve bu davranışları uygulama fırsatı bulacağını, akranlarından uygun dil ve konuşma modelleri kazanacağını, iyi yapılandırılmış bir eğitim ortamı ile akademik ilerleme ve başarı sağlayabileceğini, sosyal çevre ile başa çıkabileceğini ve toplumla kaynaşabileceğini ifade etmiştir. Batu, Kırcaali-İftar ve Uzuner’in (2004) çalışmasında öğretmenlerin kaynaştırmaya ilişkin görüş ve önerileri alınmıştır. Öğretmenlerin çoğu kaynaştırmanın, özürlü öğrencilerin sosyal yönden gelişimleri açısından çok yararlı olduğunu ve kaynaştırma öğrencilerinin sosyal gelişimlerini olumlu bulduklarını belirtmişlerdir. 2.2.3.2. Kaynaştırmanın Normal Öğrencilere Yararları Birçok anne-baba, çocuklarının sınıfında özel gereksinimli öğrenci olduğu zaman, çocuklarının bu durumdan zarar göreceğini, öğretmenin kendi çocuklarına daha az zaman ayıracağını düşünmektedirler. Benzer şekilde bazı öğretmenler de farklı özellikteki öğrencilerin sınıfta bulunmasının iki grup için de zararlı olduğunu, bazen özel gereksinimli öğrencilere bazen de diğerlerine haksızlık yapıldığını savunmaktadır. Oysa iyi planlanmış/yapılandırılmış ve iyi yönetilen sınıflar için, anne babaların ve 24 öğretmenlerin endişelenmesine gerek yoktur. Çünkü konu ile ilgili birçok araştırma sonucuna göre, sınıfta özel gereksinimli bir öğrencinin bulunması, diğerlerinin gelişimini/öğrenmemesini engellememektedir (Sucuoğlu, 2006). Ayrıca kaynaştırma eğitimi, normal öğrencilere, daha hoşgörülü olma, bireysel farklılıklara saygı gösterme, işbirliği ve yardımlaşma becerilerini arttırması gibi faydalar sağlamaktadır (Kırcaaliİftar 1998; Sucuoğlu ve Kargın, 2006; Şahbaz, 2008). Kaynaştırma uygulamalarında özel gereksinimli olmayan öğrenciler programda yer almayan fırsatlar ve deneyimler yaşamakta, öğretmenin farklı öğretim yöntemleri kullanması, sınıf ortamında ve kullandığı materyallerde uyarlamalar ya da değişiklikler yapması, bu öğrencilerin de akademik başarılarını artırmaktadır. Öğretmenin akran etkileşimini ve arkadaşlığı artırmak için yaptığı bazı düzenlemeler sonucunda ise özel gereksinimli olan ve olmayan öğrencilerin akranları ile etkileşimlerinin kolaylaştığı ve arkadaşlığın arttığı gözlenmektedir. Öğrenciler özel gereksinimli arkadaşları ile iletişim kurmaktan yarar sağlamakta, benlik algılarında ve sosyal bilişlerinde artma ve farklı özellikteki insanlara yönelik korkularında azalma olmaktadır (Sucuoğlu, 2006). Metin ve Çakmak-Güleç (1999) tarafından ilköğretimdeki eğitimcilerin kaynaştırma ile ilgili düşüncelerinin incelendiği bir çalışmada, kaynaştırma programlarının normal çocuğa ve öğretmene özürlü/farklı bireylere karşı duyarlılık, özürlü çocuğa ise sosyalleşme fırsatı sağladığı sonucu ortaya çıkmıştır. 2.2.3.3. Kaynaştırmanın Normal Sınıf Öğretmenlerine Yararları Kırcaali-İftar (1998), kaynaştırma eğitiminin normal sınıf öğretmenlerine yararlarını şu şekilde belirtmiştir: • Kaynaştırma sınıfı öğretmenlerinin özel gereksinimli öğrencilerle yürüttükleri çalışmalar (örneğin, eğitim programlarının bireyselleştirilmesi), öğretmenlik bilgi ve becerilerine katkıda bulunur. • Kaynaştırma uygulamaları, kaynaştırma sınıfı öğretmenlerinin diğer personelle iletişim ve işbirliğini arttırır. 25 Kaynaştırma eğitimi ile öğretmenlerin, hoşgörü, sabır ve bireysel özelliklere saygı davranışının gelişebileceği, bireyselleştirilmiş eğitim programları hazırlama, uygulanma ve kaynaştırma eğitiminin daha başarılı olmasını sağlama yönünde çaba içinde olacakları söylenebilir. Bu eğitimi uygulayan öğretmenlerin ayrıca sınıf içi disiplinle ilgili değerlendirme ölçütü geliştirme ve eğitimi ekonomiklik ilkesine uygun yürütebilme konusunda da daha becerikli olması beklenmektedir (www.seyhanram.gov.tr.). 2.2.3.4. Anne-Babalara Yararları Kırcaali-İftar (1998), özel gereksinimli çocuklarının normal eğitim ortamına devam ediyor olmasının, anne-babalara moral verdiğini ve onları çaba göstermeye güdelediğini dile getirmiştir. Şahbaz (2008) ise; kaynaştırma uygulaması ile ailelerin çocuklarına nasıl yardımda bulunacakları konusunda uzmanlardan yeni yollar öğrenme ve çocukları hakkında gerçekçi kararlar alma konusunda kazanımlar sağlayacaklarını ifade etmiştir. Ailelerin aktif katılımları, çocuklarının eğitiminde daha etkin olmalarına ve onları daha iyi tanıyabilmelerine fırsat tanımasının yanı sıra hayata bakış açılarını da değiştirmektedir (Metin, 1999). 2.3. Kaynaştırma Destek Eğitim Hizmetleri Kaynaştırmada destek eğitim hizmetleri şu şekillerde gerçekleştirilir: 1.Kaynak oda: Kaynaştırılan özel gereksinimli öğrencinin eğitim gereksinimlerinin tümünün normal sınıfta karşılanamadığı durumlarda, öğrenci belli derslerde normal sınıftan çıkarılarak kaynak odada eğitim görebilir. Kaynak odadaki eğitim, özel eğitim öğretmeni tarafından bireysel ya da küçük grup eğitimi olarak yürütülür. Ancak, kaynak odadaki eğitimin amacına ulaşabilmesi için, normal sınıf öğretmeni ile kaynak oda öğretmeninin yakın iletişim ve işbirliği içinde olmaları gerekir. Bunların sağlanamadığı durumlarda, normal sınıftaki eğitimle kaynak odadaki eğitim arasında tutarsızlıklar olabilmektedir. Ayrıca, kaynak odada öğretmenle daha yakın çalışma fırsatı bulan öğrenci, normal sınıfta da benzer yakınlığı beklemeye başlayabilmektedir. Bu da, kaynaştırma öğrencisinin normal sınıfta zorlanmasına yol açabilmektedir (Kırcaali-İftar, 1998). 26 Türkiye'de kaynak oda desteğinin sağlanabilmesi için, ya kaynaştırma öğrencisi bulunan her okulda bir özel eğitim öğretmem görevlendirilmesi, ya da bir özel eğitim öğretmeninin birden fazla okulda kaynak oda desteği sağlayabilmesi için gezici öğretmenlik kadrosunun aktif olarak kullanılır hale getirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, gezici özel eğitim öğretmeninin belli sayıdaki okulda en az 20 kaynaştırma öğrencisine destek sağlaması uygulanır hale gelmelidir (Batu, 2000). 2.Sınıf İçi Yardım: Gerektiğinde, kaynaştırma uygulamasının yürütüldüğü sınıfta, özel eğitim öğretmeni ya da yardımcı öğretmen tarafından sınıf-içi yardım sağlanabilir. Sınıf-içi yardım, kaynaştırma öğrencisine yönelik olduğunda, sınıf öğretmeni sınıfın geri kalanıyla öğretim yaparken, yardım sağlayan öğretmen kaynaştırma öğrencisiyle bireysel çalışır. Bunun tersi de olabilir; sınıf öğretmeni kaynaştırma öğrencisiyle bireysel çalışırken, yardım sağlayan öğretmen sınıfın geri kalanıyla ders yapabilir. Örneğin, matematik dersinde, tüm sınıfla problem çözme üzerinde çalışılırken, kaynaştırma öğrencisiyle sayı kavramı üzerinde çalışılabilir. Bu tür sınıf-içi yardım çalışmaları, kaynaştırma öğrencisi için çok yararlı olabilmekle birlikte, ortamın iyi düzenlenmemesi durumunda önemli sakıncalara da yol açabilmektedir. Örneğin, dersliğin fiziksel özelliklerinin uygun olmaması durumunda, kaynaştırma öğrencisiyle sınıfta yürütülen bireysel çalışmalar diğer öğrencilerin dikkatlerini dağıtabilmektedir. (Kırcaali-İftar, 1998). Bu destek sistemi genel eğitim sınıfında iki öğretmenin sürekli birlikte çalışması açısından avantajlı görülmektedir ve özel eğitim öğretmeni yardımı ile sürdürülen destek hizmet türünden süreklilik ve sorumluluğu paylaşma yönünden farklılık göstermektedir (Sucuoğlu ve Kargın, 2006). 3. Özel Eğitim Danışmanlığı: Yetersizlikten etkilenmiş öğrencilerin normal sınıflara yerleştirildiği, eğitim programını normal sınıf öğretmeninden aldığı ve özel eğitim uzmanı tarafından öğrencinin sınıf öğretmeninden aldığı ve özel eğitim uzmanı tarafından öğrencinin sınıf öğretmenine ve okul personeline destek hizmetin verildiği bir kaynaştırma düzenlemesidir (Varol; 2008).Özel eğitim danışmanı, bireysel eğitim programı hazırlamak, öğrencinin davranış sorunlarının azaltılmasında öğretmene yardım etmek gibi konularda destek hizmet vermektedir (Batu, 2000; Varol; 2008) 27 2.4. Başarılı Bir Kaynaştırmanın Öğeleri Kaynaştırma eğitimi bir ekip işidir ve bu ekibin eşgüdümlü olarak çalışması, kaynaştırmada başarıyı sağlayacaktır. Kaynaştırma eğitiminin başarıya ulaşması için okul ortamının fiziksel olarak düzenlenmesi, sınıf öğretmeninin farklı seviyedeki öğrencilere, düzeylerine göre nasıl yardım sağlaması gerektiğini bilmesi, normal sınıftaki eğitimci ile özel eğitimcinin işbirliği yapması, çocuklarda kalıcı düzeyde davranış değişikliğini oluşturmak için okul-aile işbirliğinin sağlanması, belirli aralıklarla süreç içerisinde programın eğitimcinin ve çocukların değerlendirilmesi gerekmektedir. Başarılı bir kaynaştırma eğitiminin öğretmenler, normal çocuklar, okul yönetimi, aileler ve bireyselleştirilmiş eğitim programı olmak üzere beş temel öğesi vardır. Öğretmenler: Kaynaştırma uygulamasının başarılı olabilmesi için öncelikle sınıf öğretmeninin özel eğitim gerektiren bireye yönelik olumlu tutum sergilemesi gerekir. Batu, Kırcaaliİftar ve Uzuner’in (2004) çalışmasında öğretmenlerin kaynaştırmaya ilişkin görüş ve önerileri alınmıştır. Kaynaştırmanın başarısında rol oynayan etmenlerden biri olarak; öğretmenler kendilerini göstermişlerdir. Öğretmenler okuldaki arkadaşlarının çoğunun kaynaştırma öğrencilerine karşı son derece olumlu bir tutum içinde olduklarını dile getirmişlerdir. Öğretmenler, kaynaştırma ve kaynaştırma öğrencilerini kabul eder bir tutum sergilemelerinin, normal öğrencileri de olumlu yönde etkilediğini ifade etmişlerdir. Eğitimcinin engelli bireylere yönelik tutumu, entegrasyona olan tutumun belirleyicilerindendir. Eğitimcinin engelli çocuklara karşı kabul eder tutum içinde olması, hem kendisi, hem normal gelişim gösteren çocuklar, hem de özel gereksinimi olan çocuklar açısından büyük önem taşımaktadır (Temel, 2000). Sınıf öğretmenleri, yetersizlikten etkilenmiş öğrenci sınıfa gelmeden önce, sınıftaki normal öğrencilere yetersizlikle ilgili bilgilendirme (kitaplar-yetersizlikten etkilenmiş kişilerle ilgili öyküler-filmler yoluyla) ve yaşantı sağlama (sınıfa yetersizlikten etkilenmiş başarılı kişileri getirme-yetersizlik benzetimleri-yetersizlikten etkilenmiş kişilerin kullandıkları araçlarla yaşantı-özel eğitim kurumlarına geziler 28 düzenleme) çalışmaları yaparak olumlu tutum içinde olmalarını sağlamaya çalışmalıdır (Vural, 2008). Kaynaştırma uygulamalarında öğretim, daha çok öğrenci merkezli ve aktif öğrenci katılımlı olmalıdır. Sınıfında özel gereksinimli öğrenci olan öğretmenin; · Özel gereksinimli öğrencinin özelliklerini çok iyi bilmesi, · Öğretimi öğrencilerin gereksinimleri doğrultusunda, öğretim programına paralel olarak bireyselleştirmesi, · Belirlenen öğretim amaçlarını gerçekleştirmek için uygun ve çeşitli öğretim yöntemlerini kullanması, · Öğrenci başarısını en uygun araç ve yöntemlerle değerlendirmesi, · Öğrencideki gelişimi ve değişimi göz önüne alarak öğretimsel amaçlarda değişiklikler yapması, · Özel gereksinimli öğrencinin akranları tarafından kabul edilmesini sağlayarak arkadaşlığı geliştirecek ortam ve fırsatlar sağlaması beklenmektedir (Sucuoğlu, 2006). Normal Çocuklar: Kaynaştırmanın başarılı olmasının en önemli koşullarından biri de, özel gereksinimli öğrencinin normal sınıfa tam olarak kabul edilmesidir. Sınıftaki öğrenciler, kaynaştırma öğrencisinin sahip olduğu farklılıkların (örneğin, işitme zorluğu, öğrenme zorluğu, konuşma zorluğu, vb.), her insanda var olan bireysel farklılıklara benzerlik gösterdiğini anlamalıdırlar. Ayrıca, kaynaştırma öğrencisinin o sınıfta bulunma hakkının diğer öğrencilerle aynı olduğu konusunda kuşkular olmamalıdır. Öğrenciler, kaynaştırma öğrencisine sağlayacakları yardımın, kendilerinin de akademik ve sosyal gelişimlerine katkı sağlayacağını bilmelidirler ( Kırcaali- İftar, 1998). Özel eğitim gereksinimli öğrenci için en iyi desteği, en kolay şekilde sınıftaki diğer öğrencilerden alabilir. Akranlar özel gereksinimli arkadaşlarının ödevlerine yardım edebilirler, birlikte çalışabilirler, unuttuğu bir ödevini hatırlatabilirler ve ona model olabilirler. Öğrencinin sınıf içinde kabul edilmesi ve diğerleriyle etkileşiminin 29 olması, hem akranları ile birlikte hem de akranlarından öğrenmesini kolaylaştırmaktadır (Sucuoğlu, 2006). Okul Yönetimi: Kaynaştırmanın başarılı bir şekilde uygulanabilmesi için en önemli unsurlardan biri de okul yönetimidir. Okulunda kaynaştırma eğitimi yapılan okul müdürünün en önemli görevi; kaynaştırma uygulamaları için kurumda gerekli düzenlemeleri planlamak ve uygulanmasını sağlamak, özel eğitimi kurulu ile işbirliği yapmaktır (Cavkaytar ve Diken, 2007). Başta yöneticiler olmak üzere tüm okul personeli, özel gereksinimli öğrencilerin normal eğitim ortamlarında eğitilme haklarına saygı göstermeli ve kaynaştırmanın yararlarına inanmalıdır. Okul yönetimi, kaynaştırma öğrencisi için gerekli hizmetlerin ve araç-gereçlerin sağlanmasında sınıf öğretmenine destek olmalıdır. Ayrıca, okul personeli, kaynaştırma öğrencisinin tüm okul tarafından kabulünde de önemli bir role sahiptir (Kırcaali-İftar, 1998). Bunların yanı sıra Stainback, Stainback ve Stefanich (1996) okul personelinin, öğretmenlerin kaynaştırma eğitimi ile ilgili olarak bilgilendirilmesinde, sınıflara verilecek öğrenci sayısında, fiziki ortamın hazırlanmasında ve okul içinde bir özel eğitim öğretmeninin görevlendirilmesinde görevlerini yerine getirerek, kaynaştırma eğitimine destek sağlamaları gereğini belirtmişlerdir (Akt. Batu, 2000). Aileler: Engelli çocukların eğitimde ve topluma kazandırılmasında en etkili eğitim modeli olan kaynaştırma programlarının uygulanmaya başlamasıyla birlikte, bu çocukların ailelerinin de ele alınması gerektiği bir kat daha önem kazanmıştır (Metin, 1999). Kaynaştırma programlarının uygulanmasında ortaya çıkacak sorunlarla baş edebilmek ve programın başarısı için, kaynaştırma uygulamasının her aşamasında aile katılımına ihtiyaç vardır. Öğretmenlerle ailelerin eşgüdümlü çalışması, kaynaştırma eğitimi için önem taşımaktadır. Anne-babalar, çocukları hakkında her türlü bilgiyi sağlayan kişilerdir. Çocuğun tanılama süreci, gelişim düzeyi, güçlü ve zayıf yanları, hoşlandıkları ve hoşlanmadıkları, yaşadıkları sorunlar ve gereksinimleri konularında en sağlıklı bilgiler anne-babalardan alınabilir. Bu nedenle öğretmenler hazırlayacakları programlarda en büyük yardımı anne-babalardan almalıdır ve aileler de öğrencinin eğitiminde karar 30 verme, eğitim ve değerlendirme sürecinde sorumluğa sahip olduğunu bilmelidir (Özen, 2008; Kırcaali-İftar ve Uzuner, 2004; Temel, 2000). Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı (BEP): BEP, özel gereksinimli öğrenciler için programlamadaki değişiklikleri ve/veya adaptasyonu tanımlamak ve sağlanan özel hizmetleri göstermek üzere düzenlenmiş yazılı bir dokümandır. BEP, değerlendirme, planlama, işbirliği içinde iletişim ve öğretim potansiyeline rehberlik eden “canlı” bir süreçtir. Bir BEP dokümanının çok uzun olması beklenmemekle birlikte öğrencinin gereksinimlerinin planlanması, çok çeşitli strateji planının sunulduğu değerlendirme yöntemlerini ve gelecekteki etkinlik ve planlamanın açık amaçlarının listelendiği bir belge olmalıdır. Bir BEP’in çocuğun öğrenme etkinliklerine odaklanması, iletişim becerilerine yardımcı olması ve ekip içi, kurumlar arası hesap verebilirliği sağlaması gereklidir (T.C. Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı, 2005). Kaynaştırma bireyselleştirilmiş uygulamasının eğitim programının başarıyla gerçekleştirilebilmesi hazırlanması önemli bir için etmendir. Bireyselleştirilmiş eğitim programları hazırlandığında ya da var olan program bireyselleştirildiğinde, özel gereksinimli öğrencinin öğrenmesi gereken beceri ya da kavramı daha çabuk ve etkili bir şekilde öğrenmesi sağlanmış olacaktır (Öncül, 2003). Eğitim programını bireyselleştirmenin ilk aşaması, özel gereksinimli öğrencinin, kaynaştırıldığı sınıfla ilişkili tüm alanlardaki (örneğin, okuma-yazma, matematik, müzik, vb.) işlevde bulunma düzeyinin belirlenmesidir. Kaynaştırma öğrencisi bu alanların tümünde sınıf ortalamasının altında olabileceği gibi, yalnızca belli alanlarda gerilik gösteriyor da olabilir. Bireyselleştirilmiş eğitim programı hazırlamanın ikinci aşaması, kaynaştırma öğrencisi için, sınıf arkadaşlarından önemli ölçüde gerilik gösterdiği alanlarda, işlevde bulunma düzeyini dikkate alarak, amaç saptamaktır. Öğrenci için amaç belirlerken, öncelikle öğrencinin en çok işine yarayacak beceri ve kavramlara yer verilmelidir (Kırcaali-İftar, 1998). BEP genel olarak öğrencinin, · Farklı derslerle ilişkili olarak gerçek performansını belirleyebilme için değerlendirme sürecinde yapılması gereken değişiklikleri, 31 · Öğrencinin gelişimini ve başarısını değerlendirmek için gerekli olan alternatif değerlendirme yöntemlerini ya da değerlendirme sisteminde yapılacak uyarlamaları, · Öğrenci için okul müfredat programına paralel olarak belirlenen yıllık amaçları ve yıllık amaçlar çerçevesinde kısa dönemli amaçları, · Özel eğitim ile ilgili hizmetleri (işitme/konuşma eğitimi, Braille öğretimi, bireysel eğitime gereksinimi olup olmadığı, vb.), ek destekleri (fizyoterapi, konuşma terapisi, vb.) · Gerekiyorsa, akranları ile birlikte katılıp katılamayacağı akademik ya da akademik olmayan etkinlikleri, · BEP’te yer alan amaçlara ulaşılıp ulaşılmadığının nasıl değerlendirileceğini, · Problem davranışları (eğer varsa), bu davranışları kontrol etmek için kullanılacak olan yöntem ve stratejiler ile, · Ailenin gelişme süreci ile ilgili olarak nasıl bilgilendirileceğini açık olarak belirten bir sözleşmedir. Sözleşmede BEP toplantılarına katılan diğer kişilerin isim ve imzaları ile sözleşmenin tarafları olarak sınıf öğretmeni ile anne babanın imzaları bulunur (Sucuoğlu, 2006). 2.5. İlgili Araştırmalar Literatür incelendiğinde; kaynaştırma eğitimine ilişkin, öğretmen, öğrenci ve idareciler ile ilgili nicel ve nitel araştırmaların yapıldığı görülmektedir. Aşağıda kaynaştırma eğitimi ile ilgili yapılan araştırmaların özetlerine yer verilmiştir. Jobe, Rust, Brissie (1996), özel eğitim ile ilgili hizmet içi eğitim alma ve özel eğitim deneyimi değişkenlerine göre sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma eğitimine yönelik tutumlarını incelemişlerdir. Araştırmada veri toplamak amacıyla Antonak ve Larivee (1995) tararından geliştirilen “Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırmanın bulguları, öğretmenlerin özel gereksinimli bireylerin normal eğitim ortamlarına dahil edilmesine yönelik tutumlarının orta düzeyde olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca özel eğitim ile ilgili hizmet içi eğitim alma ve özel eğitim deneyiminin, engelli bireylerin kaynaştırılmasına yönelik tutumları olumlu yönde etkilediği belirlenmiştir. 32 Jacques, Wilton ve Townsend (1998), kaynaştırma programına devam eden hafif zihinsel engelli çocuklarla yaptıkları araştırmada, işbirlikli öğrenmenin çocukların sosyal kabulünü arttırmada etkili olup olmadığını belirlemeye çalışmışlardır. Bu çalışma hafif düzeyde zihinsel engelli öğrencilerin kaynaştırıldığı 21 sınıfta yapılmıştır. Her sınıfta yaklaşık olarak 30 öğrenci bulunmaktadır. Araştırma öntest-sontest kontrol gruplu modele göre desenlenmiştir. Veri toplama araçları olarak sosyal kabul ölçeği, benlik saygısı ölçeği ve sosyal adaptasyon ölçeği kullanılmıştır. Araştırmanın bulguları, işbirlikli öğrenmenin hafif zihinsel engelli çocukların sosyal kabulünü arttırdığını ortaya koymuştur. Diken ve Sucuoğlu (1999), öğretmenlerinin zihinsel engelli çocukların kaynaştırılmasına yönelik tutumlarını belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada, sınıfında zihinsel engelli çocuk bulunan 53 öğretmenle ve sınıfında zihinsel engelli çocuk bulunmayan 56 öğretmenle çalışmışlardır. Tutumları belirlemek amacıyla bilgi formu ve Antonak ve Larivee (1995) tarafından geliştirilen, 1996 yılında Kırcaali-İftar tarafından Türkçe’ye uyarlanıp, geçerlik ve güvenilirlik çalışması yapılan “Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırmanın bulguları, öğretmenlerin çoğunun istemediklerini ortaya sınıfına koymuştur. kaynaştırma Sınıfında öğrencisinin zihinsel engelli yerleştirilmesini çocuk bulunan öğretmenlerin, kaynaştırma ile ilgili ders alıp almamalarının, tutumlarında farklılığa yol açmadığı belirlenmiştir. Araştırmada ayrıca sınıfında zihinsel engelli çocuk bulunan öğretmenlerin kaynaştırmaya karşı oldukları ve zihinsel engelli çocukların bu konuda yetişmiş özel eğitimciler tarafından eğitilmesi gerektiği düşüncesine daha sıcak yaklaştıkları belirlenmiştir. Bu araştırmanın sonuçları öğretmenlerin tutumlarının olumlu yönde değiştirilmesine yönelik çalışmalara ağırlık verilmesi gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Metin ve Çakmak-Güleç (1999) tarafından yapılan bir çalışmada; ilköğretim okullarındaki öğretmenlerin, özürlü çocuklarla normal çocukların kaynaştırıldığı programlar hakkındaki düşünceleri incelenmiştir. Araştırmaya, tesadüfi örnekleme yolu ile seçilen, 86’sı kadın, 79’u erkek olmak üzere toplam 165 öğretmen katılmıştır. Örneklemdeki öğretmenlere, iki bölümden oluşan bir anket formu uygulanmıştır. Anketin ilk bölümünde öğretmenlerin kişisel özelliklerine uygun sorular, ikinci bölümünde ise; öğretmenlerin kaynaştırma eğitimi hakkındaki düşüncelerini 33 belirlemeye yönelik 23 soru yer almıştır. Kaynaştırma eğitiminin daha çok normal çocuğa ve öğretmene, özürlü/farklı bireylere karşı duyarlılık, özürlü çocuğa ise sosyalleşme fırsatı sağladığı sonucu ortaya çıkmıştır. Öğretmenler, kaynaştırmanın kendilerine, materyal, özel eğitim desteği ve özürlü çocuğun ailesiyle daha fazla iletişim kurma gibi ek yükleri de beraberinde getireceğini belirtmişlerdir. Temel (2000) tarafından yapılan çalışma, anaokulu öğretmenlerinin kaynaştırma eğitimi hakkındaki görüşlerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Bu araştırmanın örneklemini, Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi ve Okulöncesi Eğitimi Anabilim Dalı lisans tamamlama programına 1998-1999 öğretim yılında katılan 118 öğretmen oluşturmuştur. Veriler araştırmacı tarafından hazırlanan 41 sorudan oluşan anket yoluyla toplanmıştır. Çalışmada özel eğitim dersi alan ve almayan öğretmenlerde kaynaştırmaya yönelik genel görüş ve kabulde farklılık olmamakla birlikte, uygulama açısından entegrasyon süreci ile ilgili yeterliklerini daha farklı algıladıkları sonucuna varılmıştır. Özel eğitim dersi alan öğretmenlerin, kendilerini daha yeterli algıladıkları, özel eğitim ile ilgili ders almayan öğretmenlerin kaynaştırma eğitimi ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmadıkları, engelli çocukla daha önce çalışmış öğretmenlerin, çalışmayanlara göre kendilerini daha yeterli algıladıkları belirlenmiştir. Güleç ve Metin (2000) özel sınıflara ve kaynaştırılmış sınıflara devam eden eğitilebilir zihinsel engelli çocuklarla normal çocukları karşılaştırmak ve bu ortamların çocukların benlik kavramları üzerindeki etkilerini belirlemek amacıyla bir araştırma yapmışlardır. Çalışma 97’si özel alt sınıfa, 101’ i kaynaştırma sınıfına devam eden toplam 198 eğitilebilir zihinsel engelli çocuk ile 101 normal gelişim gösteren çocuk ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmada çocukların benlik kavramı düzeylerini belirlemek için Piers-Harris Benlik Kavramı Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; özel alt sınıfa devam eden öğrencilerin, belli sürelerle kaynaştırılan, sürekli kaynaştırılan ve normal gelişim gösteren öğrencilere göre mutluluk, gözde olma, davranışlarını ve genel benliklerini daha olumsuz betimledikleri bulunmuştur. Ancak özel alt sınıfa devam eden öğrenciler ile belli sürelerle kaynaştırılan, sürekli kaynaştırılan ve normal gelişim gösteren öğrenciler arasında zeka ve okul durumları, kaygılarını betimlemeleri açısından fark olmadığı saptanmıştır. 34 Daane, Beirne-Smith ve Latham (2001), okul yöneticileri ile ilköğretim öğretmenlerinin kaynaştırma eğitimi ile ilgili yaptıkları işbirliğine yönelik görüşleri incelemek amacıyla bir araştırma yapmışlardır. Araştırmaya, ilköğretimde görev yapan 324 sınıf öğretmeni, 42 özel eğitim öğretmeni ve 15 idareci katılmıştır. Araştırmada, a) öğretmenler arasındaki işbirliğine yönelik çalışmalar, b) engelli öğrencilerin eğitilmesi, c) engelli öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılaşmak için öğretmenin hazır olup olmadığı, d) engelli öğrencilerin kaynaştırma eğitiminden elde ettiği başarıların eğitimciler tarafından nasıl algılandığı olmak üzere dört bölümden oluşan bir anket kullanılmıştır. Araştırmacılar tarafından hazırlanan bu anket dörtlü likert- tipi yapıya sahip olup, 24 sorudan oluşmaktadır. Ayrıca, 12 katılımcıyla (4 sınıf öğretmeni, 4 ilkokul özel eğitim öğretmeni, 4 idareci) bireysel görüşmeler yapılmıştır. Sonuç olarak; öğretmenler arasındaki yönelik işbirliğine çalışmalar konusunda, özel eğitim ve sınıf öğretmenlerinin Bireyselleştirilmiş Eğitim Programlarını beraberce hazırlamaları gerektiği hususunda öğretmenler ve idareciler hemfikir olmuşlardır. Genellikle özel eğitim ve sınıf öğretmenleri arasında işbirliği gerçekleşmediği sonucuna ulaşılmıştır. Hem sınıf öğretmenleri, hem özel eğitim öğretmenleri, hem de idareciler, engelli öğrencilerin normal sınıflarda eğitim alma hakkı olduğu konusunda hemfikir olmalarına rağmen, özel eğitim öğretmenleri engelli öğrencilerin kaynaştırma ortamında eğitiminden birinci derecede sınıf öğretmenlerinin sorumlu olması konusunda karşıt görüştedirler. Ercan ve Haktanır (2001), Kaynaştırma eğitiminin yapıldığı sınıflarda bulunan ve normal gelişim gösteren çocukların öğrenme güçlüğü çeken akranlarına yönelik tutumları incelenmiştir. Araştırmaya 2., 3., 4. ve 5. sınıfa devam eden, normal gelişim gösteren 8-11 yaşları arasında olan 1015 çocuk katılmıştır. Çalışmada, araştırmacılar tarafından literatür taraması sonucunda geliştirilen “Öğrenme Güçlüğü Olan Çocuğa Yönelik Akran Tutum Ölçeği” kullanılmıştır. Öğrenme güçlüğü olan çocuklara yönelik akran tutumlarını ölçmek amacıyla geliştirilen bu ölçek, 20 maddeden oluşmuştur. Araştırma sonucunda, kızların öğrenme güçlüğü olan akranlarına yönelik tutumları erkeklere göre daha olumlu çıkmıştır. Ayrıca yaşın artmasıyla birlikte, öğrenme güçlüğü olan akranlara yönelik tutumların da olumsuz yönde değiştiği sonucuna varılmıştır. 35 Swaim ve Morgan (2001), otistik davranışlar sergileyen bireylere yönelik akran tutumlarını incelemişlerdir. Otizm ile ilgili bilgilendirme çalışmasının, yaş ve cinsiyet üzerinde etkili olup olmadığını 223 normal gelişim gösteren öğrenci üzerinde araştırmışlardır. Araştırmada veri toplamak amacıyla Siperstein (1980) tarafından geliştirilen Sıfat Listesi kullanılmıştır. Çalışmadan elde edilen bulgulara göre, daha büyük yaştaki çocukların ve kızların otistik tavırlar gösteren sınıf arkadaşlarına göre daha olumsuz tutuma sahip oldukları ve bilgilendirme çalışmasının tutumlar üzerinde bir etkisinin olmadığını ortaya koymuştur. Başal ve Batu (2002), zihin özürlü öğrencilere okuma yazma öğretimi konusunda özel alt sınıf öğretmenlerinin görüş ve önerilerini almayı amaçlamışlardır. Araştırma nitel bir çalışma olup, özel alt sınıflarda görevli yedi öğretmenle gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veriler yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak toplanmıştır. Görüşmelerden elde edilen bulgular, öğretmenlerin okuma yazma öğretimine yönelik amaçları belirlemede farklı yollar izlediklerini, okumayazma öğretiminde genellikle cümle yöntemini kullandıklarını, aile desteği olmadan öğretimin zor olduğunu, araç-gereç ve kaynak sıkıntısı yaşadıklarını ortaya koymaktadır. Aydın ve Şahin (2002), yaptıkları çalışmada kaynaştırma programının uygulandığı okullardaki uygulamalarla, Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’ni karşılaştırmışlardır. Nitel bir araştırma olan bu çalışmanın örneklemini, 2 müdür, 9 öğretmen ve 3 rehber öğretmen olmak üzere 14 kişi oluşturmaktadır. Araştırmada, Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nin kaynaştırma ile ilgili bölümü dikkate alınarak hazırlanan, müdür, öğretmen ve rehber öğretmenin görevlerine ilişkin sorular yer alan bir görüşme formu kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda, öğrenci kayıtları, kayıt olan öğrencilerin yetersizlik türleri, sınıf tekrarı, aile ile işbirliği, öğretmenlere yönelik hizmetler konusunda yönetmelikle benzer olduğu, sosyal kabul için önlem alma, kurumdaki fiziksel, sosyal ve psikolojik ortam düzenlemesi durumlarının yönetmeliğe göre kısmen uygulandığı belirlenmiştir. Sınıf mevcudu, öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarını belirleme, BEP’in uygulanması ve aile ile öğretmen arasında işbirliği durumlarının ise yönetmeliğe göre uygulanmadığı belirlenmiştir. 36 Öncül (2003), Eskişehir ilinde kaynaştırma uygulamasının yapıldığı bir ilköğretim okulunda normal gelişim gösteren çocuk anne babalarının kaynaştırma uygulamasına ilişkin görüşlerini incelemeyi amaçlamıştır. Araştırma kaynaştırma öğrencisinin bulunduğu 8. sınıfta yer alan, normal gelişim gösteren öğrencilerin anneleriyle yapılmıştır. Çalışmada nitel veri toplama tekniklerinden yarı yapılandırılmış görüşme tekniğini kullanılmıştır. Çalışma sonucunda, araştırmaya katılan annelerin kaynaştırma uygulamasına ilişkin tutumlarının olumlu olduğu; ancak, kaynaştırma uygulaması konusunda annelerin bilgilerinin yeterli olmadığı belirlenmiştir. Ayrıca kaynaştırma uygulamasının yararı konusunda annelerin çoğu hem özel gereksinimli çocuğa hem de normal çocuklara yararı olduğunu belirtmişlerdir. Gözün ve Yıkmış (2003), kaynaştırmaya yönelik hazırlanan bilgilendirme programının, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde öğrenim gören Fen Bilgisi Öğretmenliği, Matematik Öğretmenliği, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği ve Türkçe Eğitimi öğretmen adaylarının kaynaştırmaya yönelik tutumlarının değişmesinde etkili olup olmadığını incelemişlerdir. Araştırmaya üçüncü sınıfa devam eden 174 öğretmen adayı katılmıştır. Deneme modellerinden ön-test ve son-test kontrol gruplu model uygulanmış ve her iki gruba da deney öncesi ve deney sonrası Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği” uygulanmıştır. Deney grubu 83, kontrol grubu ise 91 öğretmen adayından oluşmuştur. Araştırmada, deney grubundaki öğretmen adaylarına” özel gereksinimli çocukların normal çocuklarla eğitilmesi konusunda beş haftalık bir bilgilendirme programı uygulanmıştır. Çalışmada, deney grubundaki öğretmen adaylarına uygulanan, kaynaştırmaya ilişkin bilgilendirme programının, öğretmen adaylarının tutumlarını olumlu yönde etkilediği belirlenmiştir. Orel, Töret ve Zerey (2004), kaynaştırma dersi alma değişkenine göre sınıf öğretmeni adaylarının kaynaştırmaya yönelik tutumlarını incelemişlerdir. Araştırmaya 88 aday öğretmen katılmıştır. Araştırmada veri toplamak amacıyla araştırmacılar tarafından geliştirilen “Bilgi Formu” ve Antonak ve Larivee (1995) tarafından geliştirilen ve Türkçe’ye uyarlama çalışmaları Kırcaali-İftar (1996) tarafından yapılan “Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırma bulgularına göre; kaynaştırma dersi alan öğretmen adaylarının, almayan aday öğretmenlere göre daha olumlu tutuma sahip oldukları sonucuna varılmıştır. Bu sonuç, kaynaştırmaya ilişkin 37 bilgilendirmenin, kaynaştırmaya yönelik tutumları olumlu yönde etkilediğini göstermektedir. Sucuoğlu, Ünsal ve Özokçu’nun (2004) ilköğretim okullarında kaynaştırma sınıflarında çalışan öğretmenlerin önleyici sınıf yönetimi becerilerini değerlendirmek amacıyla yaptıkları araştırmaya 56 öğretmen katılmıştır. Çalışma grubunu bir özel ve bir devlet okulunda çalışan ve iki gruba ayrılan 56 öğretmen oluşturmuştur. Birinci grupta sınıflarında çok fazla problem davranış olduğu gözlenen ve bu davranışları çocukların özelliklerine atfeden öğretmenler, ikinci grupta ise sınıfında daha az problem davranış sergilenen ve bu davranışları çevresel uyarlamalarla kontrol edebilen öğretmenler yer almaktadır. Çalışmada veri toplamak amacıyla araştırmacılar tarafından geliştirilen “Sınıf Yönetimi Becerileri Kontrol Listesi” kullanılmıştır. Çalışma sonucunda sınıflarında çok fazla problem davranış sergilenen ve bu davranışları öğrenci özelliklerine atfeden öğretmenlerin öğretim alt ölçeği puanları ile toplam sınıf yönetimi puanları ortalamalarının diğer grubun puanlarından anlamlı düzeyde düşük olduğu bulunmuştur. Öğretime hazırlık alt ölçeğinde ise iki grubun puanları arasında fark görülememiştir. Ayrıca öğretmenlerin sınıf yönetimi toplam puanları ile alt ölçek puanlarının öğretmenlerin eğitimine ve okul türüne göre farklılaşmadığı bulunmuştur. Gözün ve Yıkmış (2004), ilköğretim müfettişlerinin kaynaştırmaya ilişkin görüş ve önerilerini belirlemeyi amaçlayan çalışmalarını, Bolu İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde görev yapan ve kaynaştırma uygulamaları ile ilgilendiklerini belirten beş ilköğretim müfettişinin katılımı ile yapmışlardır. Araştırmadan elde edilen veriler, yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ile nitel araştırma yöntemine dayalı olarak elde edilmiştir. Araştırma sonucunda, hafif derecede zihinsel engelli ve daha çok öğrenme güçlüğü olan çocukların kaynaştırma eğitimine tabi tutulması gerektiğini belirtmişlerdir. Bununla birlikte birden fazla engeli olan öğrencilerin kaynaştırma uygulaması için uygun olmadıklarını belirtmişlerdir. Müfettişler öneri olarak da, okul yönetimine düşen sorumlulukları vurgulamışlar ve Milli Eğitim Bakanlığı’ndan kaynaştırma eğitiminin iyileştirilmesine yönelik beklentilerini dile getirmişlerdir. Bu beklentileri ise; okul bazında kaynaştırma okullarında toplulaştırma yoluna gidilmesi, çağın şartlarına uygun mevzuatların hazırlanması ve tedbirler alınması, kaynaştırmanın bilimsel boyutları ile ele alınması, engel durumuna göre okulların yaygınlaştırılması, kaynaştırma öğrencisine yönelik kitapların hazırlanması, özel eğitime daha çok önem 38 verilmesi, yaz kamplarına engelli öğrencilerin katılımının sağlanması ve evlere gezici öğretmen hizmetinin götürülmesi olarak ifade etmişlerdir.İzci (2005), sınıf öğretmeni adaylarının özel eğitim konusundaki yeterliklerini belirlemek için tarama modelinde betimsel bir çalışma yapmıştır. Araştırma, 2003-2004 öğretim yılında Gaziantep Üniversitesi Adıyaman Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Sınıf Öğretmenliği Ana Bilim Dalında öğrenim görmekte olan 132 dördüncü sınıf öğrencisini kapsamaktadır. Araştırmada, araştırmacı tarafından geliştirilen “Özel Eğitim Yeterlilik ve İhtiyaç Analizi Ölçeği” kullanılmıştır. Sonuçta öğretmen adaylarının, ülkemizde kaynaştırma eğitiminin verimliliğine inanmadıkları; bilgi ve becerilerinin kaynaştırma eğitimi için yeterli olmayacağı; ilköğretim 1. kademede sınıflarda öğrenci sayısının kaynaştırma eğitimi için ideal olmadığı sonuçlarına ulaşılmıştır. Ayrıca öğretmen adayları, teorik düzeyde de olsa özel eğitim dersinin, öğretmen adaylarının özel eğitim alanındaki eksikliklerini gidermede katkıda bulunacağına ve göreve başladıktan sonra hizmet içi eğitimin de kısmen faydası olacağına inandıkları saptanmıştır. Yıkmış, Çiftçi ve Akbaba-Altun (2001), kaynaştırma sınıflarında çalışan öğretmenlerin kaynaştırılmış öğrencilere yönelik pekiştireç kullanma durumlarını belirlemek amacıyla yaptıkları araştırmada, niteliksel araştırma yöntemlerinden gözlem ve yarı yapılandırılmış görüşme tekniğini kullanmışlardır. Araştırmanın çalışma grubunu, Ankara ili Mamak ilçesine bağlı üç ilköğretim okulunda görev yapan 7’si sınıf öğretmeni ve 17’si branş öğretmeni (iki İngilizce öğretmeni, bir Fransızca Öğretmeni, üç Din Bilgisi öğretmeni, bir Edebiyat öğretmeni, bir Türkçe öğretmeni, bir Resim Öğretmeni, bir Fen Bilgisi öğretmeni, bir Coğrafya öğretmeni, iki Tarih öğretmeni, iki Matematik öğretmeni, bir İş Eğitimi öğretmeni ve bir Müzik öğretmeni) olmak üzere toplam 24 öğretmen oluşturmuştur. Araştırmacılar, çalışma grubunda yer alan 24 öğretmenin her birinin dersini 40 dakika gözlemlemiştir. Gözlemlerin ardından önceden hazırlanan Görüşme Formu bütün öğretmenlere uygulanmış, ilk kısmında öğretmenlere yönelik demografik bilgilerin yer aldığı dört soru, ikinci kısımda ise araştırmanın problemi ile ilgili üç soru sorulmuştur. Araştırma sonuçlarına göre kaynaştırılmış öğrencilerin öğretmenleri tarafından yeterince fark edilmedikleri, davranışlarını pekiştirmede yeterince ilgi göremedikleri, bunun sonucunda da engelli öğrencilerin sınıf ortamında derslere aktif olarak katılamadıkları, olumlu davranışları fazla sergileyemedikleri ve öğretmenlerin kaynaştırma ve etkili pekiştireç kullanma konusunda yeterince bilgi sahibi olmadıkları bulunmuştur. 39 Battal (2007), sınıf öğretmenleri ve branş öğretmenlerinin kaynaştırma eğitimine ilişkin yeterliliklerini belirlemek amacıyla yaptığı araştırmada 285 sınıf öğretmeni ve 104 branş öğretmeni ile çalışmıştır. Araştırmada veriler Kaynaştırma Eğitimi Anketi ile toplanmıştır. Anket; özel eğitim gerektiren bireyleri tanılama, kaynaştırma eğitimi uygulamalarında kullanılan eğitim-öğretim yöntem ve teknikleri bilme ve kullanabilme, kaynaştırma eğitimi ile ilgili ilkeleri bilme ve uygulayabilme, ölçme ve değerlendirme olmak üzere 4 bölümden oluşmaktadır Araştırma sonucunda, sınıf öğretmenleri ve branş öğretmenlerinin kaynaştırma eğitimine muhtaç öğrencileri tanıma konusunda yeterli oldukları ortaya çıkmıştır. Sınıf öğretmenleri ve branş öğretmenlerinin uygulama, değerlendirme alanlarında kendilerini yeterli gördüklerini; ancak bazı ilkeleri bilmedikleri sonucuna ulaşılmıştır. Türkiye’de ve yurtdışında kaynaştırma eğitimi ile ilgili yapılan çalışmaların içeriği incelendiğinde; yapılan çalışmaların daha çok öğretmenlerin, normal gelişim gösteren öğrencilerin, velilerin, idari personelin kaynaştırma eğitimine ilişkin tutum ve görüşlerinin belirlenmesi; normal gelişim gösteren çocukların zihinsel engelli çocukları sosyal kabullerinde rol oynayan etmenler, öğretmen ve öğretmen adaylarının kaynaştırma görülmektedir. eğitimi konusundaki yeterlikleri ile ilgili konuları kapsadığı 40 BÖLÜM III YÖNTEM Bu bölümde araştırma modeli, çalışma grubu, verilerin toplanması ve verilerin toplanması ve verilerin analizine ilişkin açıklamalar yer almaktadır. 3.1. Araştırma Modeli Kaynaştırmaya eğitimine yönelik tutumları belirlemeyi hedefleyen bu araştırma, tarama modelinde betimsel bir çalışmadır. Tarama modeli geçmişte veya halen var olan durumu var olduğu şekli ile betimlemeyi amaçlayan araştırma yöntemidir (Karasar, 2006). 3.2. Çalışma Grubu Araştırmanın evrenini 2008–2009 eğitim-öğretim yılında, Adana İli devlet okullarında, hafif ve orta düzeyde zihinsel engellilerin kaynaştırıldığı sınıflarda görev yapan öğretmenler, çocuğu bu sınıflarda öğrenim gören kaynaştırma öğrencisi velileri ve aynı sınıftaki normal gelişim gösteren öğrenciler oluşturmuştur. Bu araştırmanın örneklemi ise; Seyhan, Yüreğir, Çukurova ve Sarıçam ilçelerinde, hafif ve orta düzeyde zihinsel engellilerin kaynaştırıldığı 26 okulda bulunan, kaynaştırmanın uygulandığı sınıfta görev yapan 80 sınıf öğretmeni ve bu öğretmenlerin sınıflarında kaynaştırma öğrencisi bulunan 100 veli ile aynı sınıflarda eğitim alan 824’ü üçüncü, 706’sı dördüncü, 897’si beşinci sınıf toplam 2427 normal gelişim gösteren öğrenci oluşturmuştur. Araştırma örneklemini oluşturan öğretmen, veli ve öğrencilere ilişkin kişisel bilgiler aşağıda sırasıyla verilmiştir. 3.2.1. Araştırmaya Katılan Öğretmenlere İlişkin Kişisel Bilgiler Aşağıda öğretmenlerin bilgi formuna verdikleri yanıtlara ilişkin veriler tablolaştırılarak sırasıyla sunulmuştur. Araştırmaya 80 öğretmen katılmıştır; fakat her soruya cevap veren öğretmen sayıları değişmektedir. 41 Araştırmaya katılan öğretmenlerin cinsiyetlerine ilişkin dağılımları Tablo 2’de verilmiştir. Tablo 2. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Cinsiyetlerine İlişkin Dağılımları Cinsiyet Kadın Erkek Toplam n 50 30 80 % 62.5 37.5 100.0 Tablo 2’de araştırmaya katılan öğretmenlerin cinsiyetlerine bakıldığında 50’sinin (%62.5) kadın ve 30’unun da (%37.5) erkek olduğu görülmüştür. Araştırmaya katılan öğretmenlerin yaşlarına göre dağılımları Tablo 3’te verilmiştir. Tablo 3. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Yaşlarına Göre Dağılımları Yaş Aralığı 26-30 31-35 36-40 41-45 46-50 51-55 Belirtmeyen Toplam n 2 10 28 20 12 7 1 80 % 2.5 12.5 35.0 25.0 15.0 8.75 1.25 100.0 Tablo 3 incelendiğinde öğretmenlerin 2’sinin (%2.5) 26-30 yaş arasında, 10’unun (%12.5) 31-35 yaş arasında, 28’inin (%35.0) 36-40 yaş arasında, 20’sinin (%25.0) 41-45 yaş arasında, 12’sinin (%15.0) 46-50 yaş arasında ve 7’sinin de (%8.75) 51-55 yaş arasında olduğu, bir öğretmenin de (%1.25) yaşını belirtmediği görülmüştür. Tablo 4’te araştırmaya katılan öğretmenlerin kıdemlerine göre dağılımları verilmiştir. 42 Tablo 4. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Kıdemlerine Göre Dağılımları Kıdem 1-5 yıl 6-10 yıl 11-20 yıl 21 ve üzeri yıl Belirtmeyen Toplam n 2 9 40 28 1 80 % 2.5 11.25 50.0 35.0 1.25 100.0 Tablo 4’te araştırmaya katılan öğretmenlerin kıdemleri incelendiğinde; 2 öğretmenin (%2.5) 1-5 yıl arası, 9’unun (%11.25) 6-10 yıl arası, 40’ının (%50.0) 11-20 yıl arası, 28’inin ise (%35.0) 21 yıl ve üzeri kıdeme sahip olduğu, bir öğretmenin de (%1.25) kıdemini belirtmediği belirlenmiştir. Tablo 5’te araştırmaya katılan öğretmenlerin mezun oldukları bölümlere göre dağılımları verilmiştir. Tablo 5. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Mezun Oldukları Bölümlere Göre Dağılımları Öğrenim Durumu Sınıf öğretmenliği Diğer bölümler Toplam n 61 19 80 % 76.3 23.8 100.0 Tablo 5 incelendiğinde; araştırmaya katılan öğretmenlerin 61’inin (%76.3) sınıf öğretmenliği bölümünden, 19’unun ise (%23.8) diğer bölümlerden mezun olduğu ortaya çıkmıştır. Araştırmaya katılan öğretmenlerin medeni durumlarına göre dağılımları Tablo 6’da verilmiştir. 43 Tablo 6. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Medeni Durumlarına Göre Dağılımları Medeni durum Evli Bekar Dul Toplam n 70 8 2 80 % 87.5 10.0 2.5 100.0 Tablo 6’da araştırmaya katılan öğretmenlerin medeni durumlarına bakıldığında; 70’inin (%87.5) evli, 8’inin (%10.0) bekar ve 2’sinin (%2.5) dul olduğu görülmüştür. Araştırmaya katılan öğretmenlerin sahip oldukları çocuk sayısına göre dağılımları Tablo 7’de verilmiştir. Tablo 7. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Sahip Oldukları Çocuk Sayısına Göre Dağılımları Çocuk Sayısı n % Yok 6 7.5 1-2 57 71.25 3-4 14 17.50 5 ve üstü 1 1.25 Belirtmeyen 2 2.50 Toplam 80 100.0 Tablo 7’de araştırmaya katılan öğretmenlerin sahip oldukları çocuk sayısına göre dağılımlarına bakıldığında; 6’sının (%7.5) çocuğunun olmadığı, 57’sinin (%71.25) 1-2 çocuğu olduğu, 14’ünün (%17.50) 3-4 çocuğu olduğu, 1’inin (%1.25) 5 ve üstü çocuğa sahip olduğu ve iki öğretmenin de (%2.50) sahip olduğu çocuk sayısını belşrtmediği görülmüştür. Araştırmaya katılan öğretmenlerin, çocuklarının engelli olma ve engelli tanıdığı olma durumlarına göre dağılımları Tablo 8’de verilmiştir. 44 Tablo 8. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin, Çocuklarının Engelli Olma ve Engelli Tanıdığı Olma Durumlarına Göre Dağılımları Evet Hayır Belirtmeyen Toplam n % n % n % n % Engelli çocuğa sahip olma 1 1.25 77 96.25 2 2.50 80 100.0 Engelli tanıdığı olma 58 72.50 18 22.50 4 5.00 80 100.0 Tablo 8 incelendiğinde; araştırmaya katılan öğretmenlerin 1’inin (%1.25) engelli çocuğa sahip olduğu, 77’sinin ise (%96.25) engelli çocuğunun olmadığı ve ikisinin de (%2.50) görüş belirtmediği belirlenmiştir. Öğretmenlerin 58’inin (%72.50) engelli tanıdığı olduğu, 18’inin ise (%22.50) engelli tanıdığının olmadığı, 4’ünün de (%5.00) görüş belirtmediği ortaya çıkmıştır. 3.2.2.Araştırmaya Katılan Normal Gelişim Gösteren Öğrencilere İlişkin Kişisel Bilgiler Araştırmaya katılan normal gelişim gösteren öğrencilerin cinsiyetlerine göre dağılımları Tablo 9’da verilmiştir. Tablo 9. Araştırmaya Katılan Normal Gelişim Gösteren Öğrencilerin Cinsiyetlerine Göre Dağılımları Cinsiyet Kız Erkek Belirtmeyen Toplam Tablo 9’da araştırmaya katılan n 1217 1203 7 2427 % 50.14 49.57 0.29 100.0 normal gelişim gösteren öğrencilerin cinsiyetlerine bakıldığında 1217’sinin (%50.14) kız ve 1203’ünün (%49.57) erkek olduğu, ayrıca 7 öğrencinin de (%0.29) cinsiyet belirtmediği görülmüştür. Araştırmaya katılan normal gelişim gösteren öğrencilerin yaşlarına göre dağılımları Tablo 10’da verilmiştir. 45 Tablo 10. Araştırmaya Katılan Normal Gelişim Gösteren Öğrencilerin Yaşlarına Göre Dağılımları Yaş Aralığı 8 9 10 11 12 13 Belirtmeyen Toplam n 13 617 678 820 248 14 37 2427 % 0.54 25.42 27.94 33.79 10.22 0.58 1.51 100.0 Tablo 10 incelendiğinde; normal gelişim gösteren öğrencilerin 8’inin (%0.54) 8 yaşında, 617’sinin (%25.52) 9 yaşında, 678’inin (%27.94) 10 yaşında, 820’sinin (%33.79) 11 yaşında, 248’inin (%10.22) 12 yaşında ve 14’ünün (%0.58) 13 yaşında olduğu, 37’sinin de (%1.51) yaşını belirtmediği görülmüştür. Araştırmaya katılan normal gelişim gösteren öğrencilerin sınıf düzeylerine göre dağılımları Tablo 11’de verilmiştir. Tablo 11. Araştırmaya Katılan Normal Gelişim Gösteren Öğrencilerin Sınıf Düzeylerine Göre Dağılımları Sınıf düzeyi 3. sınıf 4. sınıf 5. sınıf Belirtmeyen Toplam n 824 705 897 1 2427 % 33.95 29.05 36.76 0.24 100.0 Tablo 11’de görüldüğü gibi, 824 öğrencinin (%33.95) 3. sınıf, 705 öğrencinin (%29.05) 4. sınıf ve 897 öğrencinin (%36.76) 5. sınıf düzeyinde olduğu, bir öğrencinin de (% 0.24) sınıf düzeyini belirtmediği belirlenmiştir. Araştırmaya katılan normal gelişim gösteren öğrencilerin sosyo-ekonomik düzeylerine ilişkin dağılımları Tablo 12’de sunulmuştur. 46 Tablo 12. Araştırmaya Katılan Normal Gelişim Gösteren Öğrencilerin Sosyo-ekonomik Düzeylerine Göre Dağılımı Sosyo-Ekonomik Düzey Alt Orta Üst Toplam n % 926 820 38.2 33.8 28.1 100.0 681 2427 Tablo 12 incelendiğinde; araştırmaya katılan normal gelişim gösteren 926’sı (%38.2) alt sosyo-ekonomik düzeyde, 820’si (%33.8) orta sosyo-ekonomik düzeyde, 681’i (%28.1) ise üst sosyo ekonomik düzeyde bulunmaktadır. Araştırmaya katılan normal gelişim gösteren öğrencilerin ailelerinde ve çevrelerinde engelli birey bulunma durumlarına göre dağılımları Tablo 13’te sunulmuştur. Tablo 13. Araştırmaya Katılan Normal Gelişim Gösteren Öğrencilerin Ailelerinde ve Çevrelerinde Engelli Birey Bulanma Durumlarına Göre Dağılımı Evet Ailede engelli birey bulunma durumu Çevrede engelli birey bulunma durumu Hayır Toplam n % n % n % 163 7.0 2176 93.0 2427 100.0 1037 44.4 1296 55.6 2427 100.0 Tablo 13 incelendiğinde; araştırmaya katılan normal gelişim gösteren öğrencilerin 163’ünün (%7.0) ailesinde engelli birey bulunduğu, 2176’sının ise (%93.0) ailesinde engelli birey bulunmadığı belirlenmiştir. Öğrencilerin 1037’sinin (%44.4) çevresinde engelli birey olduğu, 1296’sının (%55.6) çevresinde ise engelli birey olmadığı ortaya çıkmıştır. 3.2.3. Araştırmaya Katılan Velilere İlişkin Kişisel Bilgiler Aşağıda velilerin bilgi formuna tablolaştırılarak sırasıyla sunulmuştur. verdikleri yanıtlara ilişkin veriler 47 Araştırmaya katılan kaynaştırma öğrencisinin anne ve babalarının öğrenim durumlarına göre dağılımları Tablo 14’te verilmiştir. Tablo 14. Araştırmaya Katılan Anne ve Babaların Öğrenim Durumlarına Göre Dağılımları Öğrenim Durumu Okuryazar değil Okuryazar İlkokul mezunu Ortaokul mezunu Lise mezunu Üniversite mezunu Belirtmeyen Toplam Anne Öğrenim Durumu n % 11 11.0 3 3.0 65 65.0 8 8.0 10 10.0 3 3.0 100 100.0 Baba Öğrenim Durumu n % 5 5.0 2 2.0 54 54.0 18 18.0 11 11.0 8 8.0 2 2.0 100 100.0 Tablo 14’te araştırmaya katılan annelerin öğrenim düzeyi incelendiğinde; 11’inin (%11.0) okur-yazar olmadığı, 3’ünün (%3.0) okur-yazar olduğu, 65’inin (%65.0) ilkokul mezunu olduğu, 8’inin (%8.0) orta okul mezunu olduğu ve 10’unun (%10.0) lise mezunu olduğu, 3’ünün de (%3.0) öğrenim durumuna ilişkin görüş belirtmediği görülmüştür. Babaların öğrenim düzeyi incelendiğinde ise; babalardan 5’inin (%5.0) okur-yazar olmadığı, 2’sinin (%2.0) okur-yazar olduğu, 54’ünün (%54.0) ilkokul mezunu, 18’inin (%18.0) orta okul mezunu, 11’inin (%11.0) lise mezunu olduğu, 8’inin (%8.0) üniversite mezunu olduğu, 2’sinin de (%2.0) görüş belirtmediği görülmüştür. Tablo 15’te araştırmaya katılan anne ve babaların çalışma durumlarına göre dağılımları verilmiştir. Tablo 15. Araştırmaya Katılan Annelerin Çalışma Durumlarına Göre Dağılımları Annenin Çalışma Durumu Çalışıyor Çalışmıyor Belirtmeyen Toplam Annelerin çalışma durumu n % 9 9.0 88 88.0 3 3.0 100 100.0 Babaların çalışma durumu n % 74 74. 25 25. 1 1.0 100 100.0 Tablo 15’te annelerin 9’unun (%9.0) çalıştığı, 88’inin (%88.0) çalışmadığı, 48 3’ünün (%3.0) ise çalışma durumu hakkında görüş belirtmediği görülmektedir. Ayrıca babaların 74’ünün (%74.0) çalıştığı, 25’inin (%25.0) çalışmadığı, birinin ise (%1.0) bu konuda görüş belirtmediği belirlenmiştir. 3.3. Veri Toplama Araçları Bu araştırmada veriler, 1979 yılında Larivee ve Cook tarafından geliştirilen, 1995’te Antonak ve Larrivee tarafından güncellenen ve Kırcaali-İftar (1996) tarafından Türkçe’ye uyarlanan “Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği”, Siperstein (1980) tarafından geliştirilen ve Çifci (1997) tarafından Türkçe’ye uyarlanan “Etkinlik Tercih Formu” ve ailelerin kaynaştırmaya yönelik tutumunu ölçmek için Özbaba (2000) tarafından geliştirilen “Tutum Ölçeği” ile toplanmıştır. Normal gelişim gösteren öğrencilerin sosyo-ekonomik düzeyini belirlemek için Bacanlı (1997) tarafından geliştirilen “Sosyo-Ekonomik Düzey Ölçeği” kullanılmıştır. Ayrıca üç gruba da, kişisel ve kaynaştırma eğitimine ilişkin bilgilerini saptamak amacıyla birer bilgi formu uygulanmıştır. Sözü edilen ölçme araçları ve kullanım amaçları ile ilgili bilgiler aşağıda verilmiştir: 3.3.1. Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği (Opinions Relative to Integration (ORI) of Students with Disabilities) engelli bireylere yönelik öğretmen tutumlarını ölçmek için Larivee ve Cook (1979) tarafından geliştirilmiştir. Orijinal ölçek 5’li likert tipi yapıya sahip olup, 30 maddeden oluşuyordu. Ölçek, 1995 yılında Antonak ve Larivee tarafından yeniden gözden geçirilip düzeltilmiş ve ölçekten beş madde çıkarılmıştır. Antonak ve Larivee (1995) ölçeği 376 sınıf öğretmenine uygulamış ve uygulama sonucunda, Cronbach alpha iç tutarlılık katsayısı 0.88, iki yarım güvenirliği için katsayı ise 0.82 bulunmuştur. Ölçek; hiç katılmıyorumdan (-3), tümüyle katılıyoruma (+3) kadar olan, altılı dereceleme ile cevaplandırılmaktadır. Ölçeğin geçerlik çalışmasında, yapılan faktör analizi sonucu 25 madde 4 faktör altında toplanmıştır. Antonak ve Larivee (1995) tarafından yeniden düzenlenen ‘’Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’’ Kırcaali-İftar (1996) tarafından Türkçe’ye uyarlanıp, geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılmıştır (Ek-1). Ölçek, 1-5 arası puanlanan Likert tipi yapıya sahip olup; yanıt seçenekleri “tümüyle katılıyorum, katılıyorum, kararsızım, 49 katılmıyorum, kesinlikle katılmıyorum” şeklindedir. Ölçeğin yapılan güvenirlik çalışmasında, Cronbach alpha iç tutarlık katsayısı 0.80 olarak bulunmuştur. Ölçekte olumsuz ifade edilen 10 madde bulunmaktadır. Bu maddeler, 2, 4, 5, 7, 8, 10, 11, 14, 18 ve 19’uncu maddeler olup yanıtlandığının tersine puanlanmaktadır. Ölçeğin Türkçe uyarlamasında 5 faktörlü bir çözümle sonuca ulaşılmıştır. Beş faktörlük Türkçe uyarlama çalışması ile orijinal farktör yapısının birebir örtüşmediği görülmüştür. Ölçeğin bazı faktörlerinde bir araya gelen maddelerin birden çok özelliği ölçen maddelerin karışımından oluşması faktörlere isim verilmesini zorlaştırmıştır. Bu nedenle bazı faktörlerde maddelerin içeriklerine göre birden çok isim kullanılmıştır. Buna göre birinci faktör; 4.5.7.8.12.14.18 ve 19. maddelerden oluşmakta ve ‘’Kaynaştırma Sınıfı Kontrolü’’ ve ‘’Kaynaştırmaya Karşı Görüşler’’ konularını içermektedir. İkinci faktörde 9, 15 ve 17. maddeler bulunmakta, bu maddelerin ‘’Sınıf Öğretmeninin Yeterliliği’’ konusunda yoğunlaştığı görülmektedir. Ölçeğin üçüncü faktörü 2.3.13.16 ve 20. maddelerden oluşmakta ve bu maddeler ‘’Kaynaştırmanın Yararları’’ konusunda yoğunlaşmaktadır. Ölçeğin dördüncü faktöründe ise 1 ve 6. maddeler bulunmakta ve bu maddeler ‘’Engelli Örgencinin Yeterliliği’’ ve ‘’Kaynaştırmanın Yararı’’ konularını içermektedir. Ölçeğin beşinci faktörünü 10 ve 11. maddeler oluşturmakta, bu iki madde ‘’Kaynaştırmanın Yararları’’ konusunda yoğunlaşmaktadır. Ölçeğin orijinalinde (Antonak ve Larivee; 1995) dört faktörlü, Türkçe uyarlamasında (Kırcaali-İftar; 1996) beş faktörlü bir yapı elde edilmiştir. Bu araştırmanın çalışma grubu üzerindeki uygulamadan elde edilen puanlar üzerinde yapılan faktör analizi sonuçları Dupoux, Wolman, Estrada’nın (2005) çalışmasındaki faktör analizi sonucuyla benzerlik göstermiş ve tek faktörlü bir yapı ile çözüme ulaşılmıştır. Ölçekten elde edilen Cronbach alpha iç tutarlık katsayısı 0.84 olarak bulunmuştur. Sonuç olarak bu araştırmada ölçekten elde edilen veriler üzerindeki analizler toplam puan üzerinden yapılmıştır. Ölçekten alınabilecek en düşük puan 20, en yüksek 100’dür. Puan yüksekliği, kaynaştırmaya ilişkin olumlu bir tutumu işaret etmektedir. 50 3.3.2. Etkinlik Tercih Formu (Activity Preference Scale) Ölçek, normal gelişim gösteren çocukların engelli akranlarına karşı tutumlarını ölçmek amacıyla Siperstein (1980) tarafından geliştirilmiş ve 15 maddeden oluşmuştur. Likert tipi yapıya sahip olup; ölçekte yer alan her madde 4= “Çok Hoşlanırım” ve 1= “Hiç hoşlanmam” olmak üzere dörtlü dereceleme ile cevaplandırılmaktadır. Puanlama sonucunda ölçekten elde edilecek en düşük puan 15’tir. Puanın düşük olması, öğretmenlerin engelli bireylere yönelik olumsuz tutumuna işaret etmektedir. En yüksek puan ise altmıştır ve engelli bireye yönelik olumlu tutumu göstermektedir. Siperstein (1980), ölçeğin güvenirlik çalışmasını 696 normal gelişim gösteren öğrenci üzerinde yapmıştır ve Cronbach-alfa iç tutarlılık katsayısı 0.90 olarak bulunmuştur. Etkinlik Tercih Formu'nun geçerlilik çalışması kapsamında hali hazır geçerliliğini (concurrent validity) bulmak amacıyla, Siperstein (1980) tarafından geliştirilen "Sıfat Listesi" ölçeğinden yararlanılmıştır. Her İki ölçekten alınan puanlar arasındaki korelasyona bakılmış ve sonuçta r değerinin 0.49 olduğu bulunmuştur. Türkiye’de Çifci (1997), Etkinlik Tercih Formu’nu, Türkçe’ye uyarlamış ve geçerlik ve güvenirlik çalışmasını Bolu ilinde bulunan, özel eğitim sınıfına sahip üç ilkokulun beşinci sınıfında yer alan öğrenciler arasından rastgele seçilen 200 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir (Ek-2). Geçerlik ve güvenirlik çalışmaları üç farklı yöntemle yapılan ölçeğin, ilk olarak Cronbach alfa iç tutarlılık sayısı 0.90 bulunmuştur. İkinci yöntem olarak iki yarım güvenirliği (Split-half reliability) hesaplandığı zaman r değeri 0.88, son olarak 79 kişi için üç hafta arayla yapılan test tekrar test güvenirliği ise r= 0.79 bulunmuştur. Bu değerler orijinal ölçeğin r değerleri ile benzerlik göstermiştir. Benzer ölçek geçerliğinin bir göstergesi olarak Sıfat Listesi ile korelasyonu ise 0.53 olarak bulunmuştur. Etkinlik Tercih Formu’nun ayrıca kapsam geçerliliği çalışması yapılmış ve her maddenin toplam puanla korelasyonları hesaplanmıştır. Hesaplanan madde toplam korelasyonlarının (r= 0.56- 0.71) arasında değiştiği ve tüm maddelerin korelasyon değerinin 0.20'nin üzerinde olduğu belirlenmiştir. Yapılan bu araştırmanın örneklemini sadece sınıflarında kaynaştırma öğrencisi olan üçüncü, dördüncü ve beşinci sınıfların oluşturması ve öğrencilerin kaynaştırma öğrencilerine yönelik tutumlarının belirlenmek istenmesi nedeniyle “Etkinlik Tercih Formu” nun araştırmanın çalışma grubunu oluşturan öğrencilerle tekrar bir geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılmıştır. Bu çalışma yapılırken aşağıdaki aşamalar izlenmiştir: 51 1. Ölçek Adana İli merkez ilçelerinde sınıflarında kaynaştırma öğrencisi bulunan 23 ilköğretim okulunda okuyan 824 üçüncü, 706 dördüncü, 897 beşinci sınıf toplam 2427 öğrenciye uygulanmıştır. 2. Ölçeğin faktör yapısını ortaya çıkarmak amacı ile temel bileşenler analizi yapılmıştır. Sonuçta bütün maddelerin tek bir faktörde toplandığı ve bu faktörün varyansın %59.30’unu açıkladığı görülmüştür. 3. Elde edilen faktör çözümünün faktör yükleri, maddelerin ortak varyans değerleri, faktöre ait öz değerler, faktörün açıkladığı varyans değerleri, maddelerin ortalama ve standart sapma değerleri ile madde-alt ölçek korelasyonu ve alt-üst grup t-değerleri Tablo 16’da gösterilmektedir. Bu çözüm için Kaiser-Meyer-Olkin örneklem yeterliliği değeri (.986) oldukça yeterli bulunmuştur. Ölçeğin madde analizi sonucunda madde-toplam puan korelasyonlarının .72 ile .80, aritmetik ortalama değerlerinin 2.75 ile 3.34; standart sapma değerlerinin ise .89 ile 1.07, arasında değiştiği bulunmuştur. Ölçeğin de Cronbach alfa değeri (α=0.95) yeterli düzeyde bulunmuştur. 52 Tablo 16. Etkinlik Tercih Formu Maddelerinin Anti-imaj Korelasyon katsayıları, Faktör Yükleri, Ortak Varyansları, Öz Değerleri, Açıklanmış Varyans Yüzdeleri, Ortalamaları, Standart Sapmaları, Madde Alt Ölçek Korelasyonları ve Alt-Üst Grup t Değerleri Faktör yükleri MADDELER 4- Sınıfta birlikte çalışmak 13- Birlikte pikniğe gitmek 8- Tenefüslerde birlikte oynamak 1- Evime davet etmek isterim 2- Sınıfta yan yana oturmak 15- Birlikte sinemaya gitmek 5- Okuldan sonra birlikte oynamak 7- Evde birlikte televizyon seyretmek 6- Okulda birlikte yemek yemek 9- Bizim evde oynamak 11- Birlikte bisiklete binmek 12- Sınıfta birlikte oynamak 10- Öğretmene birlikte yardım etmek 14- Aynı takımda top oynamak 3- Birlikte kızak kaymak .800 .795 .793 .790 .787 .786 .785 .783 .782 .776 .755 .744 .727 .726 .714 Madde toplam puan r Alt-Üst gruplar t* Değeri .97 1.03 .97 .97 1.00 1.07 .96 .80 .80 .79 .79 .79 .79 51.30 55.56 50.93 45.94 54.62 60.35 .78 49.60 2.95 .99 .78 53.35 .61 .60 .57 .55 .53 2.75 2.83 2.97 2.81 3.34 1.05 1.01 1.04 1.02 .89 .78 .78 .76 .75 56.94 51.08 47.71 48.79 .73 32.28 .53 .51 3.00 2.94 1.02 1.04 .73 .72 44.97 45.54 Anti-imaj Korelasyon Katsayısı Ortak Varyans Ortalama Standart Sapma .98 .97 .98 .97 .97 .97 .98 .64 .63 .63 .63 .62 .62 .62 3.03 3.00 3.01 3.11 2.79 2.91 2.99 .98 .61 .98 .98 .98 .98 .98 .98 .98 Öz Değer8. 90 Açıklanan Varyans % 59.30 Cronbah Alfa İç Tutarlılık Katsayısı .95 Madde Sayısı 15 Not: N=2427, *0.001 düzeyinde anlamlıdır. Etkinlik tercih formundan alınabilecek en düşük puan 15, en yüksek 60’tır. Puanın yüksekliği, kaynaştırmaya ilişkin olumlu bir tutumu işaret etmektedir. 3.3.3. Tutum Ölçeği Tutum ölçeği, Özbaba (2000) tarafından, anne-babalar ile eğitimcilerin kaynaştırmaya yönelik tutumlarını anlamak amacıyla oluşturulmuştur (Ek-3). Özbaba, ölçeği geliştirirken Gönül Kırcaali İftar’ın “Kaynaştırmaya ilişkin görüşler” adlı çalışmasından ve Özyürek’in (1995) “Engelli kişilere yönelik değiştirilen tutumların sürekliliği” adlı çalışmasından yararlanmıştır. 30 sorudan oluşan ölçek, 5’li likert tipi bir yapıya sahip olup, yanıt seçenekleri “tümüyle katılıyorum, katılıyorum, kararsızım, katılmıyorum, kesinlikle katılmıyorum” şeklindedir. Ölçekte 2,3,5,6,9,12,14,19,22,23,25,26,28,29. maddeler olumsuz ifade edilen maddelerdir ve bu 53 maddeler beşten bire doğru, diğer maddeler ise birden beşe doğru puanlanmıştır. Ölçeğin Özbaba (2000) tarafından yapılan geçerlik-güvenirlik çalışması sonucunda, test tekrar test güvenirlik katsayısı 0.97 ve Cronbach alpha değeri ise 0.92 olarak bulunmuştur. Tutum ölçeği, İmrak’ın (2009) çalışmasında da kullanılmıştır ve geçerlikgüvenirlik çalışması yeniden yapılmıştır. Yapılan faktör analizi sonucunda, maddeler 3 faktörde toplanmıştır ve varimaks dönüştürme yöntemine göre faktör yükleri .40 ve altında olan maddeler ile birden fazla faktöre yüklenen maddeler ve faktör yükleri arasındaki farkı .20’den az olan maddeler ölçekten çıkarılmıştır. Sonuç olarak; davranış boyutu olarak isimlendirilen birinci alt ölçekte yer alan 11 maddenin varyansı açıklama yüzdesi 22,04, duygusal boyutu olarak isimlendirilen ikinci alt ölçekte yer alan 8 maddenin 18,77, bilişsel boyutu olarak isimlendirilen üçüncü alt ölçekte yer alan 2 maddenin 7,92’dir. Yapılan işlemler sonunda ölçeğin geçerli ve güvenilir olduğu bulunmuştur. Ölçeğin Cronbach Alfa iç tutarlık katsayısı birinci alt ölçekte. 87, ikinci alt ölçekte .81 ve üçüncü alt ölçekte .55 olarak bulunmuştur. Bu araştırmada Cronbach alpha değerleri birinci alt ölçek için .78, ikinci alt ölçek için .79 , üçüncü alt ölçek için .74 hesaplanmıştır (N=100). 3.3.4. Sosyo-Ekonomik Düzey Ölçeği Araştırmaya katılan öğrencilere ait ad-soyadı, cinsiyet, yaş sınıf düzeyi, ailelerinde ve çevrelerinde engelli birey olup-olmadığı ile ilgili olarak bilgi toplamak ve SED’lerini belirlemek amacıyla “Sosyo-Ekonomik Düzey Ölçeği” uygulanmıştır (Ek4). Bacanlı (1997) tarafından düzenlenen SED ölçeği araştırmanın amacına göre düzenlenmiştir. Ankette 24 soru bulunmaktadır. İlk 11 soru öğrenciyle ilgili kişisel bilgileri içermektedir. Diğer 11 soru da öğrencilerin SED’lerini saptamaya yöneliktir. Son iki soru öğrencilerin ailelerinde ve çevrelerinde engelli birey olup-olmadığı ile ilgilidir. Ortalama ve standart sapma değerlerine bakılarak alt, orta ve üst sosyoekonomik düzeye giren öğrenciler belirlenmiştir. 3.3.5. Bilgi Formları Sınıf öğretmenlerine uygulanan bilgi formu, öğretmenlerin bireysel özelliklerini içeren demografik sorularla (cinsiyeti, yaşı, mezun olduğu bölümü, kıdemi, sınıflarında 54 bulunan öğrenci sayıları) başlamaktadır. Formda yer alan diğer sorular ise; ilgili literatür taraması sonucunda kaynaştırma uygulamalarında sınıf öğretmenlerinin yaptıkları uygulamalar ve kaynaştırma eğitimi ile ilgili bilgi düzeylerini belirlemeye yöneliktir ve 27 sorudan oluşmaktadır. ( Ek-5) HODZE velilerine uygulanan bilgi formu ise; anne-babaların bireysel özelliklerini belirlemeye yönelik demografik sorulardan, velilerin kaynaştırma eğitimine katılımlarını ve kaynaştırma eğitimiyle ilgili yaptıkları uygulamaları belirlemeye yönelik 10 sorudan oluşmaktadır ( Ek-6). Ayrıca öğretmen ve veli bilgi formlarında yer alan soruların bazıları açık uçludur. Bilgi formları diğer ölçme araçları ile birlikte uygulanmış ve katılımcıların görüşlerini yazılı olarak belirtmeleri istenmiştir. Yanıtlamalar sırasında araştırmacı yanlarında bulunmuş ve gelen soruları yanıtlamışlardır. 3.4. Verilerin Toplanması Verilerin toplanması amacıyla öncelikle, veri toplama aracının birer örneği Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğüne sunulmuş, bu veri toplama aracının ilköğretim okullarında uygulanabilmesi için gerekli izinler alınmıştır (Ek-7). Kaynaştırmaya yönelik tutum ölçeklerinin uygulanacağı okullar amaçlı örneklem yöntemi kullanılarak seçilmiştir. 2008-2009 eğitim-öğretim yılının bahar döneminde, normal gelişim gösteren öğrencilere Etkinlik Tercih Formu ve Sosyo-ekonomik Düzey Ölçeği araştırmacı tarafından 80 şubede uygulanmıştır. Ölçeklerin uygulanması ortalama bir ders saati sürmüştür. Öğrencilere uygulanan ölçeklerden 156’sı eksik doldurulduğundan analizlere alınmamıştır. Kaynaştırma uygulamasının yapıldığı 80 şubedeki sınıf öğretmenlerine Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği ve bilgi formu dağıtılmıştır. Araştırmacı normal gelişim gösteren öğrencilere ölçekleri uygularken öğretmenlerden de kendilerine verilen anketi yanıtlamaları istenmiştir. Ayrıca HODZE öğrenci velileri de uygulamanın yapılacağı günler okula çağırılmış ve onlardan bilgi formu ve “Tutum Ölçeği”ni yanıtlamaları istenmiştir. Uygulamalar sırasında, öğretmen, normal gelişim gösteren öğrenci ve velilerden gelen sorular yanıtlanmıştır. 55 3.5. Verilerin Analizi Araştırmanın verilerinin toplanması işlemi tamamlandıktan sonra uygulanan ölçekler kontrol edilmiş ve hatalı doldurulan 156 ölçek değerlendirme dışı bırakılmıştır. Veriler, SPSS 11.5 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırma amaçları doğrultusunda kişisel bilgi formlarında yer alan demografik bilgilerin, araştırmaya katılan öğretmenlerin ve velilerin bilgi düzeylerinin, kaynaştırma uygulamalarında yapılanların ve karşılaşılan sorunların dağılımları, yüzde ve frekans değerleri hesaplanarak belirlenmiştir. Öğretmenlerin ve velilerin kaynaştırma eğitimine yönelik tutumları ile ele alınan bağımsız değişkenler arasında anlamlı farkın olup olmadığı; ilişkisiz iki örneklem için Mann Whitney U-testi ile, ilişkisiz iki ya da daha çok örneklem için Kruskal Wallis testiyle incelenmiştir. Öğrenci tutumunu etkileyen değişkenleri belirlemek üzere; iki seçenekli olan değişkenler için bağımsız gruplar ttesti, ikiden fazla seçenekli olan değişkenler için ise tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılmıştır. Yapılan istatistiksel analizlerde anlamlılık düzeyi .05 olarak alınmıştır. Ayrıca öğretmen ve veli bilgi formlarında yer alan açık uçlu sorular, içerik analizi yöntemine göre analiz edilmiştir. 56 BÖLÜM IV BULGULAR Öğretmenlerin, normal gelişim gösteren çocukların ve HODZE öğrenci velilerinin, özel gereksinimli öğrencilerin normal eğitim ortamlarına kaynaştırılmasına ilişkin görüş ve tutumlarını belirlemeyi amaçlayan çalışmanın bu bölümünde, araştırmanın amaçları doğrultusunda, elde edilen veriler üzerinden yürütülen istatistiksel analizlerin sonuçları verilmiştir. 4.1. Öğretmen Görüşlerine İlişkin Bulgular 4.1.1. Bilgi Formundan Elde Edilen Bulgular Araştırmaya katılan öğretmenlerin sınıflarında bulunan öğrenci sayıları ile kaynaştırma öğrencisi sayılarına göre dağılımları Tablo 18’de verilmiştir. Tablo 17. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Sınıflarında Bulunan Öğrenci Sayıları ile Kaynaştırma Öğrencisi Sayıları Kaynaştırma öğrencisi sayısı 2 ve üzeri Toplam n % n % n % 10-20 - - 1 100.0 1 100.0 21-30 13 61.9 8 38.1 21 100.0 31-40 18 60.0 12 40.0 30 100.0 41-50 11 64.7 6 35.3 17 100.0 42 60.9 27 39.1 69 100.0 sayısı bulunan öğrenci Sınıflarda 1 Toplam Tablo 18 incelendiğinde; sınıflarda çoğunlukla bir kaynaştırma öğrencisi bulunmaktadır ve çoğunlukla sınıf mevcutları 31-40 kişi arasında değişmektedir. Sınıf mevcudu 10-20 arası öğrenci olan bir (%100.0) sınıfta 2 ve üzeri kaynaştırma öğrencisi bulunmaktadır. Sınıf mevcudu 21-30 olan 21 sınıftan 13’ünde (%61.9) 1 kaynaştırma öğrencisi,8’inde (%38.1) 2 ve üzeri kaynaştırma öğrencisi bulunmaktadır. Sınıf mevcudu 31-40 olan 30 sınıftan 18’inde (%60.0) 1 kaynaştırma öğrencisi, 12’sinde (%40.0) ise 2 ve üzeri kaynaştırma öğrencisi bulunmaktadır. Sınıf mevcudu 41-50 olan 57 17 sınıftan 11’inde (%64.7) 1 kaynaştırma öğrencisi, 6’sında (%35.3) 2 ve üzeri kaynaştırma öğrencisi bulunmaktadır. Araştırmaya katılan öğretmenlerin kaynaştırma eğitiminde sınıfa kaç kaynaştırma öğrencisi kabul edileceğini bilme durumlarına göre dağılımları Tablo 19’da verilmiştir. Tablo 18. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Kaynaştırma Eğitiminde Sınıfa Kabul Edilecek Kaynaştırma Öğrenci Sayısını Bilme Durumlarına Göre Dağılımları Evet Sınıfa kabul edilecek kaynaştırma öğrenci sayısını bilme durumu Hayır Yanıt vermeyenler n % N % n % 53 66.25 26 32.5 1 1.25 Toplam n % 80 100.0 Tablo 19 incelendiğinde; araştırmaya katılan öğretmenlerin 53’ünün (%66.25) kaynaştırma eğitiminde sınıfa kaç kaynaştırma öğrencisi kabul edileceğini bildiği, 26’sının ise (%32.5) bilmediği ortaya çıkmıştır. Ayrıca araştırmaya katılan 80 öğretmenden 1’i (1.25) bu soruya cevap vermemiştir. Araştırmaya katılan öğretmenlerin özel eğitim ile ilgili eğitim alma durumlarına göre dağılımları Tablo 20’de verilmiştir. Tablo 19. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Özel Eğitim ile İlgili Eğitim Alma Durumlarına İlişkin Görüşleri Evet Özel eğitim ile ilgili eğitim alma Hayır n % n % 53 66.25 26 32.5 Yanıt vermeyenler n % 1 1.25 Toplam n % 80 100.0 Tablo 20 incelendiğinde; araştırmaya katılan öğretmenlerin 53’ü (%66.25) özel eğitim ile ilgili eğitim almış olup, 26’sı (%32.5) eğitim almamıştır. Ayrıca araştırmaya katılan 80 öğretmenden 1’i (1.25) bu soruya cevap vermemiştir. Araştırmaya katılan öğretmenlerin bugüne kadar engelli çocuklarla çalışma ve 58 daha önce kaynaştırma eğitimi verme durumlarına göre dağılımları Tablo 21’de verilmiştir. Tablo 20. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Engelli Çocuklarla Çalışma Deneyimlerine İlişkin Görüşleri Evet Hayır Yanıt vermeyenler n % N % n % Bugüne kadar engelli çocuklarla çalışma 51 63.75 29 36.25 - Daha önce kaynaştırma eğitimi verme 34 42.5 42 52.5 4 Toplam n % - 80 100.0 5.0 80 100.0 Tablo 21 incelendiğinde; araştırmaya katılan öğretmenlerin 51’i (%63.75) bugüne kadar engelli çocuklarla çalışmış olup, 29’u (%36.25) engelli çocuklarla hiç çalışmamıştır. Öğretmenlerin 34’ünün (%42.5) daha önceden kaynaştırma eğitimi verdiği, 42’sinin (%52.5) ise kaynaştırma eğitimi vermediği görülmektedir. Ayrıca araştırmaya katılan öğretmenlerden 4’ü (%5.0) bu soruya cevap vermemiştir. Tablo 21’de görüldüğü gibi 34 öğretmen daha önce kaynaştırma eğitimi verdiğini belirtmiştir. Tablo 22’de bu öğretmenlerin verdikleri kaynaştırma eğitiminin süresine göre dağılımları verilmiştir. Tablo 21. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Verdikleri Kaynaştırma Eğitiminin Süresine Göre Dağılımları Kaynaştırma eğitimi verme süresi 0-3 ay 4-6 ay 7-9 ay 1 yıl ve üstü Toplam n 3 1 2 28 34 % 8.8 2.9 5.9 82.4 100.0 Tablo 22’de görüldüğü gibi, daha önceden kaynaştırma eğitimi veren öğretmenlerin 3’ünün (%8.8) 0-3 ay arası kaynaştırma eğitimi verdiği, 1’inin (%2.9) 46 ay eğitim verdiği, 2’sinin (%5.9) 7-9 ay eğitim verdiği ve 28’inin de (82.4) 1 yıl ve üstü süre ile kaynaştırma eğitimi verdiği görülmüştür. 59 Araştırmaya katılan öğretmenlerin kaynaştırma eğitimi ve Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği hakkında bilgi sahibi olma, kaynaştırma öğrencilerinin bireysel özellikleri ve engel türü hakkında bilgi sahibi olma ve kaynaştırma öğrencisinin eğitsel gereksinimlerini ve düzeyini belirleme ile bilgili bilgilere sahip olma durumlarına göre dağılımları Tablo 23’te verilmiştir. Tablo 22. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Kaynaştırma Eğitimi ve Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği Hakkında Bilgi Sahibi Olma Durumlarına Göre Dağılımları Evet Kaynaştırma eğitimi hakkında bilgi sahibi olma Özel eğitim hizmetleri yönetmeliği hakkında bilgi sahibi olma Kaynaştırma öğrencilerinin bireysel özellikleri ve engel türü hakkında bilgi sahibi olma Kaynaştırma öğrencisinin eğitsel gereksinimlerini ve düzeyini belirleme Kısmen Hayır Yanıt vermeyenler n % n % n % n % 7 8.75 40 50. 0 31 38.7 5 2 9 11.3 51 63. 8 20 25.0 27 33.8 46 57. 5 7 30 37.5 39 48. 8 11 Toplam n % 2.5 80 100. 0 - - 80 100. 0 8.8 - - 80 100. 0 13.8 - - 80 100. 0 Tablo 23 incelendiğinde; araştırmaya katılan öğretmenlerin 7’si (%8.75) kaynaştırma eğitimi hakkında bilgi sahibi olduğunu, 40’ı (%50.0) kısmen bilgi sahibi olduğunu, 31’i (%39.7) ise hiç bilgisi olmadığını belirtmiştir. Ayrıca öğretmenlerin 2’si (%2.5) bu soruya cevap vermemiştir. Öğretmenlerin 9’u (%11.3) Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği Hakkında bilgi sahibi olduğunu, 51’i (%63.8) kısmen bilgi sahibi olduğunu, 20’si (%25.0) ise hiç bilgisi olmadığını belirtmiştir. Öğretmenlerin 27’si (%33.8) kaynaştırma öğrencilerinin bireysel özellikleri ve engel türü hakkında bilgi sahibi olduğunu, 46’sı (%57.5) kısmen bilgi sahibi olduğunu, 7’si (%8.8) ise hiç bilgisi olmadığını belirtmiştir. Öğretmenlerin 30’u (%37.5) kaynaştırma öğrencisinin eğitsel gereksinimlerini ve düzeyini belirlediğini, 39’u (%48.8) kısmen belirlediğini, 11’i (%13.8) ise belirlemediğini belirtmiştir. Öğretmenlerin kaynaştırma eğitimi ile ilgili bilgilerinin yetersiz olmasının nedenleriyle ilgili görüşleri Tablo 24’te sunulmuştur. 60 Tablo 23. Öğretmenlerin Kaynaştırma Eğitimi ile İlgili Bilgilerinin Yetersiz Olmasının Nedenleriyle İlgili Görüşleri Özel eğitimle ilgili verilen eğitimin yetersizliği (18) “Bu konuyla ilgili yeterli eğitim almadık, ...” (Ö2) “Çünkü üniversitede aldığımız ders yeterli değildi.” (Ö75) “Bu konuda eğitim almadım. Sadece hizmet içi eğitim aldım ( 1 hafta). Bu da yeterli değil. Bana göre bu konuda branşlaşmış kişiler eğitim vermeli.” (Ö9) Hizmet içi eğitimin yetersiz olması (3) “Hizmet içi eğitim için müracaat ettim. Talep çokluğu nedeni ile çıkmadı.” (Ö14) “Aldığım hizmet içi kurslar yeterli değildi. Bu konunun gerçekten uzman kişiler tarafından çok kapsamlı bir eğitime tabi tutulmak gerekir.” (Ö48) Kaynak sıkıntısı (2) “… üstelik doğru bir kaynak da bulamadım. (Ö2)” Deneyimin yetersiz olması (2) Sınıf öğretmenlerinin özel alanında yetersiz olması (1) “Bu konuda yeterli bilgi ve deneyime sahip değilim.” (Ö54) eğitim “Böyle bir çalışmanın ayrıca ve özel eğitimli gruplarla yapılmasını düşünüyorum. Normal sınıf öğretmeninin çalışması yeterli olmaz. Amaca ulaşmaz.” (Ö15) Kaynaştırma öğrencisine ayıramama (1) zaman “Kaynaştırma eğitimi ile normal eğitim aynı anda yeterli ve verimli olmuyor.” (Ö65) Özel eğitimin başlı başına bir konu “Özel eğitim ayrı bir uzmanlık alanı ve bu olması (1) çocukların birebir ilgiye ihtiyacı var. Sınıf ortamında ise bunlara vakit ayrılmıyor.” (Ö71) Tablo 24 incelendiğinde; öğretmenler bilgi yetersizliklerini sırasıyla, özel eğitimle ilgili verilen eğitimin (f=18) ve hizmet içi eğitimin yetersiz olduğunu (f=3), kaynak sıkıntısı yaşadıklarını (f=2), yeterli deneyimlerinin olmadığını (f=2), sınıf öğretmenlerinin özel eğitim alanında yeterli olmadıklarını (f=1), kaynaştırma eğitimine yeterli zaman ayıramadıklarını (f=1) ve özel eğitimin başlı başına bir konu olduğunu (f=1) belirtmişlerdir. Öğretmenlerin kaynaştırma öğrencisinin eğitsel gereksinimini ve düzeyini nasıl belirlediğine ilişkin görüşleri Tablo 25’te sunulmuştur. 61 Tablo 24. Öğretmenlerin Kaynaştırma Öğrencisinin Eğitsel Gereksinimini ve Düzeyini Belirlemesine İlişkin Görüşleri Çocuğun gittiği özel eğitim kurumundaki uzmana danışma (3) Danışma yoluyla belirleme Rehber öğretmene danışma (3) Aileye danışma (3) “Okulumuzun rehber öğretmeni desteği ile, aile ile görüşerek…”(Ö15) “Rehber öğretmen, veli, öğretmenden oluşan grupla öğrencinin özür ve seviyesine uygun şartları oluşturma ve belirleme yaparak ve en önemlisi engelli bireyi tanıyarak.” (Ö55) “Özel eğitimi okulu öğretmenleriyle görüşerek…”(Ö18) Sorularla belirleme (5) Testler ile belirleme (3) Performans değerlendirme çizelgesiyle (2) Materyal ile belirleme Her dersten ne bildiğini ölçerek (2) Yönetmeliğe bakarak (1) Programdaki ilerlemesine bakarak (1) Çocuğun rapordaki seviyesine bakarak (1) “Performans değerlendirme çizelgesi yardımıyla.” (Ö47) “… standart testleriyle, seviye testleriyle.” (Ö18) “Derslerde sorularla belirlerim.” (Ö23) “Yıl boyunca hazırlanan programın ne kadarını aldığına bakarak belirlerim.” (Ö26) Gözlem yaparak (6) Diğer Bireysel özelliklerine göre (2) Konuşma yoluyla (1) “Sınıf içindeki durumu gözleyip eksik gördüğüm konular üzerinde birebir çalışma yapmaya çalıştım.” (Ö39) “Onların bireysel özelliklerine göre.” (Ö10) Tablo 25 incelendiğinde; öğretmenlerin kaynaştırma öğrencisinin eğitsel gereksinimini ve düzeyini, danışma yoluyla [çocuğun gittiği özel eğitim kurumundaki uzmana danışarak (f=3), rehber öğretmene danışarak (f=3), aileye danışarak (f=3)] ve materyal yardımı ile belirlediği [sorularla (f=5), testlerle (f=3), performans değerlendirme çizelgesiyle (f=2), her dersten ne bildiğini ölçerek (f=2), yönetmelik yardımıyla (f=1), programdaki ilerlemesine bakarak (f=1), çocuğun rapordaki seviyesine bakarak (f=1)], gözlem yaparak (f=6), konuşma yoluyla (f=2) ve çocuğun bireysel özelliklerine göre (f=1) belirlediklerini belirtmişlerdir. Araştırmaya katılan öğretmenlerin BEP’i uygulama ve BEP geliştirme biriminin 62 programın izlenmesi ve değerlendirilmesi için toplantı yapma durumlarına göre dağılımları Tablo 26’da verilmiştir. Tablo 25. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin BEP’i Uygulama ve BEP Biriminin Toplantı Yapma Durumlarına Göre Dağılımları Her zaman BEP uygulama BEP biriminin toplantı yapma sıklığı Bazen Hiçbir zaman n % Yanıt vermeyenler n % n % n % 15 18.75 59 73.75 4 5.0 2 8 10.0 39 48.75 30 37.5 3 Toplam n % 2.5 80 100.0 3.75 80 100.0 Tablo 26 incelendiğinde; öğretmenlerin 15’i (%18.75) BEP’i her zaman uyguladığını, 59’u (%73.75) bazen uyguladığını, 4’ü ise (%5.0) hiçbir zaman uygulamadığını belirtmiştir. Ayrıca bu soruyu, araştırmaya katılan 80 öğretmenden 2’si (%2.5) yanıtlamamıştır. Öğretmenlerin 8’i (%10.0) BEP biriminin her zaman toplantı yaptığını, 39’u (%48.75) bazen toplantı yaptığını, 30’u (%37.5) ise hiçbir zaman toplantı yapmadıklarını belirtmiştir. Bu soruyu, araştırmaya katılan 80 öğretmenden 3’ü (%3.75) yanıtlamamıştır. Araştırmaya katılan öğretmenlerin BEP’leri nasıl hazırladıklarını sıralamaları istendiğinde; birinci sırada kendilerinin hazırladıklarını (f=40), ikinci olarak okulun rehber öğretmeninin hazırladığını (f=26), üçüncü olarak BEP geliştirme biriminin hazırladığını (f=20) ve son olarak da öğrencinin devam ettiği özel eğitim kurumunu hazırladığı BEP’leri kullandıklarını (f=17)ifade etmişlerdir. Araştırmaya katılan öğretmenlerin kaynaştırma öğrencilerine farklı araç-gereç kullanma, kaynaştırma öğrencisini her türlü konuda geliştirme için çaba gösterme, kaynaştırma öğrencisinin sınıfta kabulünü sağlamak için uygulamalar yapma, kaynaştırma öğrencisinin velisi ve devam ettiği özel eğitim kurumu ile işbirliği yapma durumlarına göre dağılımları Tablo 27’de verilmiştir. 63 Tablo 26. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Kaynaştırma Öğrencileri İçin Yaptıkları Uygulamalara Göre Dağılımları Evet Farklı araç-gereç kullanma Kaynaştırma öğrencisini geliştirme için çaba gösterme Kaynaştırma öğrencisinin sınıfta kabulünü sağlamak için uygulamalar yapma Kaynaştırma öğrencisinin velisi ile işbirliği yapma Kaynaştırma öğrencisinin devam ettiği özel eğitim kurumu ile işbirliği yapma Kısmen Hayır Yanıt vermeyenler n % n % n % n % 9 11.25 56 70.0 12 15.0 3 63 78.75 13 16.25 - - 44 55.5 30 37.5 2 68 85.0 8 10.0 23 28.75 35 43.75 Toplam n % 3.75 80 100.0 4 5.0 80 100.0 2.5 4 5.0 80 100.0 3 3.75 1 1.25 80 17 21.25 5 6.25 80 Tablo 27’de görüldüğü üzere, öğretmenlerin 9’u (%11.25) kaynaştırma öğrencileri için farklı araç-gereç kullandıklarını, 56’sı (%70.0) kısmen farklı araç-gereç kullandığını, 12’si (%15.0) ise kullanmadığını ifade etmiştir. Bu soruyu, araştırmaya katılan 80 öğretmenden 3’ü (%3.75) yanıtlamamıştır. Öğretmenlerin 63’ü (%78.75) kaynaştırma öğrencisini yalnızca öğretimsel açıdan değil, diğer konularda da geliştirmek için çaba gösterdiğini, 13’ü ise (%16.25) kısmen çaba gösterdiğini belirtmiştir. Bu soruyu, araştırmaya katılan 80 öğretmenden 4’ü (%5.00) yanıtlamamıştır. Öğretmenlerin 44’ü (%55.5) kaynaştırma öğrencisinin sınıfta kabulünü sağlamak için uygulamalar yaptığını, 30’u (% 37.5) kısmen yaptığını, 2’si (%2.5) ise yapmadığını belirtmiştir. Bu soruyu, araştırmaya katılan 80 öğretmenden 4’ü (%5.00) yanıtlamamıştır. Öğretmenlerin 68’i (%85.0) kaynaştırma öğrencisinin velisi ile işbirliği yaptığını, 8’i (%10.0) kısmen yaptığını, 3’ü (%3.75) ise işbirliği yapmadığını belirtmiştir. Bu soruyu, araştırmaya katılan 80 öğretmenden 1’i (%1.25) yanıtlamamıştır. Öğretmenlerin 23’ü (%28.75) kaynaştırma öğrencisinin gittiği özel eğitim kurumu ile işbirliği yaptığını, 35’i (%43.75) kısmen yaptığını, 17’si (%21.25) ise işbirliği yapmadığını belirtmiştir. Ayrıca araştırmaya katılan 80 öğretmenden 5’i (%6.25) bu soruyu yanıtlamamıştır. Öğretmenlerden, kaynaştırma öğrencileri sınıfa gelmeden önce yaptıkları etkinlikleri sıralamaları istendiğinde, birinci sırada rehber öğretmenle görüştüklerini (f=59), ikinci olarak engelli öğrencinin ailesi ile görüştüklerini (f=55), üçüncü sırada öğrencilere açıklama yaptıklarını (f=46), dördüncü sırada diğer öğrencilerin aileleri ile 100.0 100.0 64 görüştüklerini (f=19) ve beşinci sırada hiçbir şey yapmadıklarını (f=4) belirtmişlerdir. Öğretmenlerin kaynaştırma öğrencisinin diğer öğrenciler tarafından kabulünü sağlamak için yaptığı uygulamalara ilişkin görüşleri Tablo 28’de sunulmuştur. Tablo 27. Öğretmenlerin Kaynaştırma Öğrencisinin Diğer Öğrenciler Tarafından Kabulünü Sağlamak için Yaptığı Uygulamalara İlişkin Görüşleri Sorumluluk verme (9) Kaynaştırma öğrencisi Oyunlara katma (8) ile ilgili uygulamalar Derste yapabileceği etkinlik verme(8) Grup etkinliklerine katma (5) “Oyunlarda basit görevleri vererek oyunlara katmak, derste yapabileceği işler vererek alkışla ödüllendirmek vb…”(Ö2) “Grup etkinliklerine katılmasını sağlayarak, yapabileceği sorumluluklar veriyorum. Beden eğitimi dersinde oluşturulan takımlarda oynamasını sağlıyorum.” (Ö4) “Sınıf etkinliklerine katıyorum, bazen yönetiminde görev veririm.” (Ö27) Diğer öğrenciler ile ilgili uygulamalar Diğer öğrencilere kaynaştırma öğrencisinin engeli hakkında açıklama yapma (15) Empati kurdurma (2) Kaynaştırma öğrencisi ile beraber oturtma ve yardım ettirme (2) Drama ile çocuğun durumunu anlatma (2) Arkadaş olmalarını sağlama (1) “Onlara kaynaştırma öğrencisi ile ilgili açıklamalar yaparak, bilgi sahibi olmalarını sağlarım.” (Ö29) “Öğrencilerle iletişimi, kaynaşmasını sağlıyorum. Kolay oyunlara, dramalara katılmasını sağlıyorum.” (Ö61) Öğretmenin yaptığı uygulamalar Kaynaştırma öğrencisine pekiştireç kullanma (5) Öğretmenin örnek davranışlar sergilemesi (1) Kaynaştırma öğrencisine düşük not vermeme (1) “Hayatımızın bir parçası olarak ben dilini kullanarak onların bir kardeşi olduklarını hissettirerek kendim örnek davranışlar sergilerim.” (Ö14) “Öğrencinin yazılılarını yüksek notla değerlendirme, yanlış cevap verse de aferin deme, başladığı cümleyi birlikte tamamlama.” (Ö30) 65 Öğretmenler, kaynaştırma öğrencisinin diğer öğrenciler tarafından kabulünü sağlamak için; kaynaştırma öğrencisine sorumluluk verme (f=9), oyunlara katma(f=8), derste yapabileceği etkinlik verme (f=8) ve grup etkinliklerine katma (f=5) gibi uygulamalar yapmaktadır. Diğer öğrencilere ise; kaynaştırma öğrencisinin engeli hakkında açıklama yapma (f=15), empati kurdurma (f=2), drama ile çocuğun durumunu anlatma (f=2), kaynaştırma öğrencisi ile beraber oturtma ve yardım ettirme (f=2) ve kaynaştırma öğrencisi ile arkadaş olmalarını sağlama (f=1) gibi uygulamalar yaptırmaktadır. Öğretmenler, diğer öğrencilerin kaynaştırma öğrencisini kabul etmeleri için kaynaştırma öğrencisine pekiştireç kullanma (f=5) ve düşük not vermeme (f=1) ve diğer çocuklara kendi davranışlarıyla örnek olma (f=1) gibi uygulamalar yapmaktadırlar. Tablo 29’da araştırmaya katılan öğretmenlerin engelli çocuğun sınıf düzeni bozma, kaynaştırma eğitiminin gerekli bir uygulama olma ve sınıflarında bulunan kaynaştırma öğrencilerinin sınıflarından alınmasını isteme durumlarına göre dağılımları verilmiştir. Tablo 28. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Kaynaştırma Eğitimine İlişkin Görüşleri Evet Engelli çocuğun sınıf düzeni bozma durumu Kaynaştırma eğitiminin gerekli bir uygulama olma durumu Kaynaştırma öğrencilerinin sınıflarından alınmasını isteme durumu Kısmen Hayır Yanıt vermeyenler n % n % n % n % 6 7.5 39 48.75 34 42.5 1 39 48.75 34 42.5 6 7.5 23 28.75 - - 53 66.25 Toplam n % 1.25 80 100.0 1 1.25 80 100.0 4 5.00 80 100.0 Tablo 29’da görüldüğü gibi, araştırmaya katılan öğretmenlerin 6’sı (%7.5) engelli çocuğun sınıf düzenini bozduğunu, 39’u (%48.75) kısmen bozduğunu, 34’ü ise (%42.5) düzeni bozmadığını belirtmiştir. Bu soruyu, araştırmaya katılan 80 öğretmenden 1’i (%1.25) yanıtlamamıştır. Öğretmenlerin 39’u (%48.75) kaynaştırma eğitiminin gerekli bir uygulama olduğunu, 34’ü (%42.5) kısmen gerekli bir uygulama olduğunu, 6’sı ise (%7.5) gerekli bir uygulama olmadığını belirtmiştir. Bu soruyu, araştırmaya katılan 80 öğretmenden 1’i (%1.25) yanıtlamamıştır. Öğretmenlerin 23’ü (%28.75) kaynaştırma öğrencilerinin sınıflarından alınmasını istediklerini, 53’ü ise 66 (%66.25) istemediklerini belirtmişlerdir. Bu soruyu, araştırmaya katılan 80 öğretmenden 4’ü (%5.0) yanıtlamamıştır. 4.1.2. Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden Elde Edilen Bulgular Bu bölümde öğretmenlerin KİGÖ’den aldıkları toplam puanların; çeşitli değişkenlere göre dağılımlarına yer verilmiştir. 4.1.2.1. Öğretmenlerin Cinsiyete Göre KİGÖ Toplam Puanlarının Karşılaştırması Öğretmenlerin cinsiyetleri ile tutum puanları arasında anlamlı bir farkın olup olmadığını belirlemek amacıyla Mann Whitney U-testi yapılmıştır. Bu analizden elde edilen sonuçlar Tablo 30’da gösterilmiştir. Tablo 29. Öğretmenlerinin Cinsiyetlerine Göre Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden Aldıkları Puanların Karşılaştırılması, U-Testi Sonuçları 50 Sıra Ortalaması 36.71 Sıra Toplamı 1835.50 30 46.82 1404.50 Cinsiyet N Kadın Erkek U p 560.5 .059 Tablo 30’da görüldüğü gibi, sınıf öğretmenlerinin cinsiyetleri ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında istatistiksel olarak [U=560.5, p>0.05] anlamlı bir farklılık çıkmamıştır. 4.1.2.2. Öğretmenlerin Yaşlarına Göre KİGÖ Toplam Puanlarının Karşılaştırması Araştırmaya katılan öğretmenlerin yaşlarına göre Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden aldıkları puanlar arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığını belirlemek amacıyla Kruskal Wallis Testi yapılmıştır. Analiz sonuçları Tablo 31’de sunulmuştur. 67 Tablo 30. Öğretmenlerin Yaşlarına Göre Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden Aldıkları Puanlarının Karşılaştırılması, Kruskal Wallis Testi Sonucu Yaş Grupları N Sıra Ortalaması 26–30 yaş arası 31–35 yaş arası 36–40 yaş arası 41–45 yaş arası 46–50 yaş arası 51-55 yaş arası 2 10 28 20 12 7 11.50 44.25 34.09 50.60 44.33 28.00 sd 5 X2 11.91 p Anlamlı Fark .036 41-45 yaş arası>26–30 yaş arası 41-45 yaş arası>36–40 yaş arası 41-45 yaş arası>51–55 yaş arası Tablo 31’de görüldüğü gibi sınıf öğretmenlerinin yaşlarına göre kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında istatistiksel olarak [X2(5)=11.91 p<0.05] anlamlı bir farklılık çıkmıştır. Gruplar arası faklılaşmanın hangi grupların lehine olduğuna bakıldığında; farklılaşmanın “41-45 yaş” arası” ile “26-30 yaş” arasında, “41-45 yaş” arası” ile “36-40 yaş” arasında, “41-45 yaş” arası” ile “51-55 yaş” arasında ise “41-45 yaşın” lehine olduğu görülmüştür 4.1.2.3. Öğretmenlerin Kıdemlerine Göre KİGÖ Toplam Puanlarının Karşılaştırması Araştırmaya katılan öğretmenlerin kıdemlerine göre Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden aldıkları puanlar arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığını belirlemek amacıyla Kruskal Wallis Testi analizi yapılmıştır. Analiz sonuçları Tablo 32’de sunulmuştur. Tablo 31. Öğretmenlerin Kıdemlerine Göre Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden Aldıkları Puanlarının Karşılaştırılması, Kruskal Wallis Testi Sonucu Kıdem 1-5 yıl arası 6-10 yıl arası 11-20 yıl arası 21 ve üzeri yıl N 2 9 40 28 Sıra Ortalaması 45.50 26.44 38.24 46.48 sd X2 p 3 5.73 .125 Tablo 32’de görüldüğü gibi sınıf öğretmenlerinin kıdemleri ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında istatistiksel olarak [X2(3)=5.73 p>0.05] anlamlı bir farklılık çıkmamıştır. 68 4.1.2.4. Öğretmenlerin Mezun Oldukları Bölümlere Göre KİGÖ Toplam Puanlarının Karşılaştırması Araştırmaya katılan öğretmenlerin mezun oldukları bölümlere göre Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden aldıkları puanlar arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığını belirlemek amacıyla bağımsız Mann Whitney U-testi yapılmıştır. Bu analizden elde edilen sonuçlar Tablo 33’te gösterilmiştir. Tablo 32.Sınıf Öğretmenlerinin Mezun Oldukları Bölümler ile Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden Aldıkları Puanlarının Karşılaştırılması, U-Testi Sonuçları Bölüm Sınıf Öğretmenliği Bölümü Diğer Bölümler (Formasyon alarak) N Sıra Ortalaması Sıra Toplamı 61 46.60 2842.50 19 20.92 U p 207.50 .000 397.50 Tablo 33’te görüldüğü gibi, sınıf öğretmenliği bölümünden mezun olan öğretmenlerin tutumunun 46.60, diğer bölümlerden mezun olup formasyon alarak sınıf öğretmenliği yapan öğretmenlerin tutumunun 20.92 puan olduğu görülmektedir. Mann Whitney U-testi sonuçlarına göre, öğretmenlerin sınıf öğretmenliği bölümünden ya da formasyon alarak başka bölümden mezun olma durumları ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında istatistiksel olarak [U=207.5 p<0.05] anlamlı bir farklılık çıkmıştır. 4.1.2.5. Öğretmenlerin Sınıflarındaki Kaynaştırma Öğrencisi Sayılarına Göre KİGÖ Toplam Puanlarının Karşılaştırması Araştırmaya katılan öğretmenlerin sınıflarındaki kaynaştırma öğrencisi sayıları ile Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden aldıkları puanlar arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığını belirlemek amacıyla Mann Whitney U-testi analizi yapılmıştır. Analiz sonuçları Tablo 34’te sunulmuştur. 69 Tablo 33. Öğretmenlerin Sınıflarındaki Kaynaştırma Öğrencisi Sayılarına Göre Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden Aldıkları Puanlarının Karşılaştırılması, UTesti Sonuçları Sınıftaki Kaynaştırma Öğrencisi Sayısı N Sıra Ortalaması Sıra Toplamı Bir 42 37.42 1571.50 İki ve üzeri 27 31.24 843.50 U p 465.50 .212 Tablo 34’te görüldüğü gibi, sınıfında bir kaynaştırma öğrencisi bulunan öğretmenlerin tutumunun 37.42, iki ve üzeri kaynaştırma öğrencisi bulunan öğretmenlerin tutumunun 31.24 puan olduğu görülmektedir. Mann Whitney U-testi sonuçlarına göre, öğretmenlerin sınıflarındaki kaynaştırma öğrencisi sayısı ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında istatistiksel olarak [U=465.5 p>0.05] anlamlı bir farklılık çıkmamıştır. 4.1.2.6. Öğretmenlerin Kaynaştırma Eğitimi Hakkında Yeterli Bilgiye Sahip Olma Durumları ile KİGÖ Toplam Puanlarının Karşılaştırması Araştırmaya katılan öğretmenlerin kaynaştırma eğitimi hakkında yeterli bilgiye sahip olma durumları ile Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden aldıkları puanlar arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığını belirlemek amacıyla Kruskal Wallis Testi analizi yapılmıştır. Analiz sonuçları Tablo 35’te sunulmuştur. Tablo 34. Öğretmenlerin Kaynaştırma Eğitimi Hakkında Yeterli Bilgiye Sahip Olma Durumlarına Göre Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden Aldıkları Puanlarının Karşılaştırılması, Kruskal Wallis Testi Sonucu Kaynaştırma Eğitimi Hakkında Yeterli Bilgiye Sahip Olma Durumları Evet Kısmen Hayır N Sıra Ortalaması 7 40 31 63.21 41.45 31.63 sd 2 X2 11.72 p Anlamlı Fark .003 Evet>Hayır Evet>Kısmen Kısmen>Hayır Tablo 35’te görüldüğü gibi sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma eğitimi hakkında yeterli bilgiye sahip olma durumları ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında istatistiksel olarak [X2(2)=11.72 p<0.05] anlamlı bir farklılık çıkmıştır. Gruplar arası faklılaşmanın hangi grupların lehine olduğuna bakıldığında; farklılaşmanın “Evet” 70 diyenler ile “Hayır” ve “Kısmen” diyenler ve “Kısmen” ile “Hayır” diyenler arasında, “Evet” ve “Kısmen” diyenlerin lehine olduğu görülmüştür. 4.1.2.7.Öğretmenlerin Kaynaştırma Öğrencilerinin Bireysel Özellikleri ve Engel Türü Hakkında Bilgi Sahibi Olma Durumları ile KİGÖ Toplam Puanlarının Karşılaştırması Araştırmaya katılan öğretmenlerin kaynaştırma öğrencilerinin bireysel özellikleri ve engel türü hakkında bilgi sahibi olma durumları ile Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden aldıkları puanlar arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığını belirlemek amacıyla Kruskal Wallis Testi analizi yapılmıştır. Analiz sonuçları Tablo 36’da sunulmuştur Tablo 35. Öğretmenlerin Kaynaştırma Öğrencilerinin Bireysel Özellikleri ve Engel Türü Hakkında Bilgi Sahibi Olma Durumlarına Göre Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden Aldıkları Puanlarının Karşılaştırılması, Kruskal Wallis Testi Sonucu Öğretmenlerin Kaynaştırma Öğrencilerinin Bireysel Özellikleri ve Engel Türü Hakkında Bilgi Sahibi Olma Durumları Evet Kısmen Hayır N Sıra Ortalaması sd X2 p Anlamlı Fark 27 46 7 54.52 34.15 28.14 2 15.26 .00 Evet>Hayır Evet>Kısmen Tablo 36’da görüldüğü gibi sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma öğrencilerinin bireysel özellikleri ve engel türü hakkında bilgi sahibi olma durumları ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında istatistiksel olarak [X2(2)=15.26 p<0.05] anlamlı bir farklılık çıkmıştır. Gruplar arası faklılaşmanın hangi grupların lehine olduğuna bakıldığında; farklılaşmanın “Evet” diyenler ile “Hayır” ve “Kısmen” diyenler arasında, “Evet” diyen öğretmenlerin lehine olduğu görülmüştür. 4.1.2.8.Öğretmenlerin BEP’i Uygulama Durumları ile KİGÖ Toplam Puanlarının Karşılaştırması Araştırmaya katılan öğretmenlerin BEP’i uygulama durumları ile Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden aldıkları puanlar arasında anlamlı bir 71 farklılık olup olmadığını belirlemek amacıyla Kruskal Wallis Testi analizi yapılmıştır. Analiz sonuçları Tablo 37’de sunulmuştur. Tablo 36. Öğretmenlerin Bireyselleştirilmiş Eğitim Programını Uygulama Durumlarına Göre Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden Aldıkları Puanlarının Karşılaştırılması, Kruskal Wallis Testi Sonucu Öğretmenlerin BEP’i Uygulama Durumları N Her Zaman Bazen Hiçbir zaman 15 59 4 Sıra Ortalaması 50.60 37.99 20.13 X2 sd 2 Anlamlı Fark p 6.794 .033 Her zaman>Hiçbir zaman Tablo 37’de görüldüğü gibi sınıf öğretmenlerinin BEP’i uygulama durumları ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında istatistiksel olarak [X2(2)=6.794 p<0.05] anlamlı bir farklılık çıkmıştır. Gruplar arası faklılaşmanın hangi grupların lehine olduğuna bakıldığında; farklılaşmanın “her zaman BEP uygulayanlar” ile “hiçbir zaman uygulamanlar” arasında “her zaman uygulayan” öğretmenlerin lehine olduğu görülmüştür. 4.1.2.9.Öğretmenlerin, BEP Biriminin Düzenli Toplantı Yapma Durumlarına İlişkin Görüşleri ile KİGÖ Toplam Puanlarının Karşılaştırması Araştırmaya katılan öğretmenlerin BEP biriminin düzenli toplantı yapma durumlarına ilişkin görüşleri ile Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden aldıkları puanlar arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığını belirlemek amacıyla Kruskal Wallis Testi analizi yapılmıştır. Analiz sonuçları Tablo 38’de sunulmuştur. Tablo 37. Öğretmenlerin BEP Biriminin Düzenli Toplantı Yapma Durumlarına İlişkin Görüşleri ile Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden Aldıkları Puanlarının Karşılaştırılması, Kruskal Wallis Testi Sonuçları Öğretmenlerin BEP Biriminin Düzenli Toplantı Yapma Durumlarına İlişkin Görüşleri N Sıra Ortalaması sd Her Zaman Bazen Hiçbir zaman 8 39 30 51.88 42.94 30.45 2 X2 p 8.25 .016 Anlamlı Fark Her zaman>Hiçbir zaman Bazen>Hiçbir zaman 72 Tablo 38’de görüldüğü gibi sınıf öğretmenlerinin BEP biriminin düzenli toplantı yapma durumlarına ilişkin görüşleri ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında istatistiksel olarak [x(2)=8.25 p<0.05] anlamlı bir farklılık çıkmıştır. Gruplar arası faklılaşmanın hangi grupların lehine olduğuna bakıldığında; farklılaşmanın “her zaman BEP toplantısı yapanlar” ile “hiçbir zaman BEP toplantısı yapmayanlar” ile “hiçbir zaman BEP toplantısı yapmayanlar” arasında, “her zaman BEP toplantısı yapanların” lehine, “bazen BEP toplantısı yapanlar” ile “hiçbir zaman BEP toplantısı yapmayanlar” ile “bazen BEP toplantısı yapanların” lehine olduğu görülmüştür. 4.1.2.10.Öğretmenlerin Kaynaştırma Öğrencilerine Farklı Araç-Gereç Kullanma Durumları ile KİGÖ Toplam Puanlarının Karşılaştırması Araştırmaya katılan öğretmenlerin kaynaştırma öğrencilerine farklı araç-gereç kullanma durumları ile Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden aldıkları puanlar arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığını belirlemek amacıyla Kruskal Wallis Testi analizi yapılmıştır. Analiz sonuçları Tablo 39’da sunulmuştur. Tablo 38. Öğretmenlerin Kaynaştırma Öğrencilerine Farklı Araç-Gereç Kullanma Durumları ile Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden Aldıkları Puanlarının Karşılaştırılması, Kruskal Wallis Testi analizi Sonuçları Öğretmenlerin Kaynaştırma Öğrencilerine Farklı AraçGereç Kullanma Durumları Evet Kısmen Hayır N Sıra Ortalaması sd 9 56 12 59.72 37.88 28.67 2 X2 p 10.43 .005 Anlamlı Fark Evet>Kısmen Evet>Hayır Tablo 39’da görüldüğü gibi sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma öğrencilerine farklı araç-gereç kullanma durumları ilişkin görüşleri ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında istatistiksel olarak [X2(2)=10.43 p<0.05] anlamlı bir farklılık çıkmıştır. Gruplar arası faklılaşmanın hangi grupların lehine olduğuna bakıldığında; farklılaşmanın “evet” diyenler” ile “hayır” ve “kısmen” diyenler arasında, “evet” diyenlerin lehine olduğu görülmüştür. 73 4.1.2.11. Öğretmenlerin Kaynaştırma Öğrencilerini Öğretimsel Konuların Haricinde Diğer Konularda da Geliştirme Durumları ile KİGÖ Toplam Puanlarının Karşılaştırması Araştırmaya katılan öğretmenlerin kaynaştırma öğrencilerini öğretimsel konuların haricinde diğer konularda da geliştirme durumları ile Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden aldıkları puanlar arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığını belirlemek amacıyla Mann Whitney U-testi yapılmıştır. Analiz sonuçları Tablo 40’ta sunulmuştur. Tablo 39. Öğretmenlerin Kaynaştırma Öğrencilerini Öğretimsel Konuların Haricinde Diğer Konularda da Geliştirme Durumları ile Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden Aldıkları Puanlarının Karşılaştırılması, U-Testi Sonuçları Öğretmenlerin Kaynaştırma Öğrencilerini Öğretimsel Konuların Dışında Diğer Konularda da Geliştirme Durumları Evet N Sıra Ortalaması Sıra Toplamı 63 41.28 2600.50 Kısmen 13 25.04 325.50 U p 234.5 .016 Tablo 40’ta görüldüğü gibi sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma öğrencilerini öğretimsel konuların haricinde diğer konularda da geliştirme durumları ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında istatistiksel olarak [U=234.5 p<0.05] anlamlı bir farklılık çıkmıştır. Sıralama ortalamaları incelendiğinde farkın “evet” diyenlerin lehine olduğu söylenebilir. 4.1.2.12.Öğretmenlerin Kaynaştırma Öğrencilerinin Sınıfın Düzenini Bozma Durumuna İlişkin Görüşleri ile KİGÖ Toplam Puanlarının Karşılaştırması Araştırmaya katılan öğretmenlerin kaynaştırma öğrencilerinin sınıfın düzenini bozma durumuna ilişkin görüşleri ile Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden aldıkları puanlar arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığını belirlemek amacıyla Kruskal Wallis Testi analizi yapılmıştır. Analiz sonuçları Tablo 41’de sunulmuştur. 74 Tablo 40. Öğretmenlerin Kaynaştırma Öğrencilerinin Sınıfın Düzenini Bozma Durumuna İlişkin Görüşleri ile Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden Aldıkları Puanlarının Karşılaştırılması, Kruskal Wallis Testi Analizi Sonuçları Öğretmenlerin Kaynaştırma Öğrencilerinin Sınıfın Düzenini Bozma Durumuna İlişkin Görüşleri Evet Kısmen Hayır N 6 39 34 Sıra sd Ortalaması 15.17 30.90 54.82 2 X2 Anlamlı Fark p 27.388 .000 Hayır>Kısmen Hayır >Evet Tablo 41’de görüldüğü gibi; sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma öğrencilerinin sınıfın düzenini bozma durumları ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında istatistiksel olarak [X2(2)=27.388, p<0.05] anlamlı bir farklılık çıkmıştır. Gruplar arası faklılaşmanın hangi grupların lehine olduğuna bakıldığında; farklılaşmanın “hayır” diyenler ile “evet” ve “kısmen” diyenler arasında, “hayır” diyenlerin lehine olduğu görülmüştür. 4.1.2.13.Öğretmenlerin Kaynaştırma Eğitiminin Gerekli Bir Uygulama Olduğuna İlişkin Görüşleri ile KİGÖ Toplam Puanlarının Karşılaştırması Araştırmaya katılan öğretmenlerin kaynaştırma eğitiminin gerekli bir uygulama olduğuna ilişkin görüşleri ile kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden aldıkları puanlar arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığını belirlemek amacıyla Kruskal Wallis Testi analizi yapılmıştır. Analiz sonuçları Tablo 42’de sunulmuştur. Tablo 41. Öğretmenlerin Kaynaştırma Eğitiminin Gerekli Bir Uygulama Olma Durumlarına İlişkin Görüşleri ile Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği’nden Aldıkları Puanlarının Karşılaştırılması, Kruskal Wallis Testi Analizi Sonuçları Öğretmenlerin Kaynaştırma Eğitiminin Gerekli Bir Uygulama Olduğuna İlişkin Görüşleri Evet Kısmen Hayır N 39 34 6 Sıra sd Ortalaması 49.44 34.88 7.67 2 X2 p 20.225 .000 Anlamlı Fark Evet >Kısmen Evet >Hayır Kısmen>Hayır Tablo 42’de görüldüğü gibi sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma eğitiminin gerekli bir uygulama olduğuna ilişkin görüşleri ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında istatistiksel olarak [X2(2)=20.225, p<0.05] anlamlı bir farklılık çıkmıştır. Gruplar arası 75 faklılaşmanın hangi grupların lehine olduğuna bakıldığında; farklılaşmanın “evet” diyenler ile “kısmen” ve “hayır” diyenler ile “kısmen” diyenler ile “hayır” diyenler arasında, “evet” ve “kısmen” diyenlerin lehine olduğu görülmüştür. 4.1.2.14.Öğretmenlerin Kaynaştırma Öğrencilerinin Sınıflarından Alınmalarını İsteme Durumlarına Göre KİGÖ Toplam Puanlarının Karşılaştırması Öğretmenlerin kaynaştırma öğrencilerinin sınıflarından alınmalarını isteme durumları ile tutum puanları arasında anlamlı bir farkın olup olmadığını belirlemek amacıyla Mann Whitney U-testi yapılmıştır. Bu analizden elde edilen sonuçlar Tablo 43’te gösterilmiştir. Tablo 42. Sınıf Öğretmenlerinin Kaynaştırma Öğrencilerinin Sınıflarından Alınmalarını İsteme Durumları ile Kaynaştırmaya Yönelik Tutumları Arasındaki Puanların Karşılaştırılması, U-testi Sonuçlar Öğretmenlerin Kaynaştırma Öğrencilerinin Sınıflarından Alınmalarını İsteme Durumları Evet N Sıra Ortalaması Sıra Toplamı 23 21.50 494.50 Hayır 53 45.88 2431.50 U p 218.5 .000 Tablo 43’te görüldüğü gibi, kaynaştırma öğrencilerinin sınıflarından alınmasını isteyen öğretmenlerin tutumunun 21.50, istemeyen öğretmenlerin tutumunun 45.88 puan olduğu görülmektedir. Mann Whitney U-testi sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma öğrencilerinin sınıflarından alınmalarını isteme durumları ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında istatistiksel olarak [U=218.5 p<0.05] anlamlı bir farklılık çıkmıştır. 4.2. Öğrenci Görüşlerine İlişkin Bulgular Bu bölümde öğrencilerin Etkinlik Tercih Formu ve Sıfat Listesi ölçeklerinden aldıkları puanların; öğrencilerin cinsiyetlerine, sınıf düzeylerine, sosyo-ekonomik düzeylerine ve çevrelerinde engelli birey olma durumlarına göre farklılaşıpfarklılaşmadığına dair bulgulara yer verilmiştir. 76 4.2.1.Öğrencilerin Cinsiyete Göre Etkinlik Tercih Formu Toplam Puanlarının Karşılaştırması Öğrencilerin cinsiyetleri ile tutum puanları arasında anlamlı bir farkın olup olmadığını belirlemek amacıyla bağımsız gruplar t-testi yapılmıştır. Bu analizden elde edilen sonuçlar Tablo 44’te gösterilmiştir. Tablo 43. Öğrencilerin Cinsiyetlerine Göre Etkinlik Tercih Formu Toplam Puanlarının Karşılaştırılması, t-Testi Sonuçları Etkinlik Tercih Formu Toplam Puanları Etkinlik Tercih Formu Toplam Puan Cinsiyet Kız Erkek N 1217 1203 X 3.01 2.92 SS .75 .79 t p 3.040 .002 Tablo 44 incelendiğinde, Etkinlik Tercih Formu sonuçlarına göre kız öğrencilerin tutum puanlarının ortalamasının 3.01 ve erkek öğrencilerin tutum puanlarının 2.92 olduğu görülmektedir. Bağımsız gruplar t-testi sonuçlarına göre gruplar arasında ortalama puanlar açısından anlamlı bir farklılık belirlenmiştir [t(2418)=3.040, p<.05]. Kız ve erkek öğrencilerin etkinlik tercih formu puan otalamaları incelendiğinde; bu farkın kız öğrencilerin lehine olduğu söylenebilir. 4.2.2.Öğrencilerin Sınıf Düzeylerine Göre Etkinlik Tercih Formu Toplam Puanlarının Karşılaştırması Öğrencilerin sınıf düzeyleri ile tutum puanları arasında anlamlı bir farkın olup olmadığını belirlemek amacıyla tek yönlü varyans analizi yapılmıştır. Bu analizden elde edilen sonuçlar Tablo 45’te gösterilmiştir. Tablo 44. Öğrencilerin Sınıf Düzeylerine Göre Etkinlik Tercih Formu Toplam Puanlarının Karşılaştırması, Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları Etkinlik Tercih Formu Toplam Puanları Etkinlik Tercih Formu Toplam Puan Sınıf Düzeyi N X SS F p 3.sınıf 4.sınıf 5.sınıf 824 705 897 2.95 3.00 2.95 .79 .79 .73 1.024 .359 Toplam 2426 2.96 .77 77 Tablo 45 incelendiğinde, Etkinlik Tercih Formu sonuçlarına göre 3., 4. ve 5. sınıf öğrencilerinin tutum puanları ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında istatistiksel olarak (p>0.05) anlamlı bir farklılık çıkmamıştır. 4.2.3.Öğrencilerin Sosyo-Ekonomik Düzeylerine Göre Etkinlik Tercih Formu Puanlarının Karşılaştırması Öğrencilerin sosyo-ekonomik düzeyleri ile tutum puanları arasında anlamlı bir farkın olup olmadığını belirlemek amacıyla tek yönlü varyans analizi yapılmıştır. Bu analizden elde edilen sonuçlar Tablo 46’da gösterilmiştir. Tablo 45. Öğrencilerin SED’lerine Göre Etkinlik Tercih Formu Toplam Puanlarının Karşılaştırması, Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları Etkinlik Tercih Formu Toplam Puan Alt Ölçek Puanları SED N X SS F p Scheffe Etkinlik Tercih Formu Toplam Puan Alt Orta Üst Orta Üst 926 820 681 820 681 3.02 2.96 2.88 1.27 1.36 .71 .77 .83 1.43 1.43 6.586 .001 Alt~Üst Alt~Orta Tablo 46 incelendiğinde; öğrencilerin sosyo-ekonomik düzeyleri ile tutum puanları arasında Etkinlik Tercih Formu toplam puanı [F(2,2424)= 6.586; p<.05] açısından anlamlı farkın olduğu görülmektedir. Farklı sosyo-ekonomik düzeye sahip öğrencilerin tutumları arasındaki farkı belirlemek amacıyla Scheffe-f testi uygulanmıştır. Scheffe-f testi sonuçlarına göre Etkinlik Tercih Formu’ndan alınan puanların ortalaması açısından farklılaşmaların; alt-üst ve alt-orta sosyo-ekonomik düzeye sahip öğrencileri arasından, alt sosyo-ekonomik düzeye sahip öğrencilerin lehine olduğu görülmüştür. 4.2.4. Öğrencilerin Çevrelerinde Engelli Birey Olma Durumlarına Göre Etkinlik Tercih Formu Toplam Puanlarının Karşılaştırması Öğrencilerin çevrelerinde engelli birey olma durumları ile tutum puanları arasında anlamlı bir farkın olup olmadığını belirlemek amacıyla bağımsız gruplar t-testi yapılmıştır. Bu analizden elde edilen sonuçlar Tablo 47’de gösterilmiştir. 78 Tablo 46. Öğrencilerin Çevrelerinde Engelli Birey Olma Durumlarına Göre Etkinlik Tercih Formu Toplam Puanlarının Karşılaştırılması, t-Testi Sonuçları Etkinlik Tercih Formu Toplam Puanları Etkinlik Tercih Formu Toplam Puan Öğrencilerin Çevrelerinde Engelli Birey Olma Durumları Evet Hayır N X SS t p 1037 1296 2.98 2.95 .77 .78 .913 .362 Tablo 47 incelendiğinde; öğrencilerin çevrelerinde engelli birey olma durumları ile Etkinlik Tercih Formu toplam puanı [t(2331)= .913, p>.05] açısından anlamlı farkın olmadığı görülmektedir. 4.3. Veli Görüşlerine İlişkin Bulgular 4.3.1. Bilgi Formundan Elde Edilen Bulgular Tablo 48’de kaynaştırma öğrencisinin velisinin sahip olduğu çocuk sayısı ve başka engelli çocuğa sahip olma durumlarına göre dağılımları verilmiştir. Tablo 47. Araştırmaya Katılan Velilerin Sahip Oldukları Çocuk Sayısı ve Başka Engelli Çocuğa Sahip Olma Durumlarına Göre Dağılımları Engelli çocuğu olma durumu Çocuk sayısı Evet Hayır Toplam N % n % n % 1 - - 10 100.0 10 100.0 2 2 5.4 35 94.6 37 100.0 3 7 20.6 27 79.4 34 100.0 4 1 12.5 7 87.5 8 100.0 5 ve yukarısı 2 18.2 9 81.8 11 100.0 Toplam 12 12.0 88 88.0 100 100.0 Tablo 48 incelendiğinde; kaynaştırma öğrenci velilerinden 12’sinin birden fazla engelli çocuğu bulunmaktadır. Araştırmaya katılan velilerin 10’unun (%100.0) bir çocuğu bulunmaktadır. 2 çocuğu olan 37 veliden 2’si (%5.4) çocuklarının her ikisinin de engelli olduğunu, 35’i ise (%94.6) kaynaştırma öğrencisi dışında başka engelli çocuğunun olmadığını belirtmiştir. 3 çocuğu olan 34 veliden 7’si (%20.6) başka engelli çocuğu olduğunu, 27’si ise (%79.4) kaynaştırma öğrencisi dışında başka engelli çocuğunun olmadığını belirtmiştir. 4 çocuğu olan 8 veliden 1’i (%12.5) başka engelli 79 çocuğu olduğunu, 7’si ise (%87.5) kaynaştırma öğrencisi dışında başka engelli çocuğunun olmadığını belirtmiştir. 5 ve yukarısı çocuğu olan 11 veliden 2’si (%18.2) başka engelli çocuğu olduğunu, 9’u ise (%81.8) kaynaştırma öğrencisi dışında başka engelli çocuğunun olmadığını belirtmiştir. Araştırmaya katılan kaynaştırma öğrencilerinin aldıkları kaynaştırma eğitiminin süresine göre dağılımları Tablo 49’da verilmiştir. Tablo 48. Kaynaştırma Öğrencilerinin Aldıkları Kaynaştırma Eğitiminin Süresine Göre Dağılımları Süre 4-6 ay 7-9 ay 10-12 ay 1 yıl ve üzeri Yanıt vermeyenler Toplam n 4 2 3 77 14 100 % 4.0 2.0 3.0 77.0 14.0 100.0 Tablo 49’da görüldüğü gibi, 4 kaynaştırma öğrencisi (%4.0) 4-6 ay, 2 kaynaştırma öğrencisi (%2.0) 7-9 ay, 3 kaynaştırma öğrencisi (%3.0) 10-12 ay, 77 kaynaştırma öğrencisi ise (%77.0) 1 yıl ve üzeri süredir kaynaştırma eğitimi almaktadır. Ayrıca araştırmaya katılan 100 velinin 14’ü (% 14.0) bu soruyu yanıtlamıştır. Tablo 50’de araştırmaya katılan velilerin çocuklarının aldıkları kaynaştırma eğitiminden memnuniyet durumlarına göre dağılımları verilmiştir. Tablo 49. Velilerin, Çocuklarının Aldıkları Kaynaştırma Eğitiminden Memnuniyet Durumlarına Göre Dağılımları Memnuniyet durumu Evet Kısmen Hayır Yanıt vermeyenler Toplam n 61 26 11 2 98 % 61.0 26.0 11.0 2.0 100.0 Tablo 50’de görüldüğü üzere, velilerin 61’i (%61.0) çocuklarının aldığı kaynaştırma eğitiminden memnun olduğunu, 26’sı (%26.0) kısmen memnun olduğunu, 80 11’i (%11.0) ise memnun olmadığını belirtmişlerdir. Ayrıca araştırmaya katılan 100 velinin 2’si (% 2.0) bu soruyu yanıtlamıştır. Kaynaştırma öğrencisi velisinin çocuğunun eğitinden memnun olmama nedenleri hakkındaki görüşlerine ilişkin frekanslar ve alıntılar Tablo 51’de sunulmuştur. Tablo 50. Kaynaştırma Öğrencisi Velisinin Çocuğunun Eğitinden Memnun Olmama Nedenleri Hakkındaki Görüşleri Öğretmenin öğrenciye karşı ilgisizliği (4) Öğretmenle ilgili sıkıntılar Öğretmenin eğitiminden memnun olmama (2) Öğretmenin veliyi bilgilendirmemesi (1) Öğretmen değişiminin sık yaşanması (1) “Öğretmenin verdiği eğitimden memnun değilim.” (V24) “Eğitim sonuçları, düzenli bir şekilde aile ile paylaşılmıyor.” (V29) “Öğretmen çok değiştiği için. Öğretmen ilgisiz. Çocuk hakkında olumsuz şeyler söylüyor.” (V60) Öğrencide ilerleme olmaması (3) Öğrenci ile ilgili sıkıntılar Öğrencinin devamsızlık yapması (1) Öğrencinin derse karşı ilgisizliği (1) “Çocuk düzenli okula gitmiyor.” (V56) “Çocuk ilgisiz.” (V58) Veli ile ilgili sıkıntılar Velinin bilgisizliği (1) “Çocukta yetersizlik olduğu için kimseyi suçlamıyorum, bizlerde de yetersizlik var…” (V68) Tablo 51 incelendiğinde; velilerin çocuklarının eğitinden memnun olmama nedeni olarak öğretmen, kendi çocukları ve kendileri ile ilgili sıkıntıları olduklarını belirtmişlerdir. Öğretmenin öğrenciye karşı ilgisizliği (f=4), öğretmenin eğitiminden memnun olmama (f=2), öğretmenin veliyi bilgilendirmemesi (f=1) ve çok sık öğretmen değişimi olması (f=1) öğretmenle ilgili yaşanan sıkıntılardır. Öğrencide ilerleme olmaması (f=3), öğrencinin devamsızlık yapması (f=1) ve derse karşı ilgisizliği (f=1) öğrenciyle ilgili yaşanan sıkıntılardır. Velinin kendisini, çocuğuna karşı yetersiz görmesi (f=1) ise veliyle ilgili sıkıntıdır. 81 Araştırmaya katılan velilerin (annelerin) sınıf öğretmeni ile iletişim kurma durumuna göre dağılımları Tablo 52’de verilmiştir. Tablo 51. Velilerin Sınıf Öğretmeni ile İletişim Kurma Durumuna Göre Dağılımları İletişim kurma durumu Evet Kısmen Hayır Toplam n 76 18 6 100 % 76.0 18.0 6.0 100.0 Tablo 52 incelendiğinde; velilerin 76’sı (%76.0) sınıf öğretmeni ile iletişim kurduğunu, 18’i (%18.0) kısmen iletişim kurduğunu, 6’sı ise (%6.0) iletişim kurmadığını belirmiştir. Araştırmaya katılan velilerin çocuklarının ödevlerine yardımcı olma, diğer velilerle iletişim kurma, çocuklarının öğretmenini ve diğer velileri çocuklarının engeli hakkında bilgilendirme, veli toplantılarına katılma ve BEP toplantılarına katılma durumlarına göre dağılımları Tablo 53’te verilmiştir. Tablo 52. Velilerin, Çocuklarının Eğitimleri ile İlgili Yaptıkları Uygulamalara Göre Dağılımları Evet Çocuklarının ödevlerine yardımcı olma Diğer velilerle iletişim kurma Çocuklarının öğretmenini ve diğer velileri çocuklarının engeli hakkında bilgilendirme Veli toplantılarına katılma BEP toplantılarına katılma Kısmen Hayır Yanıt vermeyenler n % n % n % n % 53 53.0 28 28.0 18 18.0 1 30 30.0 29 29.0 40 40.0 43 43.0 27 27.0 26 83 25 83.0 25.0 8 13 8.0 13.0 9 60 Toplam n % 1.0 100 100.0 1 1.0 100 100.0 26.0 4 4.0 100 100.0 9.0 60.0 2 2.0 100 100 100.0 100.0 Tablo 53 incelendiğinde; velilerin 53’ü (%53.0) çocuklarının ödevlerine yardımcı olduğunu, 28’i (%28.0) kısmen yardımcı olduğunu, 18’i ise (%18.0) yardımcı olmadığını belirtmiştir. Araştırmaya katılan 100 veliden 1’i (%1.0) bu soruyu yanıtlamamıştır. Velilerin 30’u (%30.0) diğer velilerle iletişim kurduğunu, 29’u (%29.0) kısmen iletişim kurduğunu, 40’ı (%40.0) ise iletişim kurmadığını ifade etmiştir. Araştırmaya katılan 100 veliden 1’i (%1.0) bu soruyu yanıtlamamıştır. 82 Velilerin 43’ü (%43.0) sınıf öğretmeni ve diğer velileri çocuklarının engel durumu hakkında bilgilendirdiklerini, 27’si (%27.0) kısmen bilgilendirdiğini 26’sı ise (%26.0) bilgilendirmediğini belirtmiştir. Araştırmaya katılan 100 veliden 4’ü (%4.0) bu soruyu yanıtlamamıştır. Velilerin 83’ü (%83.0) veli toplantılarına katıldığını, 8’i ise (%8.0) kısmen katıldığını, 9’u (%9.0) ise katılmadığını ifade etmiştir. Velilere BEP toplantılarına katılıp katılmadıkları sorulduğunda; 25’i (%25.0) katıldığını, 13’ü (%13.0) kısmen katıldığını, 60’ı (61.0) ise katılmadığını belirtmiştir. Araştırmaya katılan 100 veliden 2’si (%2.0) bu soruyu yanıtlamamıştır. Kaynaştırma öğrencisi velisinin, sınıf öğretmeni ve diğer velileri çocuğunun engel durumu hakkında bilgilendirmeme nedenleriyle ilgili görüşleri Tablo 54’te sunulmuştur. Tablo 53. Kaynaştırma Öğrencisi Velisinin, Sınıf Öğretmeni ve Diğer Velileri Çocuğunun Engel Durumu Hakkında Bilgilendirmeme Nedenleriyle İlgili Görüşleri Velinin çocuğunun engel durumunu kabul etmemesi (4) Kaynaştırma öğrencisinin velisi ile ilgili sıkıntılar Çocuğunun dışlanmasından korkması (3) Bilgilendirecek zaman bulamama (2) Velinin rahatsızlığının olması (1) Velinin bu konudaki bilgisizliği (1) “Çocuğum dışlanmasın diye.” (V11) “Ne anlatacağımı bilmiyorum.” (V54) “Çocuğumun bir şeyi yok ki diğer çocuklar gibi.”(V87) Diğer veliler ile ilgili sıkıntılar Diğer velilerin aldırış etmemesinden yakınma (1) “Sayın öğretmenim herkese dert anlatmak o kadar zor ki herkes senden dertli” (V66) Tablo 54 incelendiğinde; velilerin sınıf öğretmeni ve diğer velileri çocuğunun engel durumu hakkında bilgilendirmeme nedenleri kendileriyle ve diğer velilerle ilgili sıkıntılar olmak üzere 2’ye ayrılmıştır. Kendileriyle ilgili sıkıntılar, çocuğunun engel durumunu kabul etmemesi (f=4), çocuğunun dışlanmasından korkması (f=3), diğer velileri bilgilendirecek zaman bulamama (f=2), velinin bu konuda bilgisinin olmaması 83 (f=1), ve rahatsızlığının olmasıdır (f=1). Diğer velilerle ilgili sıkıntılar ise, aldırış etmemelerinden dolayı (f=1) bilgilendirmemektedirler. 4.3.2. Kaynaştırmaya İlişkin Tutum Ölçeği’nden Elde Edilen Bulgular Bu bölümde velilerin Kaynaştırmaya İlişkin Tutum Ölçeği’nden aldıkları puanların; velilerin başka engelli çocuğu olma, çocuklarının aldıkları kaynaştırma eğitiminden memnun olma durumlarına göre dağılımlarına yer verilmiştir. 4.3.2.1. Velilerin Başka Engelli Çocuğu Olma Durumları ile Kaynaştırmaya İlişkin Tutum Ölçeği Puanlarının Karşılaştırması Velilerin başka engelli çocuğu olma durumları ile tutum puanları arasında anlamlı bir farkın olup olmadığını belirlemek amacıyla Mann Whitney U-testi yapılmıştır. Bu analizden elde edilen sonuçlar Tablo 55’te sunulmuştur. Tablo 54. Velilerin Başka Engelli Çocuğu Olma Durumlarına Göre Kaynaştırmaya İlişkin Tutumlarının U-Testi Sonuçları Alt Ölçekler Davranış Duygusal Bilişsel Velilerin Başka Engelli Çocuğu Olma Durumları Evet Hayır Evet Hayır Evet Hayır N Sıra Ortalaması Sıra Toplamı 12 88 12 88 12 88 40.63 51.85 39.63 51.98 31.46 53.10 487.50 4562.50 475.50 4574.50 377.50 4672.50 U p 409.5 .208 397.5 .165 299.5 .014 Tablo 55’te de görüldüğü gibi, velilerin başka engelli çocuğa sahip olma durumları ile kaynaştırmaya ilişkin davranış [U=409.5, p>0.05] ve duygusal [U=397.5, p>0.05] alt ölçek puanları açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır. Velilerin başka engelli çocuğu olma değişkenine göre bilişsel boyut alt ölçeğine ilişkin tutumları arasında istatistiksel olarak [U=299.5, p<0.05] anlamlı bir farklılık bulunmaktadır. Sıra ortalamalarına göre, başka engelli çocuğa sahip olan velilerin tutumu, diğer velilerin tutumuna göre daha düşüktür. 84 4.3.2.2. Velilerin Çocuklarının Aldıkları Kaynaştırma Eğitiminden Memnun Olma Durumları ile Kaynaştırmaya İlişkin Tutum Ölçeği Puanlarının Karşılaştırması Velilerin çocuklarının aldıkları kaynaştırma eğitiminden memnun olma durumları ile tutum puanları arasında anlamlı bir farkın olup olmadığını belirlemek amacıyla Kruskal Wallis Testi yapılmıştır. Bu analizden elde edilen sonuçlar Tablo 56’da sunulmuştur. Tablo 55. Velilerin Çocuklarının Aldıkları Kaynaştırma Eğitiminden Memnun Olma Durumlarına Göre Kaynaştırmaya İlişkin Tutum Puanlarının Karşılaştırılması, Kruskal Wallis Testi Analizi Sonuçları Alt Ölçekler Davranış Duygusal Bilişsel Eğitimden Memnun Olma N Evet Kısmen Hayır Evet Kısmen Hayır Evet Kısmen Hayır 61 26 11 61 26 11 61 26 11 Sıra Ortala ması 53.48 47.21 32.82 57.27 38.71 31.91 55.22 41.73 36.14 sd X2 p 2 5.171 .075 2 12.605 .002 Evet>Kısmen 2 6.975 .031 Evet>Kısmen Anlamlı Fark Tablo 56 incelendiğinde; velilerin çocuklarının eğitiminden memnun olma durumlarına göre tutumları duygusal [X2(2)=12.605, p<0.05] ve bilişsel [X2(2)=6.975, p<0.05] alt ölçeklerinde anlamlı farklılık olduğu görülürken; davranış alt ölçeğinde [X2(2)=5.171, p>0.05] anlamlı bir farklılık göstermemiştir. Duygusal ve bilişsel alt ölçeklerinde gruplar arası faklılaşmanın hangi grupların lehine olduğuna bakıldığında; her iki grupta da farklılaşmanın “evet” ile “kısmen” cevabını verenler arasında “evet” diyenlerin lehine olduğu görülmüştür. 4.4. Öğretmen, Normal Gelişim Gösteren Öğrenci ve Engelli Öğrenci Velilerinin Kaynaştırmaya Yönelik Tutumlarına İlişkin Bulgular Öğretmen, normal gelişim gösteren öğrenci ve engelli öğrenci velilerinin kaynaştırmaya yönelik tutum puanları sonuçları Tablo 57’de sunulmuştur. 85 Tablo 56. Öğretmen, Normal Gelişim Gösteren Öğrenci ve Engelli Öğrenci Velilerinin Kaynaştırmaya Yönelik Tutum Puanları Ölçekler N X SS KİGÖ 80 58.64 10.11 Etkinlik Tercih Formu 2427 44.42 11.54 Davranış 100 33.86 7.17 Duygusal 100 28.44 5.20 Bilişsel 100 6.14 2.34 Veli Tutum Ölçeği Tablo 57 incelendiğinde; öğretmenlerin KİGÖ’den aldıkları puanların aritmetik ortalaması 58.64’tür. Elde edilen bu veri doğrultusunda, öğretmenlerin kaynaştırma eğitimine yönelik tutumlarının ölçekten alınabilecek en düşük puan 20 en yüksek puanın 100 olduğu düşünüldüğünde orta düzeyde olduğu söylenebilir. Normal gelişim gösteren öğrencilerin zihinsel engelli akranlarına yönelik tutumları Etkinlik Tercih Formundan alınabilecek en düşük puan olan 15 ve en yüksek puan olan 60 ile karşılaştırıldığında öğrencilerin 44.42 ortalama ile engelli akranlarına yönelik olumlu bir tutuma sahip oldukları söylenebilir. Tablo 57’de görüldüğü gibi, velilerin kaynaştırma eğitimine yönelik tutum puan ortalamaları davranış boyutunda alınabilecek en düşük puan olan 11 ve en yüksek puan olan 55 ile karşılaştırıldığında velilerin 33.86 ortalama ile olumlu bir tutuma sahip oldukları söylenebilir. Benzer şeklide velilerin kaynaştırma eğitimine yönelik tutum puan ortalamaları duygusal boyutunda alınabilecek en düşük puan olan 8 ve en yüksek puan olan 40 ile karşılaştırıldığında velilerin 28.44 ortalama ile olumlu bir tutuma sahip oldukları görülmektedir. Velilerin kaynaştırma eğitimine yönelik tutum puan ortalamaları bilişsel boyutunda alınabilecek en düşük puan olan 2 ve en yüksek puan olan 10 ile karşılaştırıldığında da velilerin 6.14 ortalama ile olumlu bir tutuma sahip oldukları söylenebilir. 86 BÖLÜM V TARTIŞMA VE YORUM Bu araştırmanın genel amacı; öğretmen, normal gelişim gösteren öğrenci ve engelli öğrenci velilerinin kaynaştırmaya yönelik tutumlarını belirlemektir. Araştırmada kaynaştırmaya yönelik tutumları ölçen ölçekler ve her üç gruptan da bilgi elde edilmesini sağlayan bilgi formları kullanılmıştır. Tutumları etkileyen değişkenler belirlenerek, aralarındaki ilişkiye bakılmıştır. 5.1. Öğretmenlerden Elde Edilen Bulgular Doğrultusunda Tartışma ve Yorum Araştırmaya katılan öğretmenlerin 42’sinin (%60.9) sınıfında 1 kaynaştırma öğrencisi, 27’sinin (%39.1) sınıfında ise 2 ve üzeri kaynaştırma öğrencisi bulunmaktadır. Sınıf mevcutları ise genellikle 20-50 kişi arasındadır. Katılımcıların % 67.1’inin kaynaştırma eğitiminde sınıfa kaç kaynaştırma öğrencisi kabul edileceğini bildiği, % 32.9’unun ise bilmediği ortaya çıkmıştır. Bilen’in (2007) yaptığı çalışmaya göre, öğretmenlerin büyük çoğunluğu sınıflarında bulunan özel gereksinimli bireylerin sayısının 2-3 kişi olduğunu ve bu sayının kaynaştırma eğitimi için uygun olmadığını belirtmiştir. Bu bulgu, araştırmanın sonucu ile kısmen paralellik göstermektedir. Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’ne göre, bir kaynaştırma öğrencisinin bulunduğu sınıfta, mevcut öğrencisi sayısı 20’yi geçmeyecek şekilde düzenlenmelidir. Araştırmanın bulgularıyla yasal düzenlemeler tezatlık göstermektedir. Aydın ve Şahin’in (2002) yaptığı çalışmada, kaynaştırma sınıflarının mevcudunun çok fazla olduğu ortaya çıkmıştır. Eğitimciler ve aday öğretmenlerle yapılan başka çalışmalarda, engelli bir çocuğun kaynaştırıldığı sınıftaki çocuk sayısının azaltılması ve öğretmene ihtiyaç duyduğu zamanda yardımcı bir personelin sağlanması gerektiği sonucuna varılmıştır (Metin ve Çakmak-Güleç, 1999; İzci, 2005). Ayrıca Bal ve Avcı da (1999) kaynaştırma öğrencisin dahil edileceği sınıftaki çocuk sayısı ile ilgili planlamaların özenle yapılması gerektiğini vurgulamışlardır. Bu araştırmaya katılan öğretmenlerin %67.1’i özel eğitim ile ilgili eğitim almış olup, %32.9’u ise eğitim almamıştır. Öğretmenlerin tamamına yakını Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği Hakkında tam olarak bilgi sahibi olmadığını belirtmiştir. 87 Ayrıca öğretmenlerin hemen hemen hepsi kaynaştırma eğitimi hakkında kısmen bilgi sahibi olduğunu belirtmiştir. Bu sonuçlara genel olarak bakıldığında öğretmenlerin çoğunun, özel eğitim ile ilgili eğitim almış olmalarına rağmen, özel eğitim ve kaynaştırma eğitimi hakkında çok fazla bilgi sahibi olmadıkları söylenebilir. Kargın, Acarlar ve Sucuoğlu’nun (basımda) yaptığı bir araştırmada, öğretmenlerin büyük çoğunluğunun (%81.6) kaynaştırma konusunda eğitim almadıkları sonucu ortaya çıkmıştır (Akt. Sucuoğlu & Kargın, 2006). Bu çalışmada elde edilen bulguların aksine, Battal’ın (2007) yaptığı araştırmada, sınıf öğretmenlerinin genel olarak kaynaştırma eğitimine ilişkin ilkeleri bildiği sonucuna ulaşmıştır. Yapılan başka bir araştırmada ise, öğretmenlerin büyük çoğunluğu kaynaştırmayla ilgili eğitim almadıklarını, eğitim alanlar ise süre ve içerik açısından yeterli olmayan kurslara katıldıklarını belirtmişlerdir (Bilen, 2007). Sınıf öğretmeninin nasıl bir program hazırlaması gerektiğini bilmesi, bu programı uygulaması ve eğitim ortamına uyarlaması, kaynaştırmayla ilgili bilgi ve beceri sahibi olmalarını gerektirir. Kaynaştırma hakkında bilgi ve beceri sahibi olma, bu uygulamanın başarılı bir şekilde yürütülmesini sağlayan en önemli faktörlerden biridir. Öğretmenler bilgi yetersizliklerini sırasıyla, özel eğitimle ilgili verilen eğitimin ve hizmet içi eğitimin yetersiz olduğunu, kaynak sıkıntısı yaşadıklarını, yeterli deneyimlerinin olmadığını, sınıf öğretmenlerinin özel eğitim alanında yeterli olmadıklarını, kaynaştırma eğitimine yeterli zaman ayıramadıklarını ve özel eğitimin başlı başına bir konu olduğunu belirtmişlerdir. Babaoğlan ve Yılmaz’ın (2010) araştırma sonucuna göre, araştırmaya katılan sınıf öğretmenlerinin hepsi aldıkları üniversite eğitiminin eksik olduğunu düşünmektedirler. Öğretmenlerin büyük çoğunluğu (%63.8) bugüne kadar engelli çocuklarla çalışmış olup, çalışan öğretmenlerin %44.7’sinin daha önceden kaynaştırma eğitimi verdiği sonucuna varılmıştır. Ayrıca, daha önceden kaynaştırma eğitimi veren öğretmenlerin tamamına yakınının, 1 yıl ve üzeri eğitim verdiği görülmüştür. Çalışmadan elde edilen bu bulguyla zıt olarak, yapılan bazı çalışmalarda eğitimcilerin büyük çoğunluğunun engelli bir bireyle deneyiminin olmadığı sonucuna varılmıştır (Metin&Çakmak-Güleç’in, 1999; Temel, 2000; İmrak, 2009). Özel eğitim deneyimine sahip olan öğretmenlerin tutumu, deneyimi olmayan öğretmenlere göre daha olumludur (Stoler, 1992; Jobe, Rust ve Brissie, 1996). 88 Öğretmenlerin çoğu, kaynaştırma öğrencilerinin bireysel özellikleri ve engel türü hakkında tam olarak bilgi sahibi olmadıklarını belirtmiştir. Bu bulguya paralel olarak, Metin ve Çakmak-Güleç’in (1999) yaptığı araştırmaya katılan eğitimcilerin %80’i engelli çocuklarla ilgili bilgi almadıklarını, bilgi alan eğitimcilerin ise büyük çoğunluğu (%81.8) aldıkları eğitimi yetersiz olduğunu dile getirmişlerdir. Oysaki öğretmenlere kaynaştırma uygulaması öncesinde ve sırasında engel türleri ve özellikleri hakkında bilgi verme, öğretmenlerin neyle karşılaşacaklarını bilmelerine yardımcı olacaktır (Batu-Kırcaali-İftar, 2006). Bu bulgularla benzer olarak Nizamoğlu’nun (2006) yaptığı çalışmada da, öğretmenlere özel gereksinimli bireylerin engel türü ve özellikleri hakkında bilgi verilmemiş; öğretmenler bu öğrencileri dönem içerisinde fark etmişler ve hazırlık yapmak için dönem ortasını seçmişlerdir. Yapılması gereken bilgilendirme çalışması, öğretmenin kaynaştırma öğrencisini kabullenmesini kolaylaştıracak ve bu öğrenciyle ilgili hazırlıkları tamamlamasına yardım edecektir. Öğretmenlerden, kaynaştırma öğrencileri sınıfa gelmeden önce yaptıkları etkinlikleri sıralamaları istendiğinde, birinci sırada rehber öğretmenle görüştüklerini, ikinci olarak engelli öğrencinin ailesi ile görüştüklerini, üçüncü olarak öğrencilere açıklama yaptıklarını, dördüncü olarak diğer öğrencilerin aileleriyle görüştüklerini ve beşinci olarak da hiçbir şey yapmadıklarını belirtmişlerdir. Temel (2000), öğretmenlerin Özel Eğitim dersi alma durumuna göre görüşlerini belirlemiştir ve bu dersi almayan öğretmenlerin kaynaştırma öncesi hazırlıklarla ilgili bilgi sahibi olmadıkları sonucuna ulaşmıştır. Araştırmaya katılan öğretmenlerin çoğu, kaynaştırma öğrencisinin eğitsel gereksinimlerini ve düzeyini kısmen belirlediklerini belirtmişlerdir. Öğretmenler kaynaştırma öğrencisinin eğitsel gereksinimini ve düzeyini , danışma yoluyla (çocuğun gittiği özel eğitim kurumundaki uzmana danışarak, rehber öğretmene danışarak ve aileye danışarak), materyal yardımıyla (sorularla, testlerle, performans değerlendirme çizelgesiyle, her dersten ne bildiğini ölçerek, yönetmelik yardımıyla, programdaki ilerlemesine bakarak, çocuğun rapordaki seviyesine bakarak), gözlemle, konuşma yoluyla ve çocuğun bireysel özelliklerine göre belirlediklerini belirtmişlerdir. Kaynaştırma ortamında, özel gereksinimli öğrencilerin ihtiyaçlarının karşılanabilmesi, sınıf ortamında akranlarıyla, kendi hızında öğrenebilmesi oldukça önemlidir. Özel gereksinimli öğrencinin durumunu, bilgi ve beceri düzeyini belirlemek, öğretmenin bu 89 öğrenciyi nerden başlatıp, nereye getirmek istemesine yardımcı olacaktır ve öğretim yılı içerisinde hedefleri daha iyi belirlenmesine olanak sağlayacaktır (Sucuoğlu, 2006). Nizamoğlu’nun (2006) yaptığı çalışmada, öğretmenlerin özel gereksinimli bireyin eğitsel gereksinim ve düzeyini belirlemeye yönelik sınırlı çalışmalar yaptığı ortaya çıkmıştır. Öğretmenler genel olarak gözlem yaptıklarını, Rehberlik Araştırma Merkezi’nin yönlendirmelerini dikkate aldıklarını, ders kitapları topladıklarını, özel kurum öğretmenleri ile birlikte çalıştıklarını, ilgili programları izlediklerini, müfettişlere danıştıklarını, tanıma fişleri kullandıklarını, önceki yıldan kalma fotokopi ve fişler kullandıklarını, internetten araştırdıklarını belirtmişlerdir. Bu bulgular, kısmen de olsa çalışmanın bulgularıyla benzerlik göstermektedir. Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği (2000) ile özel gereksinimli olarak belirlenen her çocuk için hazırlanması yasal bir zorunluluk haline getirilen BEP’leri, öğretmenlerin nasıl hazırladıklarını sıralamaları istendiğinde; öğretmenler birinci sırada kendilerinin hazırladıklarını, ikinci olarak okulun rehber öğretmeninin hazırladığını, üçüncü olarak BEP geliştirme biriminin hazırladığını ve son olarak da öğrencinin devam ettiği özel eğitim kurumunu hazırladığı BEP’leri kullandıklarını ifade etmişlerdir. Daane, Beirne-Smith ve Latham (2001), sınıf öğretmenleri, yöneticiler ve özel eğitim öğretmenleriyle yaptığı çalışmada, her üç grup da BEP’i işbirliği içinde hazırlama ve uygulama konusunda ortak görüş belirtmişlerdir. Sınıf öğretmenlerinin büyük bir kısmı BEP’i bazen uyguladığını belirtmiştir. Ayrıca öğretmenlerin yarısı bazen BEP geliştirme biriminin programın izlenmesi ve değerlendirilmesi için toplantı yaptıklarını, %39’u ise hiçbir zaman toplantı yapmadıklarını belirtmiştir. Nizamoğlu’nun (2006) yaptığı çalışma, bu bulguyla benzerlik göstermektedir. Sınıf öğretmenleri BEP’i yeterince uygulamadıklarını belirtmişlerdir. Çuhadar’ın (2006) yaptığı çalışmada, BEP geliştirme birimi bulunmayan ve BEP hazırlanmayan okullarda, kaynaştırma eğitimi ve BEP ile ilgili çalışmaların gereği gibi yapılmadığı ortaya çıkmaktadır. Ayrıca araştırmaya katılanlar, BEP hazırlanması ve uygulanmasının zaman gerektirdiğinden, uygulanmasının mümkün olmadığı hususuna ağırlıkla katılmadıklarını belirtmişlerdir. Öğretmenlerin çoğunluğu, kaynaştırma öğrencileri için kısmen farklı araç-gereç kullandıklarını ifade etmiştir. Dev ve Belfiore’in (1996) yaptığı çalışmada, 90 öğretmenlerin kullanılması hepsi engelli gerektirdiğini öğrencilerin belirtmişlerdir. eğitiminde materyal kullanırken, kaynaştırılmasında Güzel-Özmen farklı (2005), araç-gereç kaynaştırma öğrencinin yetersizlikten etkilenme durumuna, öğrenme özelliklerine ve performansına göre materyal hazırlanması gerektiğini belirtmiştir. Araştırmaya katılan sınıf öğretmenlerinin tamamına yakını, kaynaştırma öğrencisini yalnızca öğretimsel açıdan değil, diğer konularda da geliştirmek için çaba gösterdiğini belirtmiştir. Metin ve Çakmak-Güleç (1999) yaptığı çalışma sonucuna göre eğitimciler, kaynaştırma programlarının genel olarak kendi yaptıkları çalışmalara ek olarak materyal, bilgi gereksinimi ve danışma verme gibi yükler ekleyeceğini belirtmişlerdir. Bu sonuç, çalışmadan elde edilen bulguyla tezatlık göstermektedir. Öğretmenlerin çoğunluğu, kaynaştırma öğrencisinin sınıfta kabulünü sağlamak için uygulamalar yaptığını belirtmiştir. Öğretmenler, kaynaştırma öğrencisinin diğer öğrenciler tarafından kabulünü sağlamak için; kaynaştırma öğrencisine sorumluluk verme, oyunlara katma, derste yapabileceği etkinlik verme ve grup etkinliklerine katma gibi uygulamalar yapmaktadır. Diğer öğrencilere ise; kaynaştırma öğrencisinin engeli hakkında açıklama yapma, empati kurdurma, drama ile çocuğun durumunu anlatma, kaynaştırma öğrencisi ile beraber oturtma ve yardım ettirme ve kaynaştırma öğrencisi ile arkadaş olmalarını sağlama gibi uygulamalar yaptırmaktadır. Öğretmenler, diğer öğrencilerin kaynaştırma öğrencisini kabul etmeleri için kaynaştırma öğrencisine pekiştireç kullanma ve düşük not vermeme, diğer çocuklara kendi davranışlarıyla örnek olma gibi uygulamalar yapmaktadırlar. Sucuoğlu ve Kargın (2006), özel gereksinimli bireyin sosyal kabulünün arttırılması için, özel gereksinimli bireye sınıf işleyişinin ve kurallarının öğretilmesi, akademik becerilerinin desteklenmesi, sosyal becerilerin öğretilmesi gibi konuların gereğini vurgulamışlardır. Ayrıca akranların sosyal kabulünü arttırmak için, akranlara bireysel farklılıklar hakkında bilgi verme, benzeşim etkinlikleri planlama ve sınıfa engelli konuklar davet etme gibi çalışmaların yapılması gerekmektedir. Nizamoğlu’nun (2006) sınıf öğretmenleri ile yaptığı çalışmada, katılımcılar sınıftaki diğer öğrencileri, kaynaştırma öğrencisi sınıfta yokken bilgilendirdiklerini belirtmişlerdir. Öğretmenlerin çoğunluğu, kaynaştırma öğrencisinin velisi ile işbirliği yaptığını 91 belirmiştir. Çalışmanın bu bulgusunun aksine, Bilen’in (2007) çalışmasında, katılımcıların büyük çoğunluğu aile ile işbirliğinin yeterli düzeyde olmadığını, bunun nedeni olarak ise; ailenin ilgisiz olduğunu belirtmişlerdir. Metin (1999), kaynaştırma uygulamalarında ortaya çıkabilecek güçlüklerle baş edebilmek ve programın başarıya ulaşması için eğitimcilerle ailelerin birbirini sürekli desteklemeleri gerektiğini vurgulamıştır. Temel’in (2000) araştırmasında yer alan öğretmenler, engelli çocuğun ailesinin kaynaştırma eğitimine katılması ve ailelerin, engelli çocuğun eğitiminde karar verme, eğitim ve değerlendirme süreçlerinde sorumluluğa sahip olması gerektiği görüşünü benimsemişlerdir. Bu çalışmanın bulgularıyla paralel olarak başka bir çalışmada, eğitimciler, aile ile öğretmen arasında çok iyi bir iletişim kurulmalı görüşünü savunmuşlardır (Metin ve Çakmak-Güleç, 1999). Ayrıca Nizamoğlu’nun (2006) yaptığı çalışmada, sınıf öğretmenleri ailelerle belirlenen zamanlarda görüşme yaptıklarını, görüşmeler sonunda aileye görevler verdiklerini, öğrencinin gelişimini birlikte takip ettiklerini ve öğrencinin ders takibinde ailenin yardımcı olduğunu belirmişlerdir. Araştırmaya katılan öğretmenlerin yarısı, engelli çocuğun kısmen de olsa sınıf düzenini bozduğunu belirtmiştir. Ayrıca %30.3’ü kaynaştırma öğrencilerinin sınıflarından alınmasını istediklerini belirtmişlerdir. Daane, Beirne-Smith ve Latham (2001), yaptığı çalışmaya göre, idareciler, sınıf öğretmenleri ve özel eğitim öğretmenleri, sınıf öğretmenlerinin engelli öğrencilerle başa çıkma konusunda beceri sahibi olmadıklarını ve bu konuda eğitilmeleri gerektiklerini dile getirmişlerdir. Ayrıca Dev ve, Belfiore (1996) yaptığı çalışmada sınıf öğretmenlerinin tamamına yakını, engelli öğrencilerin normal eğitim ortamlarına kaynaştırılmasında, öğretmenlerin daha fazla sabıra ihtiyaç duyduklarını belirtmişlerdir. Bu bulgulardan yola çıkılarak, öğretmenlerin engelli öğrencilerin normal eğitim sınıflarında kaynaştırılmasında güçlük yaşadıkları sonucuna varılabilir. Bu durumun önüne geçmek için, aday öğretmenlere her tür öğrenciyle başa çıkabilmek için eğitim verilmeli ve uygulama yapmaları konusunda fırsat sağlanmalıdır. Sınıf öğretmenlerinin tutumlarını etkileyen faktörler incelendiğinde; Araştırmaya katılan sınıf öğretmenlerinin cinsiyetleri ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında anlamlı bir farklılık çıkmamıştır. Bu bulgu, yapılan bazı 92 araştırmaların sonuçlarıyla örtüşmektedir (Avramidis, Bayliss ve Burden, 2000; Bilen, 2007). Jobe ve ark. (1996) yaptıkları araştırmada, erkek öğretmenlerin tutumu bayan öğretmenlerin tutumundan daha olumlu bulunmuştur. Sınıf öğretmenlerinin yaşları ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık çıkmıştır. “41-45 yaş” arasındaki öğretmenlerin tutumu, “26-30”, “36-40” ve “51-55” arasındaki yaşlara göre daha olumlu çıkmıştır. Bu bulgu, yapılan diğer araştırmalarla da benzerlik göstermektedir (Bilen, 2007; Özdemir, 2008). Bu sonuç, öğretmenin yaşının kaynaştırmaya yönelik tutumu etkileyen bir değişken olduğu şeklinde yorumlanabilir. Araştırmadan elde edilen diğer bir bulgu ise; sınıf öğretmenlerinin kıdemleri ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında anlamlı bir farkın olmamasıdır. Yapılan çalışmalar, bu bulguyu destekler niteliktedir (Jobe ve Ark., 1996; Temel, 2000; Dupoux ve Ark., 2005; Bilen, 2007; Özdemir, 2008). Elde edilen bu bulgudan yola çıkarak; mesleğe yeni başlayan öğretmenler ile yıllardır çalışan öğretmenlerin tutumları arasında bir farklılık çıkmamıştır. Bu sonuca zıt olarak, İmrak’ın (2009) yaptığı çalışmada, 16 yıl ve üzeri kıdeme sahip öğretmenlerin tutumu diğer gruplara göre anlamlı farklılık göstermiştir. Sınıf öğretmenliği bölümünden mezun olan öğretmenlerin tutumu, diğer bölümlerden mezun olup formasyon alarak sınıf öğretmenliği yapan öğretmenlerin tutumuna göre daha olumlu çıkmıştır. Bilen (2007), yaptığı araştırmada aynı sonuca ulaşmıştır. Lisans programlarında, öğretmenlik eğitimiyle ilgili alınan derslerin yoğunluğu ve uygulamaya olanak sağlaması, öğretmenlik mesleğinin gerektirdiği becerilerin kazanılmasına fırsat sağlamaktadır. Bu da öğretmenlik mesleğindeki uygulamalara karşı daha fazla sabır ve olumlu tutum göstermeye yardımcı olmaktadır şeklinde yorumlanabilir. Sınıf öğretmenlerinin sınıflarındaki kaynaştırma öğrencisi sayıları ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında anlamlı bir farklılık çıkmamıştır. Kaynaştırma eğitimine yönelik olumsuz olan tutumların nedeni, sınıf mevcutlarının kalabalık olmasından dolayı olabilir. İmrak’ın (2009) çalışmasında, kaynaştırma eğitimine yönelik öğretmen tutumları duygusal boyut alt ölçeğinde, sınıfında 25 ve üzeri çocuk 93 bulunan öğretmenler lehine anlamlı farklılıklar çıkmıştır. Mandel ve Strain (1978), sınıf mevcudu 25-27 öğrenci arasında olan öğretmenlerin görüşlerinin, daha kalabalık sınıf mevcudu olan öğretmenlerin görüşlerine göre daha olumlu olduğunu bulmuştur (Akt. Bilen, 2007). Yapılan diğer çalışmalarda, ilköğretim sınıf öğretmenlerinin kaynaştırmaya yönelik tutumlarının sınıflardaki ortalama öğrenci sayısına göre bir değişiklik göstermediği sonucuna ulaşılmıştır (Bilen, 2007; Özdemir, 2008). Bu bulgular da, araştırmadan elde edilen sonuçla paralellik göstermektedir. Sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma eğitimi hakkında yeterli bilgiye sahip olma durumları ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında anlamlı bir farklılık çıkmıştır. Kaynaştırma eğitimi hakkında yeterli bilgiye sahip olan öğretmenlerin tutumu, olmayanlara göre daha olumlu çıkmıştır. Özdemir (2003), yaptığı çalışmada, özel eğitim ile ilgili eğitim alan sınıf öğretmenlerinin, bu konuda eğitim almayan sınıf öğretmenlerine göre daha olumlu tutum içerisinde olduğunu belirlemiştir. Orel ve Ark. (2004) yaptıkları araştırmada, kaynaştırma dersi alan öğretmenlerin tutumunun, almayan öğretmenlere göre daha olumlu çıktığını belirlemişlerdir. İmrak’ın (2009) çalışmasında ise, daha önce kaynaştırma eğitimi alanında eğitim alan öğretmenlerin tutumu, davranış boyutu alt ölçeğinde anlamlı farklılık göstermiştir. Öğretmenlerin özel eğitimle ilgili bilgiye sahip olma konusunda diğer bir bulgu ise; sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma öğrencilerinin bireysel özellikleri ve engel türü hakkında bilgi sahibi olma durumları ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında anlamlı bir farklılık olmasıdır. Buradan özel eğitim ve kaynaştırma eğitimi ile ilgili bilgi alan öğretmenlerin, kaynaştırma eğitimine daha olumlu baktığını söyleyebiliriz. Sınıf öğretmenlerinin BEP’i uygulama durumları ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında anlamlı bir farklılık çıkmıştır. Her zaman BEP uygulayan öğretmenlerin tutumu, uygulamayanlara ve kısmen uygulayanlara göre daha olumlu çıkmıştır. Ayrıca, sınıf öğretmenlerinin BEP biriminin düzenli toplantı yapma durumlarına ilişkin görüşleri ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında da anlamlı bir farklılık çıkmıştır. Her zaman ve bazen BEP toplantısı yapan öğretmenlerin tutumu, hiçbir zaman yapmayan öğretmenlere göre daha olumlu çıkmıştır. Öğretmen kaynaştırma eğitimine karşı olumlu bir tutum içerisinde ise, kaynaştırma eğitiminin başarıya ulaşmasında bir etken olan BEP hazırlama, uygulama ve izleme çalışmalarını 94 yerine getirecektir. Ersoy ve Avcı (2001), ülkemizde BEP’in sistemli, bir şekilde uygulanmadığını belirtmişlerdir. Sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma öğrencilerinin sınıfın düzenini bozma durumları ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında anlamlı bir farklılık çıkmıştır. Kaynaştırma öğrencilerinin sınıflarından alınmasını isteyen öğretmenlerin tutumu, istemeyen öğretmenlerin tutumuna göre daha olumsuz çıkmıştır. Özdemir (2008) yaptığı araştırmada, özel eğitim ile ilgili herhangi bir eğitim almayan sınıf öğretmenlerinin, eğitim alanlara göre kaynaştırma öğrencilerinin sınıf disiplinini bozduğu ve diğer öğrenciler üzerinde olumsuz etki yarattığı düşüncesinde olup, kaynaştırma öğrencilerinin normal sınıf yerine özel sınıflarda eğitim almaları gerektiği düşüncesinde oldukları sonuçlarına ulaşmıştır. Ayrıca, kaynaştırma öğrencilerinin sınıf disiplinini bozduğu ve diğer öğrenciler üzerinde olumsuz etki yarattığı düşüncesi; kaynaştırma öğrencisi okutmuş sınıf öğretmenlerinde okutmamış öğretmenlere göre daha fazla olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Daane, Beirne-Smith ve Latham (2001), yaptığı çalışmaya göre, sınıf öğretmenleri ve özel eğitim öğretmenleri engelli öğrencilerin normal sınıflara konduklarında sınıf idaresinin zorlaştığını belirtmekte, idareciler ise bunun böyle olmadığını düşünmektedirler. Bilgi ve daha önceden engelli öğrenci ile çalışma deneyimi eksikliğinin, öğretmenin tutumunu olumsuz şekilde etkilediği söylenebilir. Bunun yanı sıra, problem davranışların sadece engelli çocuklara özgü olmadığını, diğer çocuklarda da böyle davranışlar görülebileceği bilinmektedir. Buna bağlı olarak öğretmenlerde oluşan kaynaştırmaya yönelik olumsuz tutumların nedeni olarak, öğretmenlerin sınıf yönetimi konusunda bilgi ve becerilerinin eksikliği gösterilebilir. Sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma eğitiminin gerekli bir uygulama olduğuna ilişkin görüşleri ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında anlamlı bir farklılık çıkmıştır. Kaynaştırma eğitimini gerekli bulan öğretmenlerin tutumu, diğer öğretmenlere göre daha yüksek çıkmıştır. Daane, Beirne-Smith ve Latham (2001), yaptığı çalışmaya göre, idareciler, sınıf öğretmenleri ve özel eğitim öğretmenleri, engelli öğrencilerin normal sınıflarda eğitim almaya hakkı olduğu konusunda olumlu yönde ortak görüş belirtmekle beraber; üç grup da kaynaştırma eğitiminde bu öğrencilerin etkili bir eğitim alamadıklarını düşünmektedir. 95 5.2. Öğrencilerden Elde Edilen Bulgular Doğrultusunda Tartışma ve Yorum Normal gelişim gösteren öğrencilerin HODZE yaşıtlarına yönelik tutumları cinsiyete göre incelendiğinde; Etkinlik tercih Formu’ndan elde edilen bulgulara göre, kız ve erkek öğrencilerin tutum puanlarının birbirinden farklı olduğu ve bu farkın kızlar lehine anlamlı olduğu belirlenmiştir. Sucuoğlu ve Kargın (2006), kız çocukların engelli akranlarına karşı daha olumlu tutum gösterdiğini belirtmişlerdir. Manetti, Schneider ve Siperstein (2001), Ercan ve Haktanır (2001) ve Campbell, Ferguson, Herzinger, Jackson ve Marino’nun (2004) yaptığı çalışmalarda da benzer sonuç elde edilmiştir. Slininger (1993); Ondrej, Sarah, Martin, Iva, Zbynek ve Julie (2006); Çifci’nin (1997) yaptığı çalışmalarda, normal öğrencilerin engelli öğrencilerin kaynaştırılmasına yönelik tutumlarına bakıldığında, cinsiyetin tutum üzerinde bir etkisinin olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu bulgular, elde edilen sonuçla tezatlık göstermektedir. Normal gelişim gösteren öğrencilerin HODZE yaşıtlarına yönelik tutumları sınıf düzeylerine göre incelendiğinde; Etkinlik ercih Formu’ndan elde edilen bulgulara göre 3., 4. ve 5. sınıf öğrencilerinin tutum puanları ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında anlamlı bir farklılık çıkmamıştır. Ercan ve Haktanır (2001) ve Sucuoğlu ve Kargın (2006), çocukların yaşlarının artmasıyla tutumlarının da değiştiğini, yaşı büyük olan çocukların engelli akranlarına karşın küçük çocuklardan daha olumsuz tutum sergilediğini belirtmişlerdir. Buna benzer olarak, Campbell ve arkadaşları (2004) otistik olan bir çocuğa karşı bilgilendirme çalışmasıyla yaşıtlarının tutumunu ölçmüşlerdir. 3. ve 4. sınıftaki çocukların tutumlarında bir değişiklik olmasına karşın, 5. sınıftaki çocuklarda bir değişiklik gözlenmemiştir. Simpson (1980), genel olarak daha büyük yaşta olan öğrencilerin tutumunun, küçük yaştakilere göre daha olumsuz olduğunu belirtmiştir (Akt. Salend, 1998) Normal gelişim gösteren öğrencilerin HODZE yaşıtlarına yönelik tutumları, çevrelerinde engelli birey olma durumlarına göre incelendiğinde; Etkinlik Tercih Formu puanları açısından anlamlı farkın olmadığı ortaya çıkmıştır. Çifci’nin (1997) yaptığı çalışmada, normal öğrencilerin engelli öğrencilerin kaynaştırılmasına yönelik tutumlarına bakıldığında, zihinsel engelli tanıdığı olmanın tutumlar üzerinde bir etkisinin olmadığı sonucuna varılmıştır. 96 5.3. Velilerden Elde Edilen Bulgular Doğrultusunda Tartışma ve Yorum Kaynaştırma öğrencisi velilerinden 12’sinin, birden fazla engelli çocuğu bulunmaktadır. Türkiye özürlüler araştırması (2004) sonuçlarına göre, zihinsel özrün % 22.91’ini genetik kalıtsal bozukluklar oluşturmaktadır. Bir ailede birden fazla engelli çocuğun bulunmasının nedenlerinden biri de genetik bozukluklar olabilir. Araştırmaya katılan kaynaştırma öğrencilerinin tamamına yakını 1 yıl ve üzeri süredir kaynaştırma eğitimi almaktadır. Velilerin çoğunluğu, çocuklarının aldığı kaynaştırma eğitiminden memnun olduğunu belirtmişlerdir. Karamanlı’nın (1998) yaptığı çalışmada, bir yıl ve daha fazla süredir kaynaştırma eğitimine katılan engelli ve normal çocukların velileri, kaynaştırma eğitimine daha olumlu yaklaştıklarını belirtmişlerdir. Bu bulgulardan yola çıkarak kaynaştırma eğitiminde süre arttıkça, tutumun olumlu yönde değiştiği söylenebilir. Çocuklarının aldığı eğitimden memnun olmayan veliler ise, neden olarak öğretmeni, kendi çocuklarını ve kendilerini göstermişlerdir. Öğretmenin öğrenciye karşı ilgisizliği, öğretmenin eğitiminden memnun olmama, öğretmenin veliyi bilgilendirmemesi ve çok sık öğretmen değişimi olması öğretmenle ilgili yaşanan sıkıntılardır. Öğrencide ilerleme olmaması, öğrencinin devamsızlık yapması ve derse karşı ilgisizliği öğrenciyle ilgili yaşanan sıkıntılardır. Velinin kendisini, çocuğuna karşı yetersiz görmesi ise veliyle ilgili sıkıntıdır. Velilerin çoğunluğu, sınıf öğretmeni ile iletişim kurduğunu belirmiştir. Bu bulgu, öğretmenlerden elde edilen bulgu ile tutarlılık göstermektedir. Öğretmenlerin de çoğunluğu veli ile iletişim kurduğunu belirtmişlerdir. Öncül (2003) çalışmasında, annebabaların okulla sürekli iletişim içinde olmasının kaynaştırma uygulamalarındaki başarıyı arttıracağını belirtmiştir. Araştırmaya katılan velilerin çoğunluğu, çocuklarının ödevlerine yardımcı olduğunu belirtmiştir. Metin (1999), çok çeşitli yöntemler kullanarak ailenin eğitim programına katılabileceğini belirtmiştir. Eve ödev verme bunlardan bir tanesidir. Batu (2000), ailenin kaynaştırmaya istekli olmasına bağlı olarak, öğretmenin, aileyi gerek okulda gerekse evde öğrenilenleri pekiştirme konusunda, yardımcı olarak kullanmasının 97 kolaylaşacağını dile getirmiştir. Ailenin, çocuğun eğitimine katılması kaynaştırmanın başarıyla uygulanmasında son derece önemli bir etkendir. Araştırmaya katılan velilerin çoğunluğu diğer velilerle iletişim kurmadığını ifade etmiştir. Ayrıca velilerin çoğunluğu, sınıf öğretmeni ve diğer velileri çocuklarının engel durumu hakkında tam olarak ya da hiç bilgilendirmediklerini belirtmiştir. Velilerin sınıf öğretmeni ve diğer velileri çocuğunun engel durumu hakkında bilgilendirmeme nedenleri kendileriyle ve diğer velilerle ilgili sıkıntılar olmak üzere 2’ye ayrılmıştır. Kendileriyle ilgili sıkıntılar, çocuğunun engel durumunu kabul etmemesi, çocuğunun dışlanmasından korkması, diğer velileri bilgilendirecek zaman bulamama, velinin bu konuda bilgisinin olmaması ve rahatsızlığının olmasıdır. Diğer velilerle ilgili sıkıntılar ise, aldırış etmemeleridir. Sanır (2009), çocuğu kaynaştırma eğitimine devam eden ailelerle yaptığı çalışmada, araştırmaya katılan ailelerin çocuklarının engel türleri hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları sonucuna ulaşmıştır. Sucuoğlu (1996) yaptığı çalışmada, kaynaştırma programları ve özel sınıflara devam eden çocukların anne babalarının katılımlarını karşılaştırmıştır. Araştırma sonucunda, her iki grupta yer alan anne-babaların da özür hakkında bilgi yayma alanlarında katılımlarının yok denecek kadar az olduğu sonucuna ulaşmıştır. Elde edilen bu bulgu, yapılan çalışma sonuçlarıyla örtüşmektedir. Velilerin büyük çoğunluğu veli toplantılarına katıldığını belirtmişlerdir. Velilere BEP toplantılarına katılıp katılmadıkları sorulduğunda; çoğunluğu katılmadığını belirtmiştir. Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’ne göre (2000) ebeveynler BEP toplantılarının doğal üyesidir ve çocuklarının eğitimi ile her türlü gelişmeyi bu toplantılardan takip edebilir. Ama yapılan bu çalışmada sınıf öğretmenlerinin yarısına yakını da BEP biriminin düzenli toplantı yapmadığını belirtmiştir. Öğretmen ve velilerin bu konu hakkındaki görüşleri tutarlılık göstermektedir. BEP’in geliştirilmesiuygulanması-değerlendirilmesi aşamalarında yasalar ailenin katılımını gerekli kılsa da, katılımın oldukça düşük olduğu belirlenmiştir (Yanito, Quintero, Striefel ve Killoran, 1987). Bu da araştırmanın bulgularıyla benzeşmektedir. Eğitimciler, ebeveynlerin BEP toplantılarına aktif katılımlarını sağlamalıdır. Velilerin başka engelli çocuğa sahip olma durumları ile kaynaştırmaya ilişkin bilişsel boyut alt ölçeğine ilişkin tutumları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir 98 farklılık bulunmaktadır. Başka engelli çocuğa sahip olan velilerin tutumu, diğer velilerin tutumuna göre daha düşüktür. Araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda, velilerin, çocuklarının eğitiminden memnun olma durumları ile kaynaştırmaya ilişkin duygusal ve bilişsel alt ölçeklerinden elde edilen tutum puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmaktadır. Bir başka değişle çocuklarının aldığı eğitimden memnun olan velilerin tutumu, eğitimden memnun olmayan velilere göre daha yüksek çıkmıştır. 99 BÖLÜM VI SONUÇLAR VE ÖNERİLER 6.1. Sonuçlar 6.1.1. Öğretmenlerden Elde Edilen Bilgilere İlişkin Sonuçlar 1. Araştırmaya katılan öğretmenlerin büyük çoğunluğunun sınıfında 1 kaynaştırma öğrencisi bulunmaktadır. Sınıf mevcutları ise genellikle 20-50 kişi arasındadır. Katılımcıların % 67.1’inin kaynaştırma eğitiminde sınıfa kaç kaynaştırma öğrencisi kabul edileceğini bildiği, % 32.9’unun ise bilmediği ortaya çıkmıştır. 2. Bu araştırmaya katılan öğretmenlerin %67.1’si özel eğitim ile ilgili eğitim almış olup, %32.9’u ise eğitim almamıştır. Öğretmenlerin tamamına yakını Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği Hakkında tam olarak bilgi sahibi olmadığını belirtmiştir. Ayrıca öğretmenlerin hemen hemen hepsi kaynaştırma eğitimi hakkında kısmen bilgi sahibi olduğunu belirtmiştir. 3. Öğretmenler bilgi yetersizliklerini sırasıyla, özel eğitimle ilgili verilen eğitimin ve hizmet içi eğitimin yetersiz olduğunu, kaynak sıkıntısı yaşadıklarını, yeterli deneyimlerinin olmadığını, sınıf öğretmenlerinin özel eğitim alanında yeterli olmadıklarını, kaynaştırma eğitimine yeterli zaman ayıramadıklarını ve özel eğitimin başlı başına bir konu olduğunu belirtmişlerdir. 4. Öğretmenlerin içinde büyük kısmı (%63.8) bugüne kadar engelli çocuklarla çalışmış olup, çalışan öğretmenlerin %44.7’sinin daha önceden kaynaştırma eğitimi verdiği sonucuna varılmıştır. Ayrıca, daha önceden kaynaştırma eğitimi veren öğretmenlerin tamamına yakınının, 1 yıl ve üzeri eğitim verdiği görülmüştür. 5. Öğretmenlerin çoğu, kaynaştırma öğrencilerinin bireysel özellikleri ve engel türü hakkında tam olarak bilgi sahibi olmadıklarını belirtmiştir. 6. Öğretmenlerden, kaynaştırma öğrencileri sınıfa gelmeden önce yaptıkları etkinlikleri sıralamaları istendiğinde, birinci sırada rehber öğretmenle görüştüklerini, ikinci olarak engelli öğrencinin ailesi ile görüştüklerini, üçüncü olarak öğrencilere açıklama yaptıklarını, dördüncü olarak diğer 100 öğrencilerin aileleriyle görüştüklerini ve beşinci olarak da hiçbir şey yapmadıklarını belirtmişlerdir. 7. Araştırmaya katılan öğretmenlerin çoğu, kaynaştırma öğrencisinin eğitsel gereksinimlerini ve düzeyini kısmen belirlediklerini belirtmişlerdir. Öğretmenler kaynaştırma öğrencisinin eğitsel gereksinimini ve düzeyini, danışma yoluyla (çocuğun gittiği özel eğitim kurumundaki uzmana danışarak, rehber öğretmene danışarak ve aileye danışarak) materyal yardımıyla (sorularla, testlerle, performans değerlendirme çizelgesiyle, her dersten ne bildiğini ölçerek, yönetmelik yardımıyla, programdaki ilerlemesine bakarak, çocuğun rapordaki seviyesine bakarak), gözlemle, konuşma yoluyla ve çocuğun bireysel özelliklerine göre belirlediklerini belirtmişlerdir BEP’leri, öğretmenlerin nasıl hazırladıklarını sıralamaları istendiğinde; öğretmenler birinci sırada kendilerinin hazırladıklarını, ikinci olarak okulun rehber öğretmeninin hazırladığını, üçüncü olarak BEP geliştirme biriminin hazırladığını ve son olarak da öğrencinin devam ettiği özel eğitim kurumunu hazırladığı BEP’leri kullandıklarını ifade etmişlerdir. 8. Sınıf öğretmenlerinin büyük bir kısmı BEP’i bazen uyguladığını belirtmiştir. Ayrıca öğretmenlerin yarısı bazen BEP geliştirme biriminin programın izlenmesi ve değerlendirilmesi için toplantı yaptıklarını, %39’u ise hiçbir zaman toplantı yapmadıklarını belirtmiştir. 9. Öğretmenlerin çoğunluğu, kaynaştırma öğrencileri için kısmen farklı araçgereç kullandıklarını ifade etmiştir. 10. Araştırmaya katılan sınıf öğretmenlerinin tamamına yakını, kaynaştırma öğrencisini yalnızca öğretimsel açıdan değil, diğer konularda da geliştirmek için çaba gösterdiğini belirtmiştir. 11. Öğretmenlerin çoğunluğu, kaynaştırma öğrencisinin sınıfta kabulünü sağlamak için uygulamalar yaptığını belirtmiştir. Öğretmenler, kaynaştırma öğrencisinin diğer öğrenciler tarafından kabulünü sağlamak için; kaynaştırma öğrencisine sorumluluk verme, oyunlara katma, derste yapabileceği etkinlik verme ve grup etkinliklerine katma gibi uygulamalar yapmaktadır. Diğer öğrencilere ise; kaynaştırma öğrencisinin engeli hakkında açıklama yapma, empati kurdurma, drama ile çocuğun durumunu anlatma, kaynaştırma öğrencisi ile beraber oturtma ve yardım ettirme ve kaynaştırma öğrencisi ile arkadaş olmalarını sağlama gibi uygulamalar 101 yaptırmaktadır. Öğretmenler, diğer öğrencilerin kaynaştırma öğrencisini kabul etmeleri için kaynaştırma öğrencisine pekiştireç kullanma ve düşük not vermeme, diğer çocuklara kendi davranışlarıyla örnek olma gibi uygulamalar yapmaktadırlar. 12. Öğretmenlerin çoğunluğu, kaynaştırma öğrencisinin velisi ile işbirliği yaptığını belirmiştir. 13. Öğretmenlerin büyük çoğunluğu, kaynaştırma öğrencisinin gittiği özel eğitim kurumu ile tam olarak işbirliği yapmadıklarını belirtmiştir. 14. Araştırmaya katılan öğretmenlerin yarısı, engelli çocuğun kısmen de olsa sınıf düzenini bozduğunu belirtmiştir. Ayrıca %30.3’ü kaynaştırma öğrencilerinin sınıflarından alınmasını istediklerini belirtmişlerdir. 15. Öğretmenlerin yarısı kaynaştırma eğitiminin gerekli bir uygulama olmadığını belirtmiştir. Sınıf öğretmenlerinin tutumlarını etkileyen faktörler incelendiğinde; 16. Araştırmaya katılan sınıf öğretmenlerinin cinsiyetleri ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında anlamlı bir farklılık çıkmamıştır. 17. Sınıf öğretmenlerinin yaşları ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık çıkmıştır. Gruplar arası faklılaşmanın hangi grupların lehine olduğuna bakıldığında; farklılaşmanın “41-45 yaş” arası” ile “26-30 yaş” arasında, “41-45 yaş” arası” ile “36-40 yaş” arasında, “41-45 yaş” arası” ile “51-55 yaş” arasında ise “41-45 yaşın” lehine olduğu görülmüştür. 18. Araştırmadan elde edilen diğer bir bulgu ise; sınıf öğretmenlerinin kıdemleri ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında anlamlı bir farkın olmamasıdır. 19. Sınıf öğretmenliği bölümünden mezun olan öğretmenlerin tutumu, diğer bölümlerden mezun olup sınıf öğretmenliği yapan öğretmenlerin tutumuna göre daha olumlu çıkmıştır. 20. Sınıf öğretmenlerinin sınıflarındaki kaynaştırma öğrencisi sayıları ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında anlamlı bir farklılık çıkmamıştır. 21. Sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma eğitimi hakkında yeterli bilgiye sahip olma durumları ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında anlamlı bir 102 farklılık çıkmıştır. Kaynaştırma eğitimi hakkında yeterli bilgiye sahip olan öğretmenlerin tutumu, olmayanlara göre daha olumlu çıkmıştır. 22. Sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma öğrencilerinin bireysel özellikleri ve engel türü hakkında bilgi sahibi olma durumları ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında anlamlı bir farklılık çıkmıştır. Bilgi sahibi olan öğretmenlerin tutumunun bilgi sahibi olmayanlara göre daha olumlu olduğunu söyleyebiliriz. 23. Sınıf öğretmenlerinin BEP’i uygulama durumları ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında anlamlı bir farklılık çıkmıştır. Her zaman BEP uygulayan öğretmenlerin tutumu, uygulamayanlara ve kısmen uygulayanlara göre daha olumlu çıkmıştır. 24. Sınıf öğretmenlerinin BEP biriminin düzenli toplantı yapma durumlarına ilişkin görüşleri ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında da anlamlı bir farklılık çıkmıştır. “Her zaman BEP toplantısı yapanlar” ile “hiçbir zaman BEP toplantısı yapmayanlar” arasında her zaman toplantı yapanların tutumu; “bazen BEP toplantısı yapanlar” ile “hiçbir zaman BEP toplantısı yapmayanlar” arasında “bazen BEP toplantısı yapanların” tutumu daha olumlu çıkmıştır. 25. Araştırmaya katılan sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma öğrencilerine farklı araç-gereç kullanma durumlarına ilişkin görüşleri ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında anlamlı bir farklılık çıkmıştır. Kaynaştırma öğrencisi için farklı araç-gereç kullanan öğretmenlerin tutumu, kullanmayan ve kısmen kullanan öğretmenlere göre daha olumlu çıkmıştır. 26. Sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma öğrencilerini öğretimsel konuların haricinde diğer konularda da geliştirme durumları ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında evet cevabını verenlerin lehine anlamlı bir fark çıkmıştır. 27. Sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma öğrencilerinin sınıfın düzenini bozma durumları ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında anlamlı bir fark Daane, Beirne-Smith ve Latham (2001), çıkmıştır. Kaynaştırma öğrencilerinin sınıflarından alınmasını isteyen öğretmenlerin tutumu, istemeyen öğretmenlerin tutumuna göre daha olumsuz çıkmıştır. 28. Sınıf öğretmenlerinin kaynaştırma eğitiminin gerekli bir uygulama olduğuna ilişkin görüşleri ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında 103 anlamlı bir fark çıkmıştır. Kaynaştırma eğitimini gerekli bulan öğretmenlerin tutumu, diğer öğretmenlere göre daha yüksek çıkmıştır. 6.1.2. Öğrencilerden Elde Edilen Bilgilere İlişkin Sonuçlar 1. Normal gelişim gösteren öğrencilerin HODZE yaşıtlarına yönelik tutumları cinsiyete göre incelendiğinde; Etkinlik Tercih Formu verilerinden elde edilen bulgulara göre kız öğrencilerin tutum puan ortalamasının 3.01 ve erkek öğrencilerin tutum puan ortalamasını 2.92 olduğu belirlenmiştir. Her iki grubun tutum puanlarının birbirine yakın olmakla birlikte, kız öğrencilerin tutum puanlarının erkek öğrencilere göre daha olumlu olduğu görülmektedir. 2. Etkinlik Tercih Formu sonuçlarına göre 3., 4. ve 5. sınıf öğrencilerinin tutum puanları ile kaynaştırmaya yönelik tutumları arasında anlamlı bir fark çıkmamıştır. 3. Öğrencilerin sosyo-ekonomik düzeyleri ile tutum puanları arasında Etkinlik Tercih Formu açısından anlamlı farkın olduğu çıkmıştır. Farklı sosyo-ekonomik düzeye sahip öğrencilerin tutumları arasındaki farka bakıldığında; alt-üst ve alt-orta sosyo-ekonomik düzeye sahip öğrencileri arasından, alt sosyo-ekonomik düzeye sahip öğrencilerin lehine olduğu görülmüştür. 4. Öğrencilerin çevrelerinde engelli birey olma durumları ile tutum puanları arasında anlamlı bir farkın olmadığı belirlenmiştir. 6.1.3. Velilerden Elde Edilen Bilgilere İlişkin Sonuçlar 1. Kaynaştırma öğrencisi velilerinden 12’sinin, birden fazla engelli çocuğu bulunmaktadır. 2. Araştırmaya katılan kaynaştırma öğrencilerinin tamamına yakını 1 yıl ve üzeri süredir kaynaştırma eğitimi almaktadır. 3. Velilerin 61’i (%61.0), çocuklarının aldığı kaynaştırma eğitiminden memnun olduğunu belirtmişlerdir. 4. Çocuklarının aldığı eğitimden memnun olmayan veliler ise, neden olarak öğretmeni, kendi çocuklarını ve kendilerini göstermişlerdir. Öğretmenin 104 öğrenciye karşı ilgisizliği, öğretmenin eğitiminden memnun olmama, öğretmenin veliyi bilgilendirmemesi ve çok sık öğretmen değişimi olması öğretmenle ilgili yaşanan sıkıntılardır. Öğrencide ilerleme olmaması, öğrencinin devamsızlık yapması ve derse karşı ilgisizliği öğrenciyle ilgili yaşanan sıkıntılardır. Velinin kendisini, çocuğuna karşı yetersiz görmesi ise veliyle ilgili sıkıntıdır. 5. Velilerin çoğunluğu, sınıf öğretmeni ile iletişim kurduğunu belirmiştir. Bu bulgu, öğretmenlerden elde edilen bulgu ile tutarlılık göstermektedir. 6. Araştırmaya katılan velilerin çoğunluğu, çocuklarının ödevlerine yardımcı olduğunu belirtmişlerdir. 7. Araştırmaya katılan velilerin çoğunluğu diğer velilerle iletişim kurmadığını ifade etmiştir. Ayrıca velilerin çoğunluğu, sınıf öğretmeni ve diğer velileri çocuklarının engel durumu hakkında tam olarak ya da hiç bilgilendirmediklerini belirtmiştir. 8. Velilerin sınıf öğretmeni ve diğer velileri çocuğunun engel durumu hakkında bilgilendirmeme nedenleri kendileriyle ve diğer velilerle ilgili sıkıntılar olmak üzere 2’ye ayrılmıştır. Kendileriyle ilgili sıkıntılar, çocuğunun engel durumunu kabul etmemesi, çocuğunun dışlanmasından korkması, diğer velileri bilgilendirecek zaman bulamama, velinin bu konuda bilgisinin olmaması ve rahatsızlığının olmasıdır. Diğer velilerle ilgili sıkıntılar ise, aldırış etmemeleridir. 9. Velilerin büyük çoğunluğu veli toplantılarına katıldığını belirtmişlerdir. Velilere BEP toplantılarına katılıp katılmadıkları sorulduğunda; çoğunluğu katılmadığını belirtmiştir. 10. Velilerin başka engelli çocuğa sahip olma durumları ile kaynaştırmaya ilişkin bilişsel boyu alt ölçeğine ilişkin tutumları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmaktadır. Başka engelli çocuğa sahip olan velilerin tutumu, diğer velilerin tutumuna göre daha düşüktür. 11. Araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda, velilerin, çocuklarının eğitiminden memnun olma durumları ile kaynaştırmaya ilişkin duygusal ve bilişsel alt ölçeklerinden elde edilen tutum puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmaktadır. Çocuklarının aldığı eğitimden memnun olan velilerin tutumu, eğitimden memnun olmayan velilere göre daha yüksek çıkmıştır. 105 6.1.4. Öğretmen, Normal Gelişim Gösteren Öğrenci ve Engelli Öğrenci Velilerinin Kaynaştırmaya Yönelik Tutumlarına İlişkin Sonuçlar 1. Öğretmenlerin kaynaştırma eğitimine karşı orta düzeyde bir tutuma sahip oldukları ortaya çıkmıştır. 2. Normal gelişim gösteren öğrencilerin zihinsel engelli akranlarına yönelik olumlu bir tutuma sahip oldukları belirlenmiştir. 3. Velilerin kaynaştırma eğitimine yönelik tutumlarının hem davranış hem duygusal hem de bilişsel alt boyutlarda olumlu olduğu belirlenmiştir. 6.2. Öneriler 6.2.1. Uygulamaya Yönelik Öneriler 1. Bu araştırmada, öğretmenler ve velilerin kaynaştırma eğitimi hakkında bilgilerinin eksik olduğu ve bilgi eksikliğinin tutumları olumsuz yönde etkilediği belirlenmiştir. Sınıf öğretmenleri, idareciler, normal gelişim gösteren öğrenciler, engelli ve normal gelişim gösteren öğrenci velileri ve tüm okul personelinin kaynaştırma konusunda bilgilendirilmesi, başarılı bir kaynaştırma uygulaması yapmaya fırsat sağlayacaktır. Bunun yanı sıra, öğretmen, kaynaştırma ekibinin en önemli üyesidir. Bu nedenle öğretmenlere kaynaştırma eğitimi konusunda kendilerini geliştirme fırsatları sunan hizmetiçi eğitim çalışmaları yapılmalıdır. Bu konuda kendini geliştirme olanağı bulan öğretmenlerin normal gelişim gösteren öğrencileri ve velileri bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları yapmaları ve bu süreci daha sağlıklı yürütebilmeleri mümkün olacaktır. 2. Bu araştırmada sınıfların çok kalabalık olduğu ve her sınıfta 1-3 arası kaynaştırma öğrencisi bulunduğu belirlenmiştir. Öğretmenlerin yükünü hafifletmek için sınıf mevcudu, kaynaştırma uygulamasının yapıldığıyapılacağı sınıflarda idare tarafından Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’ne göre düzenlenmelidir. Yapılacak olan bu düzenlemeler, kaynaştırma uygulamasının daha başarılı yürütülebilmesine imkan sağlayacaktır.Öğretmenlerin ve velilerin, engelli bireylere yönelik olumlu tutum geliştirmeleri için çeşitli projelerin oluşturulması, bu projelerin etkililiklerinin değerlendirilmesi ve bu tür çalışmaların yaygınlaştırılması gerekmektedir. Kaynaştırma eğitimine yönelik tutumların olumlu olması, 106 kaynaştırma uygulamalarının başarılı olması açısından önemli görülmektedir.Okullarda kurulan BEP geliştirme biriminin, BEP’in hazırlanması, izlenmesi ve değerlendirilmesi için toplantı yapmadığı sonucuna ulaşılmıştır. İdare tarafından, okullarda kurulan BEP geliştirme biriminin çalışmalarının işlevsel kılınması ve birim üyelerinin aktif katılımının sağlanması gerekmektedir. Bu amaçla görev esnasında, BEP geliştirme biriminde görevli olan kişilerin bilgi eksikliklerinin giderilmesi ve çalışmaların aktif olması için, hizmet içi eğitim yoluyla bilgilendirme çalışmaları yapılabilir. Ayrıca bu kurslarda konu olarak, kaynaştırma eğitiminde BEP uygulamanın gerekliliği, BEP geliştirme süreci, uygulanması, izlenmesi ve değerlendirilmesi yer alabilir. 3. Kaynaştırma eğitimi yapılan okullarda özel eğitim öğretmeni ve rehber öğretmen bulunmasının ve kaynaştırma eğitiminin bu öğretmenlerin katılımıyla gerçekleştirilmesinin daha faydalı olacağı düşünülmektedir. Kaynaştırma uygulamasının yürütüldüğü okullarda bir özel eğitim öğretmeni ya da özel eğitim danışmanı görevlendirilmelidir. Her okulda mutlaka rehber öğretmen bulunmalıdır. 6.2.2. Yapılacak Araştırmalara Yönelik Öneriler 1. Öğretmen, öğrenci ve velilerin tutumlarını etkileyebilecek başka değişkenler araştırılabilir. Normal gelişim gösteren öğrencilerin engelli akranlarına karşı tutumlarında, engelli öğrencinin yaşının, sosyo-ekonomik düzeyinin ve engel türünün etkili olup-olmadığı incelenebilir. Ayrıca, engelli çocuk velilerinin kaynaştırmaya karşı olan tutumunun, çocuklarının eğitimine katılımına göre değişip-değişmediği belirlenebilir. Öğretmenlerin tutumlarının da, kaynaştırma öğrencisinin engel türünden etkilenipetkilenmediği incelebilir. 2. Bu araştırmada hafif ve orta düzeyde zihinsel engelli öğrencilerin kaynaştırıldığı sınıflarda uygulama yapılmıştır. Kaynaştırma eğitiminde, farklı engel gruplarının tutumlar üzerinde etkili olacağı düşünülmektedir. Bu yüzden, farklı engel gruplarının (fiziksel engelli, işitme engelli, otistik vb.) kaynaştırıldığı sınıflarda uygulamalar yapılabilir. 107 3. Bu araştırmada tutumlar ve tutumları etkileyen değişkenler belirlenmiştir. Daha sonraki yapılacak çalışmalarda, normal gelişim gösteren öğrencilere, velilere, öğretmenlere, idarecilere, okul personeline kaynaştırma eğitimi ile ilgili bilgilendirme çalışması yapılarak, kaynaştırma uygulamasına ilişkin tutum ve görüşlerin değiştirilmesinin planlandığı deneysel çalışmalar yürütülebilir. Daha önce yapılan bilgilendirme çalışmalarına bakıldığında; tutumların olumlu yönde değiştiği gözlenmiştir. 4. Bu araştırmadanormal gelişim gösteren öğrencilerin tutumları incelenmiştir. Bundan sonra yapılacak çalışmalarda öğrencilerin tutumlarının oluşmasına kaynaklık eden anne-babalarının da tutumları incelenerek etkileşime bakılabilir. 108 KAYNAKÇA Akbaba. A. S., Çifci, İ. ve Yıkmış, A. (2002), “Kaynaştırma Sınıflarında Çalışan Öğretmenlerin Kaynaştırılmış Öğrencilere Pekiştireç Kullanma Durumlarının Belirlenmesi”, 11. Özel Eğitim Kongresi, 207-215, Konya: Eğitim Kitabevi. Akçamete, G. (1998), “Türkiye’de Özel Eğitim”, S. Eripek (Editör), Özel Eğitim, (s. 197-201). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları., Akkoyun, A. K. (2007), “Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü Personelinin Kaynaştırma Eğitimine İlişkin Görüşleri”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi (Batı Karadeniz Bölgesi Örneği)”, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bolu. Ataman, A. (2003), “Özel Gereksinimi Olan Çocuklar ve Özel Eğitim”, A. Ataman (Editör), Özel Eğitime Giriş (s. 9-30). Ankara: Gündüz Eğitim ve Yayıncılık. Avramidis, E., Bayliss, P., Burden, R. (2000), “A survey into mainstream teachers’ attitudes towards the inclusion of children with special educational needs in the ordinary school in one local authority”, Educational Psychology, 20 (2), 191-211. Aydın, B. ve Şahin, R. (2002), “Kaynaştırma Programının Uygulandığı Okullardaki Uygulamalarla Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliğinin Karşılaştırılması”, 11. Özel Eğitim Kongresi, 145-152, Konya: Eğitim Kitabevi. Babaoğlan, E. ve Yılmaz, Ş. (2010), “Sınıf Öğretmenlerinin Kaynaştırma Eğitimindeki Yeterlikleri”, Kastamonu Eğitim Dergisi, 18(2) 345-354. Bal, S. ve Avcı, N. (1999), “Okul Öncesi Dönemdeki Engelli Çocukların Normal Okulöncesi Eğitim Kurumlarına Entegrasyonu”, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Dergisi, 1(1) 22-27. Başal, M., Batu, S. (2002), “Zihin Özürlü Öğrencilere Okuma Yazma Öğretme Konusunda Alt Özel Sınıf Öğretmenlerinin Görüş ve Önerileri”, Özel Eğitim Dergisi, 3, 85-98, 2004. Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı (1999), “Özürlüler Yüksek Kurulu Raporu”, www.ozida.gov.tr/organizasyon/yuksekkurul.htm. 109 Battal, İ. (2007), “Sınıf Öğretmenlerinin ve Branş Öğretmenlerinin Kaynaştırma Eğitimine İlişkin Yeterliliklerinin Değerlendirilmesi (Uşak İli Örneği)”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Afyonkarahisar. Batu, E. S. (1998), “Özel Gereksinimli Öğrencilerin Kaynaştırıldığı Bir Kız Meslek Lisesindeki Öğretmenlerin Kaynaştırmaya İlişkin Görüş ve Önerileri”, Doktora Tezi, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eskişehir. Batu, S., Kırcaali-İftar, G., ve Uzuner, Y. (2004), “Özel Gereksinimli Öğrencilerin Kaynaştırıldığı Bir Kız Meslek Lisesindeki Öğretmenlerin Kaynaştırmaya İlişkin Görüş ve Önerileri,” Özel Eğitim Dergisi, 5 (2), 33-50. Batu, E. S. (2000), “Kaynaştırma, Destek Hizmetler ve Kaynaştırmaya Hazırlık Etkinlikleri”, Özel Eğitim Dergisi, 2(4), 35–47. Batu, E. S., Kırcaali-İftar, G. (2006), Kaynaştırma ( 2. Baskı), Ankara: Kök Yayıncılık Batu, E.S. (2008), “Başarılı bir kaynaştırma uygulaması için öğretmenlerin sınıflarında yapabilecekleri”, İlköğretmen Eğitimci Dergisi, S.18.26-28. Campbell, J.M., Ferguson, J.E., Herzinger, C.V., Jackson, J.N., Marino, C.A. (2004), “Combined descriptive and explanatory information improves peers’ perceptions of autism”, Research in Developmental Disabilities, 25, 321339. Cavkaytar, A. ve Diken, İ. (2007), Özel Eğitime Giriş, (3. Baskı), Ankara: Kök Yayıncılık. Cavkaytar,A. (2008), “Özel Eğitime Gereksinim Duyan Çocuklar ve Özel Eğitim”, Ed. Diken. H.İ. Özel Eğitime Gereksinimi Olan Öğrenciler ve Özel Eğitim, (s. 3-27), Ankara: Pegem Akademi. Çiftci, İ.(1997), “Normal Çocukları Bilgilendirmenin Zihinsel Engelli Yaşıtlarına Yönelik Tutumlarına Etkisi”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bolu. Çuhadar, Y.(2006), “İlköğretim Okulu 1-5. Sınıflarda Kaynaştırma Eğitimine Tabi Olan Öğrenciler İçin Bireyselleştirilmiş Eğitim Programlarının Hazırlanması, Uygulanması, İzlenmesi ve Değerlendirilmesi İle İlgili Olarak Sınıf Öğretmenleri ve Yöneticilerin Görüşlerinin Belirlenmesi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Zonguldak. 110 Çulhaoğlu İmrak, H. (2009), “Okulöncesi Dönemde Kaynaştırma Eğitimine İlişkin Öğretmen ve Ebeveyn Tutumları İle Kaynaştırma Eğitimi Uygulanan Sınıflarda Akran İlişkilerinin İncelenmesi”, Yüksek Lisans Tezi, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Adana. Daane, C.J., Beirne-Smith, M., Latham, D. (2001), “Administrators’ and teachers’ perceptions of the collaborative efforts of inclusion in the elementary grades,” Education, 121, 331-338. Dev, P. C. ve Belfiore, P. J. (1996), “Mainstreaming students with disabilities: teacher perspectives in India”, Council For Exceptional Children, 29p. Diken,H.İ. ve Sucuoğlu,B.(1999), “Sınıfında Engelli Çocuk Bulunan ve Bulunmayan Sınıf Öğretmenlerinin Zihin Engelli Çocukların Kaynaştırılmasına Yönelik Tutumlarının Karşılaştırılması”, Özel Eğitim Dergisi, 2(3), 2539. Dupoux, E., Wolman, C., Estrada, E. (2005), “Teachers' attitudes toward integration of students with disabilities in Haïti and the United States”, International Journal of Disability, Development and Education, 52(1), 43-58. Ercan, G. ve Haktanır, G. (2001), “Kaynaştırılmış Ortamdaki Normal Gelişim Gösteren Çocukların 8-11 Yaşları Arasındaki Öğrenme Güçlüğü Olan Akranlarına Karşı Tutumlarının İncelenmesi”, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Dergisi, 1 (4-5), 78-92. Eripek, S.(2000), “Türkiye’de Zihin Özel Gereksinimli Çocukların Kaynaştırılmalarına İlişkin Olarak Yapılan Araştırmaların Gözden Geçirilmesi,” Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 10(2), 95-104. Ersoy, Ö. ve Avcı, N. (2001), Özel Eğitim, İstanbul: Ya-pa Yayıncılık. Ertürk, S. (1998), Eğitimde Program Geliştirme, (10. Baskı), Ankara: Meteksan Matbaacılık ve Teknik Sanayi Ticaret Anonim Şirket. Ferguson, J., E. (2000), “Effect of source of informatıon on the introductıon process of a child with autism into a general education classroom”, Master Thesis, Georgia, Wofford College. Gözün, Ö. ve Yıkmış, A. (2004), “Öğretmen Adaylarının Kaynaştırma Konusunda bilgilendirilmelerinin Kaynaştırmaya Yönelik Tutumlarının Değişimindeki Etkililiği”, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, 5 (2) 65-77. 111 Gözün, Ö. ve Yıkmış, A. (2004), “İlköğretim Müfettişlerinin Kaynaştırma Uygulamalarına İlişkin Görüş ve Önerileri”, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, 5 (2) 79-93. Güzel-Özmen, R. (2005), “Kaynaştırma Ortamlarında Öğretimsel Düzenlemeler (Ed: A. Ataman)”, Özel Gereksinimli Çocuklar ve Özel Eğitime Giriş, Ankara: Gündüz Eğitim ve Yayıncılık, s.71-103. İzci, E. (2005), “Sınıf Öğretmeni Adaylarının Özel Eğitim Konusundaki Yeterlikleri”, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 4(14), 106-114). Jasques,N., Wilton, K., Townsend M. (1998), “Cooperative learning and social acceptance of children with mild intellectual disability”, Journal Of İntellectual Disability Research, v.42,p.1.29-36. Jobe, D, Rust O. J., Brissie, J. (1996), “Teacher attitudes toward ınclusion of students with disabilities into regular classrooms”, Education, 117(1), 148-154. Karaaslan, Ö.(2003), “Kaynaştırma Ve Alt Özel Sınıfa Devam Eden Eğitilebilir Zihinsel Engelli Çocukların Kelime Dağarcıkları Düzeyleri Bakımından Karşılaştırılmasının İncelenmesi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Adana. Karamanlı, D. (1998), “Okul Öncesi Dönemde Entegrasyon Sınıflarında Bulunan 5-6 Yaş Grubundaki Normal Çocukların ve Sınıf Öğretmenlerinin Zihinsel Engelli Çocukların Sosyal Uyum Davranışları Hakkındaki Algılamalarının İncelenmesi”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Karasar, N. (1995), Bilimsel Araştırma Yöntemi (15. Baskı), Ankara: 3A Araştırma Eğitim Danışmanlık Ltd. Kırcaali-İftar, G. (1998), “Kaynaştırma ve Destek Özel Eğitim Hizmetleri”, S. Eripek (Editör): Özel Eğitim, 17-22, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları. Kırcaali-İftar, G. (1998), “Özel Gereksinimli Bireyler ve Özel Eğitimi”, S. Eripek (Editör): Özel Eğitim, 3-11, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları. Kuz T. (2001), Kaynaştırma Eğitimine Yönelik Tutumların İncelenmesi, T.C. Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı Yay. Başbakanlık Basımevi, Ankara Link, S. (2008), “Mainstreaming in the public schools”, EBSCO Research Starters, p.7. Manetti, M., Schneider, B. H., Siperstein, G. (2001), “Social acceptance of children with mental reterdation : An exploratory study of integration and 112 intervention, (Doctoral dissertation, Columbia University”), Dissertation Abstracts International Section A: humanities and Sciences, 55(11A), 3474. Metin N.(1999), “Engelli Çocuğa Sahip Ailelerin Kaynaştırma Programlarına Yaklaşımı ve Katılımı”, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Dergisi, 1(1). 28-33. Metin, N. ve Güleç,H.Ç. (1999), “İlköğretim Okullarındaki Eğitimcilerin Özürlü Çocuklarla Normal Çocukların Kaynaştırıldığı Programlar Hakkındaki Düşüncelerinin İncelenmesi”, Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi, 3(1), 59-73. Milli Eğitim Bakanlığı (2000), Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği, Ankara: Milli Eğitim Basımevi. Milli Eğitim Bakanlığı (2006), Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği, Ankara: Milli Eğitim Basımevi. Nizamoğlu, N. (2006), “Sınıf Öğretmenlerinin Kaynaştırma Uygulamalarındaki Yeterlikleri”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bolu. Orel, A., Töret, G., Zerey, Z. (2004), “Sınıf Öğretmeni Adaylarının Kaynaştırmaya Yönelik Tutumlarının Belirlenmesi”, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Özel Eğitim Dergisi, 5(1), 23-33. Öncül, N.(2003), “Kaynaştırma Uygulaması Yapılan İlköğretim Okuluna Devam Eden Zihin Özürlü Öğrencinin Bulunduğu Sınıfta Normal Çocuk Annelerinin Kaynaştırma Uygulamasına İlişkin Görüşleri”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eskişehir. Özbaba, N. (2000), “Normal Çocuk Annelerinin Kaynaştırma Uygulamasına İlişkin Görüşleri”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, İstanbul. Özdemir, N. (2008), “Sınıfında Kaynaştırma Öğrencisi Olan ve Olmayan İlköğretim Öğretmenlerinin Tükenmişlik Düzeylerinin Karşılaştırılması”, Yüksek Lisans Tezi, Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Afyonkarahisar. Özen, A. (2008), “Aile Eğitimi”, H.İ. Diken.(Editör), Özel Eğitime Gereksinimi Olan Öğrenciler ve Özel Eğitim, 111-129, Ankara: Pegem Akademi. Özen, S. (2008), “Kaynaştırma ve Destek Özel Eğitim Hizmetleri”, H.İ Diken. (Editör). Özel Eğitime Gereksinimi Olan Öğrenciler ve Özel Eğitim, 91-106. 113 Ankara: Pegem Akademi. Özgür, İ. (2004), Engelli Çocuklar ve Eğitimi & Özel Eğitim, Adana: Karahan Karahan Kitapevi. 1. Baskı. Özmen, R. G(2005), “Kaynaştırma Ortamlarında Öğretimsel Düzenlemeler”, A. Ataman, (Editör), Özel Eğitime Giriş, 71-103, Ankara:Gündüz Eğitim ve Yayıncılık. Phillips, K.(2008), “The Resource Room in Special Education”, EBSCO Research Starters, p.7. Salend, Spencer J. (1998), Effective Mainstreaming, United States of America: Macmillan Publishing Company, Third Edition. Sanır, H. (2009), “Kaynaştırma Eğitimine Devam Eden Öğrencilerin Akademik Öğrenme İle İlgili Karşılaştıkları Sorunların Öğretmen ve Aile Görüşleri Açısından Değerlendirilmesi”, Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya. Sargın, N. (2002), “Anasınıfında Bulunan Zihinsel Engelli Çocuklara Yönelik Öğretmen Tutumlarına İlişkin Bir Çalışma”, 11. Özel Eğitim Kongresi, Konya: Eğitim Kitabevi. Slininger, D. (1993), Attitudes Towards Children With Severe Mental Retardation in Integrated Physical Education, Texas: Texas Woman’s University, College of Health Sciences. Stoler, R. D. (1992), “Perceptions of regular education teachers toward inclusion of all handicapped students in their classrooms”, The Clearing House, 66 (1), 60-62. Sucuoğlu, B. (1996), “Kaynaştırma Programlarında Anne-Baba Katılımı”, Özel Eğitim Dergisi, 2(2), 25–43. Sucuoğlu, B. (2006), Etkili Kaynaştırma Uygulamaları, Ankara :Ekinoks Yayınevi. Sucuoğlu, B. ve Kargın, T. (2006), İlköğretimde Kaynaştırma Uygulamaları Yaklaşımlar Yöntemler Teknikler, İstanbul: Morpa Yayınları. Sucuoğlu, B., Ünsal, P., Özokçu, O. (2004), “Kaynaştırma Sınıfı Öğretmenlerinin Önleyici Sınıf Yönetimi Becerilerinin İncelenmesi”, Özel Eğitim Dergisi, 5(2), 51-65. Swaim, Karen F. ve Morgan, Sam B. (2001), “Children’s attitudes and behavioral intentions toward a peer with autistic behaviors: does a brief educational 114 intervention have an effect?”, Journal of Autism and Developmental Disorders, Vol. 31, No. 2. Swartz, Stanley L., Dykstra, Virginia R., McLaughlin, Mary L.(1980), “Transition practices and parental involvement in early childhood handicapped programs”, Council For Exceptional Cgildren, 36p.58th, Session E-4 Şahbaz, Ü.(2008), “Kaynaştırma Hakkında Doğru Bildiğimiz Yanlışlar”, İlköğretmen Eğitimci Dergisi, S.18.28-30. Temel, F. Z.(2000), “Okulöncesi Eğitimcilerinin Özel Gereksinimlilerin Kaynaştırılmasına İlişkin Görüşleri”, Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, c.18, 148-155. Türkoğlu, Y.K.(2007), “İlköğretim Okulu Öğretmenleriyle Gerçekleştirilen Bilgilendirme Çalışmalarının Öncesi ve Sonrasında Öğretmenlerin Kaynaştırmaya İlişkin Görüşlerinin İncelenmesi”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eskişehir. Uysal, A. (1995), “Öğretmen ve Okul Yöneticilerinin Zihinsel Engelli Çocukların Kaynaştırılmasında Karşılaşılan Sorunlara İlişkin Görüşleri”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eskişehir. Varol, N.(2008), “Kaynaştırma Uygulamaları ve Ülkemizdeki Durum”, İlköğretmen Eğitimci Dergisi, S.18.23-26. Yanito, T., Quintero, M.C., Killoran, J.C., Striefel, S. (1987), “Teacher attitudes toward mainstreaming: A literature review,” Logan, UT: Utah State University, Developmental Center for Handicapped Persons, (ERIC Document Reproduction Service No. ED 290 290) Yıldırım, A., Şimşek, H. (2006), Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri, (6.Baskı), Ankara: Seçkin Yayınları. www.seyhanram.gov.tr.(15.12.2008 tarihinde alınmıştır.) www.tdk.gov.tr. (05.12.2008 tarihinde alınmıştır 115 EKLER 1. Özürlü öğrencilerin çoğu, ödevlerini yapmada yeterli çabayı gösterirler. 2. Özürlü öğrencilerin kaynaştırılması, kaynaştırma uygulamasında yer alacak normal sınıf öğretmenlerinin yoğun bir eğitim almalarını gerektirir. 3. Kaynaştırmanın sağladığı toplumsal etkileşim, öğrenciler arası farklılıkların anlaşılmasını ve kabul edilmesini kolaylaştırır. 4. Özürlü öğrencinin normal sınıfta davranış sorunları gösterme olasılığı yüksektir. 5. Özürlü öğrenciye normal sınıfta gösterilecek özel ilgi, diğer öğrencilerin zararına olur. 6. Normal sınıfta bulunmanın yol açtığı zorlu koşullar, özürlü öğrencinin akademik gelişimini hızlandırır. 7. Özürlü öğrencilerin kaynaştırılması, normal sınıf düzeninde önemli değişiklikler yapılmasını gerektirir. 8.Normal sınıftaki rahatlık, özürlü öğrencinin karmasa yasamasına yol açar. 9. Normal sınıf öğretmenleri, özürlü öğrencilerle çalışabilecek yetenektedirler. 10. Sınıfta özürlü bir öğrencinin bulunması, normal öğrencilerin öğrenciler arası farklılıkları kabul etmelerine katkıda bulunmaz. Kesinlikle Katılmıyorum Kararsızım Katılıyorum Tümüyle Katılıyorum MADDELER Katılmıyorum EK 1. KAYNAŞTIRMAYA İLİŞKİN GÖRÜŞLER ÖLÇEĞİ (ÖĞRETMENLER İÇİN) 116 EK 1. (Devam) 11. Özürlü öğrencinin kaynaştırılması, bağımsızlık kazanmasına katkıda bulunmaz. 12. Kaynaştırma öğrencisi bulunan bir sınıfta kontrol sağlamak, kaynaştırma öğrencisi bulunmayan bir sınıfta kontrol sağlamaktan daha zor değildir. 13. Özürlü öğrencinin kaynaştırılması, sınıftaki normal öğrenciler açısından yararlıdır. 14. Özürlü öğrenci, karmaşaya yol açabilir. normal sınıfta 15. Normal sınıf öğretmenleri, özürlü öğrencilerin eğitimi ile ilgili yeterli bilgi ve beceriye sahiptirler. 16. Özürlü öğrenciye, normal sınıftaki tüm etkinliklere katılabilmesi için her türlü fırsat verilmelidir. 17. Özürlü öğrencinin sınıf içi davranışları, öğretmenin diğer öğrencilere gösterdiğinden daha fazla sabır göstermesini gerektirmez. 18. Özürlü öğrencilerin eğitimini en iyi şekilde gerçekleştirecek kişiler, özel eğitim öğretmenleridir. 19. Özel sınıftaki ayrıştırılmış eğitim, özürlü öğrencinin toplumsal ve duygusal gelişimi açısından yararlıdır. 20. Özürlü öğrenci normal sınıfta diğer öğrencilerden soyutlanmaz. Kesinlikle Katılmıyorum Katılmıyorum Kararsızım Katılıyorum Tümüyle Katılıyorum MADDELER 117 EK 2. ETKİNLİK TERCİH FORMU Diyelim ki zihinsel özürlü bir çocuk sizin mahallenize taşınıyor ve sizin sınıfa gelecek. Onunla birlikte neler yapmak istersin? Aşağıdaki liste sana karar verebilmen için yardımcı olacaktır. Her etkinlik için, dört cevaptan senin tercihini en iyi gösteren cevabı daire içine al. Yardımın için çok teşekkür ederim. 1. Evime davet etmek isterim…………. Çok hoşlanırım Hoşlanırım Hoşlanmam Hiç Hoşlanırım Hoşlanmam Hiç Hoşlanırım Hoşlanmam Hiç Hoşlanırım Hoşlanmam Hiç Hoşlanırım Hoşlanmam Hiç Hoşlanırım Hoşlanmam Hiç Hoşlanırım Hoşlanmam Hiç Hoşlanırım Hoşlanmam Hiç Hoşlanırım Hoşlanmam Hiç Hoşlanırım Hoşlanmam Hiç Hoşlanırım Hoşlanmam Hiç Hoşlanırım Hoşlanmam Hiç Hoşlanırım Hoşlanmam Hiç Hoşlanırım Hoşlanmam Hiç Hoşlanırım Hoşlanmam Hiç hoşlanmam 2. Sınıfta yan yana oturmak…………… Çok hoşlanırım hoşlanmam 3. Birlikte kızak kaymak………………. Çok hoşlanırım hoşlanmam 4. Sınıfta birlikte çalışmak…………….. Çok hoşlanırım hoşlanmam 5. Okuldan sonra birlikte oynamak……. Çok hoşlanırım hoşlanmam 6. Okulda birlikte yemek yemek………. Çok hoşlanırım hoşlanmam 7. Evde birlikte televizyon seyretmek…. Çok hoşlanırım hoşlanmam 8. Tenefüslerde birlikte oynamak……… Çok hoşlanırım hoşlanmam 9. Bizim evde oynamak………………… Çok hoşlanırım hoşlanmam 10. Öğretmene birlikte yardım etmek….. Çok hoşlanırım hoşlanmam 11. Birlikte bisiklete binmek…………… Çok hoşlanırım hoşlanmam 12. Sınıfta birlikte oynamak…………… Çok hoşlanırım hoşlanmam 13. Birlikte pikniğe gitmek…………….. Çok hoşlanırım hoşlanmam 14. Aynı takımda top oynamak………... Çok hoşlanırım hoşlanmam 15. Birlikte sinemaya gitmek………….. Çok hoşlanırım hoşlanmam 118 EK 3. TUTUM ÖLÇEĞİ Sayın Veli, Aşağıda, kaynaştırma eğitiminin uygulanmasına ilişkin tutumları belirlemeye yönelik sorular bulunmaktadır. Her maddedeki fikre ne derece katıldığınızı cevap sütununda size uygun gelen yeri işaretleyerek (x) belirtiniz. İfadelere katılma dereceleriniz ölçeğin üstünde (hiç katılmıyorum- az katılıyorum-katılıyorum-çok katılıyorum-tamamen katılıyorum) yer almaktadır. Doğru ya da yanlış cevap yoktur. İfadeleri sadece kendi fikirleriniz ve inançlarınız doğrultusunda cevaplandırınız. Araştırmaya sağladığınız katkılardan dolayı teşekkür ederim. Hiç Katılmıyorum 1. Özel eğitim gerektiren çocuklar için özel okullar olmalıdır. 2. Özel eğitim gerektiren çocukların özel topluluklarda yaşamaları ve eğitilmeleri onlar için daha iyi olur. 3. Özel eğitim gerektiren çocukların normal çocukların eğitim aldığı ortamlarda eğitim almaları hemen hemen olanaksızdır. 4. Özel eğitim gerektiren çocuklardan beklenenlerin, normal çocuklardan beklenenlerden farklı olması gerekir. 5. Özel eğitim gerektiren çocuklar genellikle kendilerine benzeyen çocuklarla olmaktan daha mutlu olurlar. 6. Özel eğitim gerektiren çocuklar normal çocukların birbirleriyle kurdukları sosyal iletişimi asla kuramazlar. 7. Kaynaştırmanın sağladığı toplumsal etkileşim, öğrenciler arası farklılıkların anlaşılmasını ve kabul edilmesini kolaylaştırır. 8. Özürlü öğrencinin normal sınıfta davranış sorunları gösterme olasılığı, ayrıştırılmış sınıfta göstereceği davranış sorunlarından daha fazla değildir. 9. Özürlü öğrenciye normal sınıfta gösterilecek özel ilgi, diğer öğrencilerin zararına olur. Az Katılıyorum Katılıyorum Çok katılıyorum Tamamen katılıyorum 119 EK 3. (Devam) Hiç Katılmıyorum 10. Normal sınıfta bulunmak, özürlü öğrencinin gelişimini hızlandırır. 11. Özürlü öğrencilerin kaynaştırılması, normal sınıf düzeninde önemli değişiklikler yapılmasını gerektirmez. 12. Normal sınıftaki rahatlık, özürlü öğrencinin karmaşa yaşamasına yol açar. 13. Sınıfta özürlü bir öğrencinin bulunması, normal öğrencilerin farklılıklara saygı göstermeyi öğrenmesini sağlar. 14. Özürlü öğrencinin kaynaştırılması, bağımsızlık kazanmasına katkıda bulunmaz. 15. Kaynaştırma öğrencisi bulunan bir sınıfta kontrol sağlamak, kaynaştırma öğrencisi bulmayan bir sınıfta kontrol sağlamaktan daha zor değildir. 16. Özürlü öğrencinin kaynaştırılması, sınıftaki normal öğrencilerin sosyal gelişimi açısından yararlıdır. 17. Özürlü öğrencinin kaynaştırılması, sınıftaki normal öğrencilerin dil ve zihinsel gelişimi açısından yararlı değildir. 18. Sınıfta özürlü bir öğrencinin bulunması, normal çocuğun gelişimini hiçbir şekilde engellemez. 19. Özürlü öğrenci sınıfta karmaşaya yol açabilir. 20. Özürlü öğrenciye, normal sınıftaki tüm etkinliklere katılabilmesi için her türlü fırsat verilmelidir. 21. Özürlü çocukların, sınıftaki bütün etkinliklere katılmalarına gerek yoktur. 22. Özel sınıftaki ayrıştırılmış eğitim, özürlü öğrencinin toplumsal ve duygusal gelişimi açısından yararlı değildir. 23. Özel sınıftaki ayrıştırılmış eğitim sayesinde, özürlü çocuk normal gelişim gösteren çocuklardan korunmuş olur. 24. Özel sınıftaki ayrıştırılmış eğitim, özürlü öğrencinin zihinsel gelişimini 25. Özel sınıftaki ayrıştırılmış eğitim, çocuğun gelişimi için normal sınıfta alacağı eğitimden daha faydalıdır. Az Katılıyorum Katılıyorum Çok katılıyorum Tamamen katılıyorum 120 EK 3. (Devam) Hiç Katılmıyorum 26.Özürlü öğrencilerin eğitimini en iyi şekilde gerçekleştirecek kişiler özel eğitim öğretmenleridir. 27.Normal sınıf öğretmenleri kaynaştırma sırasında özürlü öğrenci için gerekli eğitimi sağlayacak yeterlilikte değildir. 28.Özürlü çocukların ders zamanları dışında normal çocuklarla birlikte olmaları daha uygundur. 29.Özürlü öğrenciler için hazırlanmış özel okullar sayesinde normal çocuklar özürlü öğrencilerden görebilecekleri zararlardan korunmuş olur. 30.Özel okullarda verilen eğitim ile özel sınıflarda verilen eğitim, kaynaştırılmış sınıfta verilen eğitimden daha faydalı değildir. Az Katılıyorum Katılıyorum Çok katılıyorum Tamamen katılıyorum 121 EK 4: SOSYO-EKONOMİK DÜZEYİ BELİRLEME ANKETİ (Bacanlı, 1997) ve ÖĞRENCİ BİLGİ FORMU Aşağıdaki soruları içinde yetiştiğiniz aileyi göz önüne alarak yanıtlayınız. Adınız, Soyadınız : Yaşınız : Cinsiyetiniz : Okulun Adı: Sınıfı :( ) 3.sınıf ( ) 4.sınıf ( ) 5.sınıf Ailede kaçıncı çocuksunuz: Anne ve babanız : ( ) Birlikte ( ) Boşandı ( ) Ayrı yaşıyorlar Babanız : ( ) Sağ ( ) Ölü Anneniz : ( ) Sağ ( ) Ölü Babanız : ( )Öz ( ) Üvey Anneniz : ( )Öz ( ) Üvey Babanızın öğrenim durumu: ( ) a. Hiçbir okul mezunu değil ( )d. Yüksek okul mezunu ( ) b. İlkokul mezunu ( ) e. İleri eğitim görmüş (doktora, mastır) ( ) c. Ortaokul/ Lise mezunu 13. Annenizin öğrenim durumu: ( ) a. Hiçbir okul mezunu değil ( )d. Yüksek okul mezunu ( ) b. İlkokul mezunu ( ) e. İleri eğitim görmüş (doktora, mastır) ( ) c. Ortaokul/ Lise mezunu 14. Babanızın mesleği: ( ) a. İşçi ( Toprak, sanayi vb.) ( ) b. çiftçi ( kendi toprağında) ( ) c. Memur ( ) d. Esnaf / Tüccar ( )e. Serbest meslek ( doktor, avukat vb.) 15. Annenizin mesleği: ( ) a. Ev hanımı ( ) b. çiftçi ( kendi toprağında) ( ) c. Memur ( ) d. Esnaf / Tüccar ( )e. Serbest meslek ( doktor, avukat vb.) 16. Ailenizdeki birey sayısı ( siz, anneniz- babanız ve kardeşleriniz evlenenler dâhil): ( ) a. 8- daha fazla kişi ( ) c. 4–5- kişi ( ) b. 6-7 kişi ( ) d. 3 kişi 17. Oturduğunuz ev: ( ) a. Kira ( ) b. Kendimize ait ( ) Lojman 18. Evimizdeki oda sayısı( mutfak hariç): ( ) a. Tek oda ( ) b. Tek oda ve salon ( ) c. 2 oda ve salon ( ) d. 3 oda ve salon ( ) e. 4–5 oda ve salon 19. Oturduğunuz evin ısıtma düzeni: ( )a. Soba ( her türlü) ( ) b. Kalorifer ( ) c. Kat kaloriferi veya klima 20. Oturduğunuz evin serinletme düzeni: ( )a. Hiçbir serinletme aracı yok ( ) b. Vantilatör ( )c. Klima/ split klima 21. Ailenizin ortalama aylık geliri: ( ) a. 350 YTL’ den az ( )c. 501–650 YTL ( )e. 801- 950 YTL ( ) b. 351- 500 YTL ( ) d. 651- 800 YTL ( ) f. 950 YTL ve üstü 22. Ailenizin sahip olduğu eşyalar; ( Birden fazla işaretleyebilirsiniz. Eğer aynı eşyadan birden fazla varsa yanına parantez içinde belirtiniz.) ( ) a. Buzdolabı ( ) g. CD’li ve kumandalı müzik seti ( ) b. Derin dondurucu ( ) h. Uydulu ve kablolu TV ( ) c. Bulaşık makinesi ( ) i. Özel araba ( ) d. Telefon ( ) j. Bilgisayar ( ) e. Ev (daire) ( ) k. Yazlık ev ( ) f. Otomatik çamaşır makinesi ( ) l. Yayla evi 23. Ailenizde engelli birey var mı? ( ) Evet ( ) Hayır 24. Çevrenizde engelli birey var mı? ( ) Evet ( ) Hayır 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 122 EK 5. ÖĞRETMEN İÇİN BİLGİ FORMU Değerli öğretmenler; Bu bölümde kişisel bilgilere yönelik sorular hazırlanmıştır. Soruların yan tarafında yer alan ve size en uygun seçeneğe X işareti koyunuz. Aşağıdaki sorulara vereceğiniz cevaplar saklı tutulacaktır. Vaktinizi ayırarak araştırmaya yaptığınız katkıdan dolayı teşekkür ederim. 1.Cinsiyetiniz: ( )Kadın ( )Erkek 2. Yaşınız:……….. 3. Medeni Durumunuz: ( )Evli ( )Bekar ( )Dul 4. Görev Yaptığınız Okulun Adı:………………………………………………. 5. Kaç yıldır sınıf öğretmenliği yapıyorsunuz? 1-5………….( ) 6-10………...( ) 11-20……….( ) 21 ve üzeri….( ) 6.Üniversitede mezun olduğunuz bölüm hangisi? Sınıf öğretmenliği…………………………………………..( ) Diğer bölümler (Formasyon alarak sınıf öğretmeni oldum...( ) 7.Sınıftaki öğrenci sayısı kaçtır? ( ) 10-20 ( ) 21-30 ( ) 31-40 ( ) 41-50 ( ) 51 ve üzeri 8. Sınıfınızdaki kaynaştırma öğrencisi sayısı: 9. Özel eğitimle ilgili eğitim aldınız mı? ( ) Evet ( ) Hayır Cevabınız evet ise: ( ) Kursa katıldım ( ) Seminere katıldım ( ) Lisans eğitiminde ders aldım ( ) Hizmet içi eğitime katıldım ( ) Diğer :…………………………………………………………. 10. Bugüne kadar engelli çocuklarla çalıştınız mı? ( ) Evet ( ) Hayır Ne kadar süre ile çalıştınız(Çalıştıysanız) :………………… Ne tür engel gruplarıyla çalıştınız? ( ) Konuşma engelli ( ) Zihinsel engelli ( ) Ortopedik engeli ( ) İşitme engelli ( ) Görme engelli ( ) Diğer (yazınız) 123 EK 5. (Devam) 11. Daha önce kaynaştırma eğitimi verdiniz mi? ( ) Evet ( ) Hayır Verdiyseniz; ne kadar süre ile? ( ) 0-3 ay ( )4-6 ay ( )7-9 ay ( )10-12 ay 11. Çocuğunuz var mı? ( )Yok ( )1-2 ( )5 ve üzeri ( ) 3-4 ( ) 1 yıl ve üzeri 12. Engelli çocuğunuz var mı? ( ) Var ( ) Yok 13. Engelli tanıdığınız var mı? ( ) Var ( ) Yok 14. Kaynaştırma eğitiminde, sınıfa kaç çocuk kabul edileceğini bilirim. ( ) Evet ( ) Hayır 15. Kaynaştırma eğitimi sırasında bu öğrenciler için farklı araç-gereç kullanıyorum. ( ) Evet ( ) Kısmen ( ) Hayır 16. Kaynaştırma öğrencisine yönelik bireyselleştirilmiş eğitim programı hazırlarım. ( ) Evet ( ) Hayır 17. Kaynaştırma öğrencisine hazırlanan bireyselleştirilmiş eğitim programını uyguluyorum. ( ) Evet ( ) Hayır 15. Kaynaştırma öğrencilerinin bireysel özellikleri ve özür türü hakkında bilgi sahibiyim. ( ) Evet ( ) Kısmen ( ) Hayır 18. Kaynaştırma öğrencisinin eğitsel gereksinimlerini ve düzeyini belirlerim. ( ) Evet ( ) Kısmen ( ) Hayır 19. Kaynaştırma öğrencilerimi/öğrencimi yalnızca öğretimsel açıdan değil, sınıfa uyum kendine güven duyma, vb. konularda da geliştirme için gayret gösteririm. ( ) Evet ( ) Kısmen ( ) Hayır 124 EK 5. (Devam) 20. Kaynaştırma öğrencilerinin sınıftaki diğer öğrenciler tarafından kabulünü sağlamak için bazı uygulamalar (çocuğun yaşadığı durumu anlatan hikayelerden yararlanma vb.) yapıyorum. ( ) Evet ( ) Kısmen ( ) Hayır 21.Kaynaştırma öğrencimin/öğrencilerimin gittiği özel eğitim kurumu ile işbirliği kuruyorum. ( ) Evet ( ) Kısmen ( ) Hayır 22. Kaynaştırma öğrencimin/öğrencilerimin velileri ile iletişim kuruyorum. ( ) Evet ( ) Kısmen ( ) Hayır 23. Engelli çocuk benim sınıfımın düzenini bozar. ( ) Evet ( ) Kısmen ( ) Hayır 24. Kaynaştırma eğitimi gerekli bir uygulamadır. ( ) Evet ( ) Kısmen ( ) Hayır 25. Sizce kaynaştırma eğitimiyle ilgili yeterli bilgiye sahip misiniz? ( ) Evet, sahibim. ( ) Kurs ve seminerlere katılarak kendimi biraz daha geliştirmeliyim. ( ) Hayır, sahip değilim. 26. Öğrenciniz sınıfa gelmeden önce neler yaptınız? ( ) Diğer öğrencilere açıklama yaptım. ( ) Diğer ailelerin aileleri ile görüştüm. ( ) Engelli öğrencinin ailesi ile görüştüm. ( ) Rehber öğretmeni ile görüştüm. ( ) Hiçbir şey yapmadım. 27. Sınıfınızda bulunan engelli öğrencinin sınıfınızdan alınmasını ister miydiniz? ( ) Evet ( ) Hayır 125 EK 6. AİLE İÇİN BİLGİ FORMU Değerli Veli, Aşağıdaki sorulara vereceğiniz cevaplar saklı tutulacaktır. Vaktinizi ayırarak araştırmaya yaptığınız katkıdan dolayı teşekkür ederim. Anne ile ilgili bilgiler: 1. Annenin adı-soyadı :……………………….. 2. Annenin yaşı :……………………….. 3. Annenin eğitim durumu:………………………. Hiç yok () Okur-Yazar () İlkokul Mezunu () Ortaokul Mezunu ( ) Lise Mezunu () Üniversite Mezunu () 4.Annenin çalışma durumu: Çalışıyor () Çalışmıyor () Çalışıyor ise işi :…………………… Baba ile ilgili bilgiler: 1. Babanın adı-soyadı :………………………….. 2. Babanın yaşı :………………………….. 3. Babanın eğitim durumu :…………………………. Hiç yok () Okur-Yazar () İlkokul Mezunu () Ortaokul Mezunu ( ) Lise Mezunu () 4. Babanın çalışma durumu: Çalışıyor () Çalışmıyor () Çalışıyor ise işi :…………………… () Üniversite Mezunu 126 1. Ailenin sahip olduğu çocuk sayısı: ( )1 2. ()2 ( )3 ( )4 ( )5 ve yukarısı Başka engelli çocuğunuz var mı? ( ) Evet ( ) Hayır Cevabınız evet ise; engel türü nedir? ( ) Konuşma engelli ( ) Ortopedik engeli 3. 4. ( ) Zihinsel engelli ( ) İşitme engelli ( ) Görme engelli ( ) Diğer (yazınız) Çocuğunuz ne kadar süredir kaynaştırma eğitimi alıyor? ( ) 0-3 ay ( )4-6 ay ( )7-9 ay ( )10-12 ay ( ) 1 yıl ve üzeri Çocuğunuzun aldığı eğitimden memnun musunuz? ( ) Evet ( ) Hayır ( ) Kısmen Memnun değilseniz neden? …………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………… 5. Çocuğunuzun sınıf öğretmeni ile iletişim kuruyor musunuz? ( ) Evet ( ) Hayır ( ) Kısmen Eğer iletişim kuruyorsanız ne sıklıkta? ( ) Her zaman ( ) Bazen ( ) Hiç 6. Çocuğunuzun ödevlerine yardımcı oluyor musunuz? ( ) Evet 7. ( ) Kısmen Diğer velilerle iletişim kuruyor musunuz? ( ) Evet 8. ( ) Hayır ( ) Hayır ( ) Kısmen Çocuğunuzun öğretmeni ve diğer velileri, çocuğunuzun engeli ile ilgili bilgilendirir misiniz? ( ) Evet ( ) Hayır ( ) Kısmen Cevabınız hayır ise neden? ................................................................................................................................................... 9. Veli toplantılarına katılıyor musunuz? ( ) Evet 10. ( ) Hayır ( ) Kısmen Bireyselleştirilmiş eğitim programı için toplantılara katılıyor musunuz? ( ) Evet ( ) Hayır ( ) Kısmet 127 EK 7. İZİN BELGESİ 128 129 EK 8: UYGULAMA YAPILAN OKULLAR 1. Ramazanoğlu İlköğretim Okulu 2. Sıtkı Kulak İlköğretim Okulu 3. Seyhan İlköğretim Okulu 4. Kasım Sacide Ener İlköğretim Okulu 5. Buhara İlköğretim Okulu 6. Ramazanoğlu İlköğretim Okulu 7. Nuri ve Zekiye Has İlköğretim Okulu 8. Ahmet Karabucak İlköğretim Okulu 9. Malazgirt İlköğretim Okulu 10. Mithat Paşa İlköğretim Okulu 11. Agiad İlköğretim Okulu 12. Tabipler Odası İlköğretim Okulu 13. Dosteller İlköğretim Okulu 14. Leman Sayıt İlköğretim Okulu 15. Sabancı İlköğretim Okulu 16. Yenişehir İlköğretim Okulu 17. Oğuzhan İlköğretim Okulu 18. Akşemsettin İlköğretim Okulu 19. Ömer Kanaatbilen İlköğretim Okulu 20. Ata İlköğretim Okulu 21. Veli Yavuz İlköğretim Okulu 22. Ömer Haluk Özuçak İlköğretim Okulu 23. Bekir Hanife Akata İlköğretim Okulu 24. Vakıfbank İlköğretim Okulu 130 ÖZGEÇMİŞ KİŞİSEL BİLGİLER Adı, Soyadı : Füsun ÜNAL Doğum Yılı :1983 Doğum Yeri : Andırın Yabancı Dil : İngilizce Medeni Durum : Bekâr Adres : Toros Mah. Mehmet Kartal Bul. No:9 Özçete Apt A Blok K:5 D:9 E-Posta : [email protected] ÖĞRENİM DURUMU 2006- : Yüksek Lisans- Çukurova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İlköğretim Bölümü Anabilim Dalı, Adana. 2002–2006 : Lisans, Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı, Adana. 1998–2002 : Lise, Mehmet Kemal Tuncel Süper Lisesi, Adana. 1995–1998 : Ortaokul- Hürriyet Ortaokulu, Adana. 1990–1995 : İlkokul- Andırın Cumhuriyet İlkokulu, Adana. İŞ DENEYİMİ 2009 - : Özel Bilim ve Sevgi Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde Zihinsel Engelliler Sınıf Öğretmeni, Adana. 2008 -2009 : Özel Seyhan Bilge Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde Zihinsel Engelliler Sınıf Öğretmeni, Adana. 2006-2007 : Kozan Özel Fidanlar Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde Zihinsel Engelliler Sınıf Öğretmeni, Kozan, Adana.
Documentos relacionados
Yabancı dile
Yurt dışına gidip, İngilizcesini ilerletmek isteyen gençler, au pair proramlarını da kullanıyorlar. Au pair programına katılan gençler yurtdışında bir aile yanında ücret ödemeden kalabiliyor. Bunun...
Leia mais